• 52
    8 mart 2015'de bir yenisini daha idrak edeceğimiz derbi. rakip ne kadar şikeci ve çirkef de olsa türkiye'deki tek rakibimiz. aramizdaki maçlarda elde ettikleri galibiyet fazlası ise bize karşı bütün yurt içi ve yurt dışı kupalarda geride olmalarını unutturacak kadar önemli onlar için. başka avunacakları birşey yok galatasaray'a karşı nitekim. öyle ya da böyle herkes için heyecanı farklıdır bu derbinin. 20'li yaşlarımdaki aşırı fanatizmin hala damarlarımda gezindiğini hissettiğim maçlardır fener derbileri!
  • 56
    20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçı ile bir yenisinin daha eşiğinde olduğumuz karşılaşma...
    bu derbinin bazı klasikleri vardır, hazır yeri gelmişken dile getirelim;

    - galatasaray genelde oynayan ve yenilen taraftır, galatasaray en iyi haliyle çıksa ve kaleyi dövse de fenerbahçe 1 tane atıp maçı kazanabilir. 26 mart 2000 galatasaray fenerbahçe maçı mesela türk futbol tarihinde bir takımın en şanslı olduğu maç olabilir. galatasaray fenerbahçe'ye yarı sahayı geçirtmemiş, samuel johnsson'ın attığı top emre'nin götüne çarpıp taffarel'i yanıltmış ve gol olmuştur. bu maçın bir benzeri de süper final zamanı türk telekom arena'da stoch'un gol attığı maçta yazanmıştır.

    - galatasaray iyi bir başlangıç yaptıysa ya da bir düzen tutturduysa, o düzenin tam bozulmaya başladığı noktada kesin bir fenerbahçe maçı hasıl olur. misal bu sene... riekerink bir şeyleri oturtmaya başladığı zaman rakibimiz beşiktaş'tan çok çekinmemize rağmen deplasmanda 2-0'ı yakalayıp 2-2 ile dönmüş ancak oyundan ve yaptıklarımızdan memnun ayrılmıştık. yok, fenerbahçe maçında böyle olmaz, o pik yaptığımız dönem düşüşe döndüğü virajda fenerbahçe'ye denk geliriz.

    - sakat ve cezalılar konusunda genelde galatasaray'ın en talihsiz dönemleri fenerbahçe maçlarına denk gelir. öyle olur ki; bazen bir mevkii de oynayacak hiç oyuncumuz kalmaksızın maça çıkmak durumunda kalabiliriz... galatasaray'ın santforsuz ya da stopersiz çıktığı, hatta bir dönem tamamen ön liberosuz çıktığı maçlar mevcuttur. saraçoğlu'ndaki en ağır mağlubiyetlerimizden birinde 4-0'lık yenilginin altında 20'li yaşlarındaki ferhat ve uğur'u aynı anda bek oynatmak zorunda kalmamız 1 numaralı sebeptir, velhasıl o maçla ilgili konuşan hiçbir fenerli bu durumdan bahsetmez.

    - saraçoğlu'nda kazanamayız... bunu bilmeyen yok herhalde... bu derbi klasiklerinden birisi de budur. ancak bu durum pek galatasaray'a has değil, zira adamlar evlerinde derbi kaybetmiyorlar bu bir gerçek. son derbi galibiyetinin beşiktaş'a ve pancu'lu maça ait olduğunu biliyoruz. ondan öncesinde de uzun dönemler yenilmemişler, biz de zaten son galibiyetimizden önce uzun süre galip gelememişiz. yani öyle sıkıntılı bir durum.

    ancak şunu belirtelim: zaten bir fenerli'nin övünebileceği 3 adet başarı kriteri vardır, birincisi 6-0'lık derbi galibiyeti, ikincisi evlerinde derbi kaybetmemeleri, üçüncüsü de galatasaray ile fenerbahçe arasındaki maçlarda galibiyet sayısı açısından üstün olmaları. bunun ötesinde herhangi bir başarı ve "üstünlük" kriterleri mevcut olmadığından, söz konusu faktör çok öne çıkmaktadır. bunlar olmasa zaten ezeli rekabetten bahsedecek bir durum da söz konusu olamaz.

    derbi adına klasikleşen zibilyon faktör bulabiliriz, ancak yukarıdakiler kriter oldu bana...

    zira bu seferki derbide, çok karşılaşmadığımız biçimde rakibin çok önemli 3 oyuncusu sahada olamayacak gibi görünüyor. en önemlisi hücumu tek başına yöneten yeni transfer jeremain lens, akabinde savunmanın bel kemiği mehmet topal cezalı olduğu için yok, diğer isim ise oynayıp oynamayacağı belli olmayan ozan tufan ki oynasa ne olur diyebileceğimiz bir adam olmasına rağmen aynı bölgede hem mehmet hem ozan sakat olunca galatasaray'ımız için gün doğmuş görünüyor.

    umuyorum bu sakatlıklardan da istifade ederek fenerbahçe'ye karşı makus talihimizi kırar ve uzun zaman sonra ilk deplasman galibiyetimizi alarak bu zinciri kırarız.

    fenerbahçe 30 sene türkiye kupası alamadı ancak aldığı sene bu geyik sona erdi. galatasaray'ın da deplasmanda fenerbahçe'yi yenememesi geyiği 1 galibiyetle ortadan kalkacak bir mazi olarak kalacak ki bizler de rahatlayacağız artık... son zamanlarda deplasmanda fenerbahçe'ye kolay kolay yenilmememiz ve zor anlar yaşatmamız bizim için umut verici. fenerbahçe'nin mevcut kadrosu galatasaray'ın mevcut kadrosuna yenilmeyecek bir kadro da değil.
  • 59
    genellikle beni ağlatan derbilerdir.

    beni sulugöz sanabilirsiniz ama öyle değilim. yaşım 17 ve galatasaray harici bir şey icin ağladığımı annem, babam dahil kimse görmemiştir. genellikle yalnızken ağlarım. ama konu galatasaray olunca kendimi durduramıyorum.

    (bkz: 8 aralık 2007 fenerbahçe galatasaray maçı)

    öğretmen evlerinde babamla izlemiştik. yaşım 7, maçtan cok ümitliyim. yengeç dansı ve akabinde mekandaki fenerlilerin tezahüratına dayanamamıştım.

    (bkz: 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçı)

    yine babamla dışarıda izlediğim karşılaşma. lincoln’nün sayılmayan golünde babamın boynuna atlamam, 4 yememiz, eve ağlayarak dönmem, evde annemin “ağlıcaksan bir daha maça gitme” azarları.

    (bkz: 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı)

    arena’daki ilk derbi, tarihin en kötü sezonu. dedemlerin yanına ilk taşındığımız sene mahalledeki kahvede izledim. semtin büyük kısmı fenerli olmasından dolayı az sayıda galatasaraylı. 1-0’dan maçı vermemiz, kahvede davullarla bekleyen fenerliler, maç bitiminde arabayla korna öttüre öttüre geçenler. yine anneden azarı yiyorum.

    (bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)

    o sene mahalledeki kahvede alıcı olmadığı icin merkezdeki kahveye dedemle gidişimiz. dakika 15 durum 2-0 olunca benim “yine mi 6-0” kaygısıyla dışarı çıkıp ağlamam, dedemin gelip teselli etmesi. maçtan sonra ben mutluyum diye dedem benden daha mutluydu.

    (bkz: 23 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe maçı)

    babayla uzun süren hasretin ardından beraber yıllar sonra izlediğimiz ilk fener derbisi. kahvede maç boyunca sesi çıkmayan fenerlilerin josef’in golünden sonra kahveyi adeta yıkmaları, sinirden babamı bırakıp parkta ağlamam.

    seni en sona sakladım...

    (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)

    ananemin ameliyat olması nedeniyle dedem ve annem hastanede. hasta fenerli dayımla izlemek zorundayım ama dayım “benim kalbim kaldırmaz izlemeyi” diyerek gel evde dinleyelim teklifinde bulundu. bende aynı fikirdeydim ama ne bilebilirdim ki daha kötü olacağını. fenerbahçe tv’den maçı dinliyoruz ama fenerbahçe’nin en ufak atağında sanki gol atmış gibi bağıran spikerler, ölüm gibi bir 90 dakika. sonunda kendimi yere atıp haykıra haykıra ağladım. ama bunlar sevinç gözyaşlarıydı...
  • 61
    şöyle bir şey var bu derbi ile ilgili; belki şampiyonluğun, kupaların, başarıların yanında o kadar da önemli değil ama, fener nasıl maç öncesi saha kenarında kupa standını gördüğü anda ne yapıp edip bir şekilde kaybediyorsa biz de sarı-lacivert formayı gördüğümüz anda bir şekilde kaybediyoruz. can sıkıcı bir durum açıkçası. bu durumu istatistiksel olarak irdelersek;

    şu an lig derbilerinde durum: toplam 130 maç oynanmış. fenerbahçe 51 kez kazanmış, 43 maç berabere bitmiş. biz de 36 kez kazanmışız. 17 galibiyet fark var yani. bu durumun bu hale gelişi, dananın kuyruğunun kopuşu, içerde dışarda fener'i yendiğimiz son sezon olan türkiye birinci ligi 1990-1991 sezonu'ndan itibaren başlıyor. o sezondan bu yana geçen 29 sezonda kendi evimizde oynanan 31 maçta 11 kez kazanmışız, 10 beraberlik var, fener de 10 kez kazanmış. adamlar evimizde bile kafa kafaya istatistik yakalamış yani. fener'in sahasında oynanan 30 maçta ise, fener 20 kez kazanmış, 6 beraberlik var, sadece 3 kez kazanabilmişiz. biz kendi evimizde sadece 1 galibiyet üstünlük kurabilirken adamlar 17 galibiyet üstünlük kurmuş. son 29 sezondaki maçları toplarsak; 56 maç oynanmış, fenerbahçe 30 kez kazanmış, 17 maç berabere bitmiş, biz de 14 kez kazanmışız. bunları yukardaki genel toplam istatistiğinden düşersek, 1990-1991 sezonu sonunda derbi durumu şöyleymiş:

    galatasaray: 22
    beraberlik: 26
    fenerbahçe: 21

    1 galibiyet de olsa öndeymişiz yani. son 29 sezonda, 1990-1991'den sonra oluşmuş bu devasa fark. enteresan olan da bu, 13 sezon şampiyon olamadığımız dönemde derbi durumunu kafa kafaya, hatta 1990-91 sonunda olduğu gibi önde tutup, en büyük başarılarımızı yaşadığımız yıllarda derbilerde bu denli geriye düşmemiz. eminim bu entry de dünya kupası'ndan, transferlerden falan pek ilgi görmeyecek ama yine de belirtmek istedim. can sıkıcı bir durum şu istatistik. bunun yanında da adamlara en son lig golümüzü olcan atmış 3 sene önce. en son lig galibiyetimiz sneijder'in 2 tane uzaktan attığı maç 4 sene önce. kendi evimizde 3 sezondur gol bile atamadık. gelecek yıl 4 puan lazım fb maçlarından, yavaş yavaş toparlamak lazım bu durumu.

    edit 1: 2018-19'da fb kümede kalmaya oynadı, ona rağmen 4 puan alamadık. iç sahada 2-0, deplasmanda da 0-1 üstünlüğü koruyamayarak 1'er puana razı olduk. 3 sezon aradan sonra fenerbahçe'ye iç sahada gol atmayı başardık diye sevineceğiz artık. ligde fenerbahçe'yi yenememe serimiz ise 9 maça çıktı ama. tek kelimeyle rezalet, hala da sneijder'in 2 salladığı maç, en son galibiyetimiz. *

    edit 2: 2019-20'de iç sahada yine yenemesek de, nihayet 20 sezonluk kadıköy serisini bitirdik. böylece beklediğim 4 puan geldi ama yetmez, devamı gelmeli. işe bak arkadaş kadıköy'de kazanıyoruz bu seferde de iç sahada kazanama olayı çıktı başımıza.
  • 62
    antalya'da oynanan ziraat türkiye kupası final maçında ilk kez tribünden izleme fırsatı bulduğum türkiyenin en büyük derbi maçı. kredi kartındaki sıkıntıdan dolayı defalarca denememe rağmen ilk başlarda bilet alamamıştım ancak saat 10.17 de biletimi alabildim 3 dakika sonra da tüm biletler tükenmişti. maç günü geldi çattı. ligde oynanan derbilerde genelde içimde bir sıkıntı olurdu ama o gün final maçı olmasının ve ucunda kupa olmasının rahatlığı vardı adeta, sonuçta kupa beyi galatasaraydı ve yine o kupayı da müzesine götürmeyi başaracaktı aslan parçaları. nitekim öyle de oldu alman panzeri podolski sahneye çıktı. kupa galatasarayımın ellerinde yükseldi. ilk kez kupa sevincini statta yaşamanın verdiği gurur ve daha da ötesi kupayı fenerbahçeden almanın büyük sevinci vardı.
  • 63
    90'lı yılların ortalarından itibaren takip ettiğim maçlardır. acısı ve tatlısıyla birçok sonucu hatırlıyorum. yıllardır yazmayı arzu ediyorum bu derbi hakkında. bu derbilerde olan olayları motamot değil de hissettirdikleriyle çok iyi analiz edecek kadar yaşadığımı düşünüyorum. negatif bir hava oluşturmak değil gayem. lakin genel olarak bu derbileri kaybediyoruz, özellikle deplasmanda ve birçoklarının aksine bunun nedeni saraçoğlu'na gömülmüş bir tavuk bacağı değil.

    fenerbahçe için bu maçlar bir günlük maçlar değiller. fenerbahçeli olmak demek topyekun bu maçları yaşayarak ömür sürmek demek. belki bu günlerde değil ama geçmişte fenerbahçe çoğu defa galatasaray maçında efsane futbol oynayan oyuncuları transfer etti. bizimle iken de galatasaray maçında şov yapsın diye düşünerek. bu maçlarda gol atan oyuncular sezonun tamamını kötü geçirseler de yeni sözleşme kaptılar. kemal arslan da atsa, selçuk şahin de atsa böyle oldu.
    yeni transfer edilen güney amerikalı oyuncularla yapılan ilk röportajlar hep aynı klişe ile geçti. hepsi galatasaray derbisini iple çektiklerini söylediler. dolayısıyla fenerbahçe'li bir futbolcu daima bu maçların ölüm kalım maçı olduğunu bilmek zorundaydı.

    cristian baroni mesela transferi sonrası eleştirilerin odağı konumunda bir güney amerikalı. ilk maçında ısınırken gibi arda ile kavga edip maçın kaderini değiştirecek kadar bilincindeydi her şeyin. jailson hakeza bugün fenerbahçe taraftarının sevdiği bir oyuncu olmasını galatasaray maçında yaptıklarına borçlu.

    yıllarca aziz yıldırım tüm derbilerden evvel rekor prim sözü verdi takımına. tepetaklak gidilen bir sezon var mesela, lorant kulübede iken. size şöyle anlatayım, lorant'ın yerine bu sözlükten birisi fenerbahçe'yi çalıştırsa durum anlaşılmasın diye öylesine kötü hamleler yapamazdı. o lorant 6-0'lık maçı nedeniyle hala seviliyor suyun karşı tarafında.

    galatasaray maçından evvelki üç maç genelde fenerbahçeli futbolcuların kart cezalarını sıfırladığı maçlar oldular. bir maç kala özellikle en iyi oyuncular dinlendirildiler. meğersem birazcık sakatlarmış da galatasaray maçına da yetişmeyebilirlermiş. hiç öyle olmadı arkadaşlar hep yetiştiler. dolayısıyla fenerbahçe sezonun en kötü dönemlerini genelde galatasaray maçından önceki 2-3 haftada geçirdi. bu sayede hem diri kaldılar, hem de daima bu maçı kazanmaya mecbur çıktılar sahaya. hem de bu maçlardan hemen evvel hep hakemleri baskı altına alacak bir açıklama yapmaya fırsat buldular. küskünlüler stada geldi, taraftarlar merdivenleri doldurdu ve atmosfer savaş alanına çevirildi.

    sahaya da fenerbahçe daima 4-5-1 çıktı. orta sahada bir ofansif oyuncu, bir de forvet; bunun dışındaki herkes neredeyse savunmacı. dört bek ile sahaya çıktığı maç oldu fenerbahçe'nin. maç başlar başlamaz sahada delicesine koşan dokuz oyuncu ve ilk 15 dakikada yapılan 3-4 sert faul ile gerilen sinirler.

    gelelim galatasaray'ımıza. klişe bir laf vardır, duyarız hep. bütün maçlar üç puan. hep bu kafayla çıktık sahaya biz. çatır çatır yenerek geldik o maça kadar ligde. vanspor, sivasspor demeden hep aynı ciddiyetle. oyunları görmeyen taraf olduk, arda gitti baroni'nin oyununa geldi. o zamana kadarki özgüvenimiz ile üç forvet ile sahaya çıktığımız kadıköy deplasmanları yaşadık. ilk on beş dakikaları da hep ataklarla geçiren taraf olduk. lincoln'un sayılmayan golünün olduğu maç çok da yaklaştık mutlu sona. yediğimiz üç dört tekmeden sonra pıstık. golü yedikten sonra da genelde onlar bir ön libero koyarken biz de bir forvet daha sürdük sahaya. hep şunu dedik. bu bu maraton içerisinde diğerlerinin tamamı gibi sadece bir maç. her maç ne kadar sakat ve cezalımız var ise bu maç da o kadar oldu. mesela önümüzdeki maçı düşünelim. aynı anda çift stoperimiz cezalı. bakın, bence çok yanlış birşey de olsa, fenerbahçe olsa kupada bu stoperlerden en az birini dinlendirir; son maçta da luyindama'yı hiç oynatmazdı. gider, malatya'ya yenilirdi, olsundu.

    velhasılı kelam özetle, onlar için bu maç hep ölüm kalım maçı oldu, bizim için ise tek maç. onlar bu maçı aldılar, biz kulvarın tamamına çok daha fazla asıldık. ben mutluyum, biz kupalar aldık, onlar kadıköy derbilerini.
    lakin bu yazıyı da içimden akıtan şey şudur. bir sezon, sadece bir sezon bu derbiye onlar kadar önem verip bu seriyi kıralım. kıralım ki ellerinde hiç bir şey kalmasın. galatasaraylı biriyle konuşurken söyleyebilecek hiç-bir-şey. bu sene midir bilmiyorum ama elbet kırılacak bu seri. iyi olan değil galatasaray kazansın.
  • 64
    sezon sonlarında şampiyon olacağımızı bilsem her sene kadıköy'de yensinler bizi, gık demem.
    şartlar ve haftalar ne getirir bilemem ama görünen şu ki 2018-2019 sezonu özelinde şampiyonluğumuz kuvvetle muhtemel kadıköy'den çıkacak 3 puana bağlı.
    dolayısıyla bizim için olmak ya da olmamak derbisi bu haftaki maç.
    bunca yıllık gözlemlerim fenerbahçe'nin psikolojik olarak derbi maçlara daha iyi hazırlandığı yönünde.
    bunun başlıca sebeplerinden biri de, iki camianın da sezon başı hedef belirleme şekillerine dayanıyor bence.
    galatasaray'da olmadığı şekilde fenerbahçe'nin her sezona başlarken koyduğu ana hedeflerden birinin galatasaray'a karşı üstünlük sağlamak olduğunu düşünüyorum, bu onları tatmin edebilecek bir hedef olsa da, hiçbir galatasaray'lı, fener galibiyetlerine ne kadar çok sevinse de, kulübünün böyle basit, vizyondan uzak bir hedef koymasını hem istemez, hem de tatmin olmaz. kendimi bildim bileli biz, fener'e üstünlük sağlamayı ancak şampiyonluğa, kupaya giden yolda bir araç olarak gördük ve görmekteyiz.
    bu çerçevede, fenerbahçe camiasının bizimle oynadığı derbileri olmak ya da olmamak maçları olarak görmesi o camianın vizyonudur ve 20 yıldır bir şekilde bunu psikolojik olarak sahaya bizden daha iyi yansıtabilmektedir.
    ne olursa olsun, galatasaray olarak biz ise kendimizi her zaman "finallerin takımı" olarak görmekteyiz.
    ve bu haftaki maç bizim için tam anlamıyla final maçı niteliğinde.
    (bkz: 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçı)
    umarım şampiyonluk iddiamızın kuvvetlendiği bir hafta yaşarız.
    allah yardımcımız olsun...
  • 69
    daha önce de yazdım tekrar yazıyorum. bizim fenerbahça’yi yenmemiz çok ama çok zor. çünkü fenerbahçe’yi yensek, hakemi yenemiyoruz, hakemi yensek mhk’yi, mhk’yi yensek federasyonu yenemiyoruz. bu işlerin büyü ile müyü ile en ufak bir ilgisi yok.

    yapmamız gereken şey bu ifritlere yenilmemek ve kendi sahamızda da yenmek. maalesef şu anda başka çare yok. ilerde ülkeye adalet gelirse belki o zaman kadıköy’de de yenebiliriz.

    adamların varlık amaçları bize yenilmemek. bunun dışında şampiyon olmak, kupa almak falan umurlarında değil. komik ama böyle.:)

    not: bütün bunlar, fatih hoca’nın hatalarını ortadan kaldırmaz ama biraz sakinleşelim onları da yazarız.

    (bkz: 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçı)
  • 70
    fenerbahçe'nin sahasında galatasaray'ı 2 senedir yenemediği derbi.*

    seri bozulmadı muhabbetine taraftarların çok takılmaması lazım. bu 19 yıllık seri muhabbeti yıllar geçtikçe fenerbahçe'nin aleyhine dönmeye başladı. bu akşam seri bozulmuş olsa, önümüzdeki 10 yıl boyunca kadıköy'de oynanacak olan maçlarda örneğin 8g-2b alırlardı. ama seri işine çok takıldıkları için önümüzdeki 10 yıl en fazla 3g-6b-1m felan alırlar.

    özellikle hile hurda ile bu seriyi korumaları da, burunlarının pislikten çıkmamasına neden oluyor. doğanın bir kanunu var, hak yiyerek başarılı olmaya alıştıkları için, bunca yıllık başarısızlıklarını bununla olan ilişkisini kuramıyorlar. 2020 ye kadar herhangi bir kupa alma şansları yok. 6 yıl oluyor. son 12 senede, biri şikeli 2 şampiyonlukları var. şampiyonlar ligine 12 senedir gidemiyorlar.

    sözün özü; bu seri işi adamların emziği, uyandırmayın kerizleri.*
  • 72
    2010/2011 sezonunun 2. yarısını saymıyorum.

    arena'ya geçtiğimiz 11/12 sezonundan beri 8 sezonda 5 şampiyonluk yaşadık. bu 5 şampiyonluğun da bir ortak noktası var: ligin ilk yarısındaki fenerbahçe maçlarını evimizde oynamak. fenerbahçe ile ilk maçı evimizde oynadığımız 11/12, 12/13, 14/15, 17/18, 18/19 sezonlarında şampiyonluk yaşadık. ilk maçı kadıköy'de oynadığımız sezonlarda ise şampiyon olamadık.
  • 73
    son 11 yılda şampiyonluk için fazlasıyla ipucu veren derbi.

    şöyle ki : 2008-2009 sezonundan bu yana, sezonun ilk galatasaray-fenerbahçe maçı ali sami yen'de oynanıyorsa galatasaray şampiyon oluyor. kadıköy'de oynanırsa galatasaray harici bir takım şampiyon oluyor.

    hemen bir hafızaları tazeleyelim :
    (sezon-ilk maç-şampiyon)

    2008-2009 / kadıköy / beşiktaş
    2009-2010 / kadıköy / bursaspor
    2010-2011 / kadıköy / fenerbahçe
    2011-2012 / ali sami yen / galatasaray
    2012-2013 / ali sami yen / galatasaray
    2013-2014 / kadıköy / fenerbahçe
    2014-2015 / ali sami yen / galatasaray
    2015-2016 / kadıköy / beşiktaş
    2016-2017 / kadıköy / beşiktaş
    2017-2018 / ali sami yen / galatasaray
    2018-2019 / ali sami yen / galatasaray

    anlayacağınız nonda'nın 2008 baharındaki altın kafasından bu yana, bu derbinin sami yen ayağının baharda olması bize yaramıyor.

    2 gün sonraki fikstür çekiminde takip edeceğim öncelikli konu ilk maçı nerede oynayacağımız olacak.

    (bkz: çek bir ali sami yen)
  • 75
    lig derbisi olanlarında uzunca bir süredir 3 gol atan bir taraf bulunmuyor. bir tarafın 3 gol attığı en son lig derbisi 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı şu anda. fenerbahçe ise 3 golü en son 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı 'nda atmış. son 25 sezonda * bir tarafın 3 ve daha üzeri gol attığı derbiler:

    lig derbileri:

    galatasaray:

    2011-2012: galatasaray 3-1 fenerbahçe
    2019-2020: fenerbahçe 1-3 galatasaray

    fenerbahçe:

    1995-1996: fenerbahçe 3-1 galatasaray
    1996-1997: galatasaray 0-4 fenerbahçe
    1996-1997: fenerbahçe 3-2 galatasaray
    1997-1998: fenerbahçe 3-1 galatasaray
    2002-2003: fenerbahçe 6-0 galatasaray
    2005-2006: fenerbahçe 4-0 galatasaray
    2008-2009: fenerbahçe 4-1 galatasaray
    2009-2010: fenerbahçe 3-1 galatasaray

    tüm maçlar:

    galatasaray:

    1995-1996: fenerbahçe 0-3 galatasaray (süper kupa)
    1997-1998: galatasaray 4-2 fenerbahçe (tsyd kupası)
    1998-1999: fenerbahçe 1-4 galatasaray (tsyd kupası)
    2000-2001: fenerbahçe 4-4 galatasaray (türkiye kupası)
    2004-2005: galatasaray 5-1 fenerbahçe (türkiye kupası)
    2005-2006: galatasaray 3-2 fenerbahçe (türkiye kupası)
    2011-2012: galatasaray 3-1 fenerbahçe
    2011-2012: galatasaray 3-2 fenerbahçe (süper kupa)
    2019-2020: fenerbahçe 1-3 galatasaray

    fenerbahçe:

    1995-1996: galatasaray 1-3 fenerbahçe (tsyd kupası)
    1995-1996: fenerbahçe 3-1 galatasaray
    1996-1997: galatasaray 0-4 fenerbahçe
    1996-1997: fenerbahçe 3-2 galatasaray
    1997-1998: fenerbahçe 3-1 galatasaray
    2000-2001: fenerbahçe 4-4 galatasaray (türkiye kupası)
    2002-2003: fenerbahçe 6-0 galatasaray
    2005-2006: fenerbahçe 4-0 galatasaray
    2008-2009: fenerbahçe 4-1 galatasaray
    2009-2010: fenerbahçe 3-1 galatasaray
App Store'dan indirin Google Play'den alın