• 51
    sanırım mustafa cengiz yönetiminin en çok zarar verdiği yer galatasaray camiası oldu. kulüp içinde birlik beraberlik olmayınca rakiplerin, federasyonun, hakemlerin istediklerini yapabilmesi için daha kolay hedef haline geldik.

    şu an yönetim, florya, taraftar, lise, üyeler herkes kendi bacağından asılıyor. yeni başkan olacak kişi umarım birlikteliği tekrardan tahsis eder ve galatasaray'ın bilinçli yalnızlaştırılmasını -özellikle anadoluda- engelleyebilir.

    not: zamanında mustafa cengiz yönetimine de büyük yanlışlar yapıldı.
  • 52
    son 3 başkanlık seçiminde konsensüs saglayamamış camiadır. genel olarak umutsuzluk hakim. ağır toplar bir araya gelip güçlü bir figürün etrafında oluşturulabilecek en iyi yönetim kurulunu oluşturup seçime öyle girmeliydik. mevcut 3 adayı listeleriyle birlikte toplasan ünal aysal'ın ilk yönetiminin 10'da biri etmez.

    şu an bize lazım olan 2011 mayısında kurulan yönetim gibi bir yönetim. yoksa dursun dönemi gibi bir dönem daha bizi bekliyor.
  • 53
    klikleri çok olan camia. herkes haklı çıkma derdinde. öncelik galatasaray değil. birlik ve beraberlik yok. bölünmüş olduğundan da dışarıya karşı zayıf. kalitemiz var ama örgütlü değiliz. mustafa cengizin son zamanlarında ayrılıklar derinleşti. kendisine gelmesi gereken camia. totaliter rejime dönmüş kurumlarla demokrasinin kurullariyla mücadele ettiği için sesini duyuramıyor, mücadelesi cılız kalıyor.
  • 54
    mevcut yönetimi haklı olarak dışarıya kedi içeriye aslan olmakla suçlayan camia.

    29 mayıs günü istanbulun fethi kutlamaları yapılıp, şampiyonlar ligi finali seyircili oynatılırken seçim ertelenirse kendilerinin de yönetimden bir farklı kalmaz. milletin maçlara kamyonla adam yığdığı, tıkış tıkış kongrelerin yapıldığı ortamda seçimi yaptıramayacaklarsa eylül ayında gelince ağlamayacaklar yeni sezona hazırlanamadık diye.
  • 55
    21 mayıs 2021 mustafa cengiz basın toplantısı sonrası hep beraber dibi gördük sanırım.
    mustafa cengiz'i seven destekleyen insanlar bile eminim olup bitene anlam veremiyordur.

    önceden tek fanatik kesimimiz kafatasçı lisecilerimizdi. şimdi onların karşısında liseli herkesten nefret eden bir kesim çıktı ya da eli kulağında...
    buradan nasıl döneceğiz bakalım.
  • 56
    marcao’nun yaptığını tasvip etmemekle birlikte galeyana gelmemesi gereken camia.taraftar dahil asalım, keselim modunda.neymiş efendim böyle birşey ilk defa yaşanıyormuş, kovulmalıymış, sınır dışı edilmeliymiş.çünkü tek dürüst,şeffaf camia biziz. şikeler, at şikesi ,ırkçılık herşey oldu bu ülkede; daha geçen sene şampiyonluk gitti diye karagümrüklü futbolculara saldırıldı topluca.hiç böyle tepki, yaygara oldu mu; tabi ki olmadı.emre belözoğlu kaptan olarak devam etmedi mi, muzla ırkçılık savunulmadı mı; nedir bu yaygara. kerem gibi karaktere böyle birşeyin yapılması hiç hoş olmadı ancak cezayı kesecek olan sadece ve sadece galatasaray camiasıdır, hiçbir kulübe yem edilmemelidir.marcao çıkar basın önünde arkadaşından,camiasından özür diler, disiplin cezasını ,maddi ve bir süre kadro dışı kalarak çeker. önce içimizde sükunet.
  • 57
    yanlış yaptığı için avrupa gol kralını ezeli rakibine gönderen camiadır.
    boyundan büyük laflar ettikleri için emre ve okan’a yol veren camiadır.
    takım kaptanının kulüp başkanının elini öptüğü camiadır.
    bir futbolcunun gitmesi galatasaray’ı yıkacaksa, bence komple kapatalım kulübü!!
    galatasaray’ın değerleri marcao’nun topu oyuna iyi sokmasından on bin kat daha önemlidir.
    marcao giderse çok kötü olur diye düşünenlere saygı duymakla birlikte, bizim bildiğimiz galatasaray arasında fark var derim.
    zaten son yıllarda iyice kaybettiğimiz şeyleri hepten yitirmek çok yıkıcı olacaktır.

    (bkz: 16 ağustos 2021 marcao kerem aktürkoğlu olayı)
  • 58
    bizim bildiğimiz galatasaray ve türkiye değerleri 2002 yılı öncesinde kaldı. aynı galatasaray değerleri arda’yı kulübün içine tekrar kaptan olarak geri döndürdü, aynı galatasaray değerleri kupa seremonisine yüzü asık gelen ve gelemeyen tüpçülerle mutluluk pozları veren fatih hocasını göreve getirdi. arda’nın , fatih hoca’nın galatasaraylılığından, galatasaray değerlerine önem vermediğinden kimse şüphe edebilir mi. marcao çok büyük bir yanlış yapmıştır, hata etmiştir. affedicisi de cezalandırıcısı da galatasaray camiasından başka kimse olmamalıdır, hele ki kokuşmuş diğer camialara yem edilmemelidir. troll saldırılarından ve atılan tweetlerden görüleceği üzere bu durumdan beslenen kurumlar, kişiler bellidir. taraftar yangına körükle gitmek yerine itidalli olup yönetim kararlarını beklemelidir ve saygı duymalıdır ama öncelikle kendi içinde halletmelidir.
  • 59
    maalesef yumruğunu rakibe atamayan camia.
    20 ağustos 2021 tff’nin galatasaray’a kurduğu kumpası beşiktaş veya fenerbahçe’ye kurduğunu düşünsenize ne olurdu?
    en başta sosyal medya yıkılır, günlerce trendden inmezdi. sonra başta gazeteci kimlikli kişiler ve bunların bir kısmının sahibi olan siyasiler peş peşe açıklama yapardı?
    peki şimdi galatasaray için kimler konuşuyor. gazeteci ve yorumcu kimliği ile erhan telli, ılgaz çınar, haluk yürekli ve gökhan dinç. medya olarak sadece odatv’de gördüm. yalandan #galatasaraydüşmanıtff diye bir kaç tweet dışında bir şey yok, ki bu etiket normal bir lig maçından sonra bile açılabilen bir başlık.
    bizim camia bir olana kadar galatasaray’ın geleceğini çoktan bitirmiş olacaklar, üzülüyorum.
  • 60
    sosyal medyada troll ordusu olmadan,

    yazılı - görsel medyada oligark desteği olmadan,

    bürokrasi ve kurumlarda siyasi destek olmadan

    taraftar ve yönetimin tepkisel olarak yapabilecekleri sınırlı.

    bjkli troll ordusu kurup bundan utanmak yerine kariyer basamaklarını tırmanmaya devam edenler varken, medyada galatasaray düşmanlarını galatasaray muhabiri olarak atayanlar varken ve siyaset açıktan düşmanlık yaparken camia olarak ne yapabiliriz?

    galatasaray haricinde futbol paydaşlarına kuruş harcanmamalı. asla galatasaray düşmanları izlenip adam yerine konmamalı. en küçük hakaret ve iftiraya dava açacak hukukçu kadrosu teşkil ettirilmeli. başka ne yapsak ters tepecek. işimiz çok zor.
  • 61
    ülke sınırları içerisinde medyanın olayı ne derece konuşup konuşmadığının bir önemi yoktur. çünkü sadece spor değil, siyaset, yaşam ve aklınıza ne gelirse, ne kepazeliklerin karşısında sustuklarını, nelerin nelerin üstünü örtmeye çalıştıklarını hepimiz yaşadık, gördük. aynı şekilde camianın da çok konuşmasına gerek yoktur. yapılacak iş bellidir. hukuk nezdinde cas, aihm' de dahil tüm hukuk kanallarında hakkımizi aramalıyız. konuşmak değil eylem gerek bize. ve bunu yapıyoruz. daha önce bir kulübün tff' yi ve kurullarını dava ettiğini görmedim. yoksa ülkede kalemini satmış gastecimsilerin, provakatörlerin olayin üstünü örtmek isteyecegi aşikardır. (bkz: tahir kum, turgay demir, bülent uslu...)
  • 64
    futbolcularının bol bol gol kaçırdığı, hakemin bariz etkisiyle yenildiği bir fenerbahçe maçından sonra suçu fatih terimde bulandır. fatih terim’in bugün tek suçu son dakikada yediği kırmızı karttır. feghouli’nin kaçırdığı, van aarnolt’un pas çıkardığı, cicaldau’nun altı pastan kaçırdığı, cicaldau’nun çaprazdan vurduğu, kerem’in direğe nişanladığı, diagne’nin karşı karşıya kaçırdığı ve diagne’nin iptal edilen toplam 7 pozisyonda golü bulamayan bir takım vardı sahada, rakibin goller haricinde neredeyse pozisyonu yok. attığı ilk gol bariz faul, bunun haricinde tisserand’ın kırmızısını avantaja bıraksa diagne’ye yapılan bir penaltı da mevcut.
  • 65
    çok tuhaf bir şekilde hakemler tarafından katledilmeye alışmış ve bu yüzden tepki vermek yerine hatayı her zaman kendi takımı veya hocasında arayan camia.

    fenerbahçe gibi en ufak bir hata sonrası ortalığı ayağa kaldıran bir camia olmayı asla istemem, ama bu kadarı da fazla. iyi oynayıp bir ton pozisyona girdiğin maçta* hakem maçı eliyle alıp rakibine veriyor, tek bir güçlü ses yok. taraftar da hakem mağduriyetlerine o kadar alışmış ki "hakemi yenmek" söylemi çok normal ve doğal birşeymiş gibi konuşuluyor, taraftar hakemi yenemediğimiz için takımı ve hoca'yı eleştiriyor.

    akıl mantık almıyor şu durumu. rakibin ayağına taş takılıp anadolu takımıyla berabere kalsa türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi haline getiriyor meseleyi; bizim en önemli maçımızda* hakem milyonların gözü önünde bizzat maçın kaderiyle oynuyor, ama biz burada teknik heyeti ve takımı konuşuyoruz. aynen devam. dünyanın en beyefendi kulübüyüz, mazallah zeval gelmesin.
  • 67
    sindirilmiş camia. aralarından üç beş muhalif ses çıksa bile tek yumruk olarak masaya vuramayan camia.
    başkanlar değişiyor fıtrat aynı kalıyor.
    adnan polat sonrası dönemde bir tek ünal aysal sivri çıkışlarıyla dikkat çekti.
    gerisi adeta "boynumuz vermiş olduğunuz hükümlerden ince" dedi.
    oysa ne kadar güzel söylemişti mustafa cengiz;
    geçme namert köprüsünde ko aparsın sel seni,yatma çakal yatağında ko yesin aslan seni.
  • 68
    üye kalitesini arşa çıkaran g.saray lisesi'ne rağmen içinden bir ali koç bile çıkaramayan camia. o ali koç ki istese abd veya rusya başkanıyla yüzyüze birebir görüşebilir. adam bu prestiji bozuk para gibi harcayıp rambo okan'la filan muhatap oluyor.
    herkes görevden kaçıyor, herkes başkasından hizmet bekliyor, herkes birbirini öne itiyor, herkes bütün hatalar, kusurlar asla atlanmadan çok güzel eleştiriyor yönetenleri ama kimse göreve talip olmuyor, ortalıkda dursun özbek gibilere kalıyor. koskoca g.saray başkanlığı nasıl bu adama kalır aklım almıyor. göreve gelenlerde ya cebini doldurma yada reklamını yapma peşinde. a.albayrak gibi gerçekten kulübü sevenlerde de beklenen vizyon yok malesef. zar zor düzgün bir yönetim kurulduğunda da şişkin egolar çarpışmaya başlıyor. ünal aysal ve özellikle fatih terim'e 2013'deki yol ayrımından dolayı asla kalbim doğrulmayacak. 3 temmuz şike sürecinden dolayı bütün rakiplerimiz maddi-manevi darmadağın haldeyken, hepsine 20-30 yıl fark atacakken kendi ayağımıza sıktık resmen. türkiye'nin bayern'i olacaktık, şimdi nerdeyse küme düşeceğiz.
    fatih terim'in başkanlığı mı? allah yazdıysa bozsun, hocayken bu kadar adam harcayan, üstü konumundaki yönetimlere kan kusturan adam altındaki hocalara, yönetimlere neler yapmaz. kendisini bize yaşattıkları için ne kadar sevsem de egosunu kulüpten her zaman daha çok sevdiği için onu affedemiyorum. g.saray ancak uyumlu bir ekip çalışmasıyla düze çıkar. her koltuğa alanında(futbol bilgisi, finans, hukuk, pazarlama, iletişim....) uzmanlaşmış, liyakat sahibi isimler gelmesi gerekiyor. egosu için yaşayan birisi bunların hepsini çiğner geçer.
  • 69
    çok yanlış yönlendirilen ve yanlışlarına alkış tutar hale gelmiş, gerçeklerden uzaklaşmış camia.

    bir kere sosyal medyası(twitter özellikle) kimlerden olduğu bilinmeyen(nihat özdemir, ali koç olduğunu tahmin ediyorum) ismi cismi olmayan kişilerin kontrolü altında. bu kadar manipülasyona açık bir camia görmedim. fikir özgürlüğü adına bu manipülasyonları göremiyor bile.

    herkes birbirinden nefret ediyor. fatih terim nefreti ayrı, abdürrahim nefreti ayrı (bu arada fatih terim ile abdürrahim'de kavgalı), rahmetli mustafa cengiz nefreti ayrı, burak elmas nefreti ayrı, ünal aysal nefreti ayrı, adnan polat nefreti ayrı, dursun özbek nefreti ayrı, eşref hamamcıoğlu nefreti ayrı, lise nefreti ayrı, alaylı nefreti ayrı, futbolcusuna nefreti ayrı, torrent'e nefreti ayrı, fatih altaylı, hıncal nefreti ayrı... sözün kısası protonlarına kadar birbirinden nefret eden camia nasıl başarılı olsun? hiçbir camiada olmayan aşırı nefret duygusu var bu camiada. biz bir kulübüz, spor yapıyoruz neyi paylaşamıyorsun da herkes birbirinden nefret ediyor?

    eski basmakalıp cümlelerle yok "biz kaostan besleniriz" gibi laflarla kendilerine telkinler yapıyorlar. hayır, o kadar bölünmüş durumdasın ki hiçbir kaos seni başarılı kılamaz. her kaos seni daha fazla böler bunu bile göremiyorsun artık.

    açık söylemek lazım bu camiayı bundan sonra aziz yıldırım tarzı birisi paklar. fenerbahçe'nin 90'lardaki haline döndü camia, kimse gözünün önünde olanı görmüyor. birisinin yukarıdan çok sert vurması gerekiyor ki düzen yeniden kurulabilsin. camianın başkanlık havuzu aziz yıldırım gibilerine izin vermediği için sürekli zayıf başkanlar gelecek. o yüzden de tüzükler değişene kadar, sürekli bölünen, sürekli başarısız olan ve sürekli birbirinden daha fazla nefret eden bir camia göreceğiz. bundan sonra 2 sene de bir şampiyon olan galatasaray'ı değil 10-15 senede bir gelen şampiyonlukları göreceğiz. acı ama durum bu.
  • 70
    özellikle genel kurullar televizyondan yayınlanmaya başladıktan ve sosyal medya popüler olmaya başladıktan sonra çok acayip bir kafay girmiştir.
    isim vermeyeceğim ama herkesin bildiği iki seçim bezirganı var, bunlar aylarca clubhouse ve twitter space’de yayınlar yaptılar ve bilirkişi gibi ahkam kestiler.
    bunların ağa babalarının perde arkasında neler çevirdiğini herkes çok iyi biliyor.
    yaklaşık 20 senedir bir şekilde her seçimde ve her olayda kendilerini bir şekilde ortaya çıkartıyorlar.

    bu entryde (bkz: #3360014) ılgaz abi kısaca değinmiş arkadaşlara.
    bunların yaptığı işten galatasaray’a hayır gelmez.
    kendini akıllı sanan burak elmas‘a hem istediklerini yaptırdılar hem de çok güzel ibra etmediler.
    haketmişti filan ama bunların kayığına binen burak elmas’a da geçmiş olsun:)
    diyeceğim o ki; bu işlerin sonu gelmeden bizim burnumuz boktan çıkmaz.
    bugün taraftar burak elmas gittiği için mutlu, biz sevinç çığlıkları atarken onlar abilerini hazırlamaya başladılar bile:)
    aynı şeyleri söyleyip duruyorum ama sorun burak elmas’ın gitmesinden çok daha büyük.
    onu idrak ettiğimizde zaten mevzuyu çözmüş olacağız:)
  • 71
    demokrasinin zaaflarını iliklerine kadar yaşayan camia. kendimizi kandırmayalım arkadaşlar galatasaray'da yaşadığımız iyi bir demokrasi örneği değil.

    şu an demokrasinin 2 en büyük zaafını da yaşıyoruz.

    1) seçimin araç olmaktan çıkıp amaç haline gelmesi.

    seçim yöneticileri seçmek için kullanılan bir yöntemden fazlası değildir. ama bizde kongre kurtlarının oyun sahasına dönen, bunların çıkar sahası olmuş durumda. bu durum demokrasiyle, hesap vermeyle falan açıklanıyor ama iyi bir demokraside hesap verme sadece seçimle değil hukuk ve denetlemeyle olur. seçimden seçime iktidardan hesap soruyorsan geçmiş olsun.

    madem ibra etmeme yoluyla hesap soruyorsun dursun özbek'i niye mali olarak ibra ettin? herkesten çok yanlışı vardı. ettin çünkü ya abicilik üzerinden ya da maddi olarak çıkarın vardı. ayrıca denetleyemediğin adamı ibra etsen ne olur etmesen ne olur?

    burak elmas'da bu kongre kurtlarıyla zamanında az iş yapmadığı için başına geleni hak etti.

    2) işi bilen adamların laf cambazı, retorik ustası olmamasından kaynaklı ön plana içi boş ama ağzı laf yapanların çıkması.

    bu durum iyi demokrasiler için de geçerlidir. ama bir fark var. iyi demokrasilerde kurulu bir sistem olduğu için yöneticinin görevi önüne konulan fikirlerden birini seçmek ve bunu halka açıklamaktır. yani aslında yöneticiden retorik yeteneğinden fazla bir şey yapması beklenmemektedir. kötü demokrasilerde ise bir başkan her şeye karar verdiği için bir başkandan bir başkana geçiş sanki saltanat değişimi gibi oluyor. her şey sıfırlanıyor.

    sonuç olarak galatasaray'da demokrasi var diye kendimizi kandırmayalım. ancak 3. dünya ülkelerinde görülen yöneticilerin bir türlü seçilemediği, kongre kavgalarının bol olduğu, yöneticilerin projelerine göre değil de kongre kurtlarının yönledirmeleriyle seçildiği, bir başkandan bir başkana her şeyin sıfırlandığı bir yapıdayız.
  • 72
    başarıya endekslidir, en iyi ve gurur duyulası özelliği de budur.

    son günlerde konuşulan, anlatılan şeylere hiç anlam veremiyorum. hatta fatih altaylı'nın * köşe yazısında yazdığı yazıya baya şaşırdım.

    son 20 yılda bu ülkenin hangi biriminde başarısız olan birinin tokat gibi görevinden alındığını gördünüz? genelde safsatalarla bu kişi savunulur ve bir şekilde görevine devam eder. en fazla en üst kademeden "köşeye çekilmesi" istenirse görevini bırakır. peki bizde ne oldu, apaçık ve bariz bir şekilde başarısız olan bir adam seçildikten 9 ay sonra gayet de medeni bir şekilde oylandı ve sonucunda görevinden ayrılması sağlandı.

    hiç laga lugaya girmeye gerek yok, adam başarısızdı ve gidiyor. tekrar yazıyorum, başarısızdı. başarısız insanlara müsaade ettikçe her geçen gün yerine geçebilecek doğru insandan çalar ve fırsat maliyetine katlanırsınız. nitekim bu işin güzel bir yolu yok, ibra edilmeyen her başkan uzaktan mağdur görünür. lan böyle olmasa mıydı dersiniz, ama tam olarak böyle olmalıdır.
  • 74
    galatasaray’a üye olmanın eskiden bir ağırlığı vardı.
    üye dediğin zaman gerçekten kulübün tarihini ve anlayışını bilirdi.
    geçen gece twitter space odasına girdim, konuşmacı yaptılar, hatta galatasarayefendisi de oradaydı.
    neyse bir üye geldi ve başladı konuşmaya.
    öyle bir anlatıyor ki, zannedersin biz mağarada yaşıyoruz.
    bir şey sordum ve saçma sapan cevap verince dayanamayıp çıktım.
    neyse konuyu şuraya bağlayacağım.
    galatasaray üyelerin bir kısmı popülizm hastalığına yakalanmış durumdular.
    genel kurulda konuşayım, sonra onu twitter’dan paylaşayım.
    space odalarında üstten üstten takılıp ahkam keseyim, insanlara bilmişlik taslayayım.
    son 10 yılda başımıza ne geldiyse bu popülizm sevdasından geldi.
    ya bir adam var, kulübe üye. 70 yaşında çok rahat vardır.
    yahu olmadığı space odası yok:)
    geliyor habire konuşuyor, anlatıyor da anlatıyor.
    her gece space odaları dolup taşıyor, kulübü space veya clubhouse’dan kurtarabileceklerini düşünüyorlar ve insanlara akıl veriyorlar.
    üzgünüm ama bu popülizm bize ancak zarar verir, bir gram faydası olmaz.
  • 75
    30 nisan 2022 galatasaray olağanüstü seçimli genel kurulu iptal ettirilince olağanüstü bir divan kurulu yapıldı ve ortalık haklı olarak ayağa kaldırıldı.
    burak elmas seçimi 11 haziran’a koydu diye yerden yere vuruldu.
    “üçüncü bir aday çıkarsa gölge onun üstüne kalır” dedi iki başkan adayı.
    en nihayetinde 3. bir başkan adayı çıktı ve en çok bağıran başkan adayı onun listesine geçti.
    diğer başkan adayı dostlar alışverişte görsün diye eleştirdi 3. başkan adayını.
    divan’da atıp tutanlar da sus pus, taraftarın bir kısmı fatih terim’i getirme ihtimali var diye dursun özbek güzellemesi yapıyor.
    sezonu geç açmak, transferin gecikmesi gibi olaylar unutuldu gitti.
    madem böyle olacaktı, bu kadar yaygara neden koparıldı?
    mesela dursun özbek yerine abdurrahim albayrak aday olsa herkes bu kadar sessiz kalır mıydı?
    bide son günlerde adnan öztürk ve ahmet özdoğan sürekli “büyük galatasaray projesine az kaldı” gibi bir şeyler söylüyorlar.
    bütün araziler satıldıktan sonra mı büyük projeye başlayacaklar.
    şu an neden yapmıyorlar ve yapmadılar?
App Store'dan indirin Google Play'den alın