• 6374
    15 temmuz 2020 itibari ile yönetilmeyen spor kulübü. x yönetimi iyi , y yönetici kötüdür demiyorum. yaklaşık 5 aydır yönetilmiyor. kulüp adeta kaderine teslim edilmiş durumda.

    kadın basketbolda en önemli simgen, kaptanın, ne olduğu belirsiz şekilde kulüpten ayrılıyor. ışıl'a ne söz veren var ne de irtibata geçen. ışıl gidince de her zaman ki taktik yapılıyor ve karalama kampanyası yapılıyor.

    erkek basketbolda aylarca koçun kim olacağı belli değil. daha doğrusu her yerde ertuğrul hoca'yla devam edileceği konuşuluyor fakat ertuğrul hoca önce fenerbahçe'den sonra sonra da zalgiris'ten teklif bekliyor. bu teklifler olmayınca bizde kalmayı kabul ediyor. bunu da kendisi açıklıyor. yani yine kendi kendine çözüme bırakılmış bir süreç. koç gitse muhtemelen akşam haberlerinde duyacak bizim sorumlu kişiler. işte kim sorumlu o da belli değil zaten.

    en kötüsü de futbol. tamamen fatih hoca'ya bırakılmış durumda. ligde pandemiden önce başlayan aleyhine hakem hataları pandemi sonrası tamamen kör göze parmak sokar şeklini almış, bile bile, istene istene puanlarımız çalınmış fakat kimseden ses soluk çıkmıyor. ne maç sonrası bir açıklama var ne de bununla alakalı söylem.

    monaco takımının bir sürü oyuncusu kiralık takımlarında devam ediyor fakat bir tek onyekuru'yu geri çağırıyorlar. 2020-2021 sezonunda bunlardan sadece onyekuru'yu takımda tutacaklarını düşünmek bana pek doğru gelmiyor. zaten onyekuru daha fransa'ya varmadan bonservis bedelinin ne kadar olduğu * basında yazılmaya başlıyor.

    diagne gibi senin takımında sözleşmesi olan oyuncuların nerede olduğu belli değil. geçen sene araplara satarız diye aldıkları adamı 7 aydır gezmesine mani olamadılar. luyindama'nın katıldığı antrenmanlara diagne niye katılmıyor?

    maicon'u sözleşmesinin bitip bize katılacağını ve temmuz ayı maaşını istediğini arap gazetecilerden öğreniyoruz. yani nasıl oluyor da orada oynayan ve sevilen bir oyuncuyu bile satamayıp kendimize dert haline getirebiliyoruz.

    lemina ve falcao öldü mü kaldı mı haberimiz yok. 2 hafta önce sahada çalışmalara başlayan falcao evinde mi yatıyor? lemina'nın sözleşmesi bittiği için ingiltere'ye mi gönderdik ne yaptık belli değil. hayır sakatlıkları devam ediyorsa niye bir haber, bir ses, bir seda yok. kadro dışı falan kalmış bile olabilirler.

    oyuncu alımı ve satımını zaten menajerler yapıyor.

    galatasaray bu kadar sahipsiz kalmamalıdır. galatasaray türkiye'nin en demokratik ve şeffaf kulübüdür. bu unutulmamalı ve kendi çıkarları için kullanılmamalıdır. bu kulüpte yönetici olan kişiler sorumluluklarını bilmeli ve ona göre hareket etmelidirler.
  • 6375
    geçenlerde tarkan’ın “kır zincilerini” şarkısının klibini izliyordum. zamanına göre çok iyi bir şarkı ve kliptir.
    eşime dönüp “23 yıl önce bu şarkıyı yapan ve klibi çeken adam bugün yolla diye bir şarkı yapıyor, çektiği klip de malum” dedim.
    aynı şey maalesef kulübümüz için de geçerli.
    1984 yılında derwall’i ikna eden kulüp, bugün belhanda sorununu çözemiyor.
    böyle bir serbest düşüş yok:(
    bu kadar yüksek statüde insan kaynağı olan bir kulübün futbol şube yöneticisi abdurrahim albayrak olmasın.
    bak florya’da bulunsun, oyuncularla ilgilensin, hocaya yakın dursun ama münkünse transfer işlerine daha yetkin ve akıllı birisi baksın.
    ne olur artık daha fazla geri gitmeyelim:(
  • 6377
    yavaştan bataklığa emin adımlarla yürüyen takım.
    hocamız takımın nerede olduğunu görmeden şl hayali kuruyor.
    yönetim halen bir önceki yönetimin yaptıkları ile kıyaslanıp susuluyor.
    üzerine tff saçma sapan kararlar alıyor.
    takım korkunç bir bütçe de ve ortada bir iskelet yok.
    taraftar ise halen anlık transfer haberlerinde dolaşıyor.

    saçma sapan durumlar böyle devam ederse ne fatih hoca kalacak ne yönetim. ondan sonra ne zaman toparlanırız toparlandığımızda ne kadar yeter bu bize bilinmiyor.
  • 6378
    galatasaray hakkinda en cok tekrarlanip en cok inanilan konulardan biri demokratik bir kurum oldugudur. galatasaray sadece mulk sahibi beyaz erkeklerin oy hakkina sahip oldugu 19. yuzyil amerikasi kadar demokratiktir. galatasaray patricianlarin, pleblerin ve kolelerin oldugu roma kadar demokratiktir. bugunun kriterlerinde buna demokrasi denmez. galatasaray kohnemis adetlere koru korune bagliligi gelenek, batinin iki yuz yil oncesinde kalmis kapali orgutlenmeyi batiya acilan pencere, gerontokratik aristokrasiyi demokrasi sanan bir kurumdur.

    galatasarayda gorev alinmaz, verilir derler ya, iste demokraside tam tersi olur normalde. kimse kimseye ilim geregidir diye gorev vermez, gorev vermek kimsenin haddine de degildir, yetkisi de degildir. isteyenler aday olur, halk secer.
App Store'dan indirin Google Play'den alın