5710
ayrıcalığa alışmış, ayrıcalık isteyen kulüp.
şimdi de harcama limitleri açısından ayrıcalık talep ediyorlar. neden peki? çünkü kendilerini her zaman ülkeden üstün görmüşler, üstün farz etmişlerdir. fenerbahçe cumhuriyeti demelerinin altındaki saik budur.
böyle kulüpler ve topluluklar ancak geri kalmış ülkelerde olur. işte ülkemizin geri kalmışlığının en güzel göstergesi de fenerbahçe’dir. bir takım düşünün;
-futbol şube sorumlusu semih bayülken türkiye’de çok hakem satın aldım diye itirafta bulunsun ama en ufak bir soruşturma geçirmesin.
-yirmi yıl başkanlığını yapmış aziz yıldırımın sağ kolu cihan oskay, aziz yıldırım döneminde yapılanları itiraf etsin, ortaya döksün ama federasyon soruşturma dahi başlatamasın.
bunlar bizzat kendi yönetici ve çalışanlarının itirafları. 3 temmuz soruşturmasına konu olan olaylar zaten tam bir facia. ibrahim akın’ın, erzurumlu hoca’nın, mini cooper’ı alan kalecinin, satan bayi’nin itirafları ve şikayetlerine ilişkin deliller kabak gibi ortada iken hepsini fetö torbasına doldurup yok saydılar. saydılar saymasına da kaç yıldır lanet bırakmadı yakalarını ve bırakacağa da benzemiyor.
şimdi de harcama limitlerine ilişkin itirazda bulunuyorlar ve yine ayrıcalık istiyorlar. hesaplama ortada, kriterler ortada, formül aynı ve takımların bizzat kendilerinin gönderdiği bilançolara göre hesaplanmış ama bu beyler itiraz ediyorlar. 21 takım içinde sadece fenerbahçe itiraz ediyor. (kasımpaşa’nın da itirazı var ama onlar hesaplama tekniğine değil kriterin uygulanmasına itiraz ediyorlar)
uefa’nın uyguladığı ffp kurallarına harfiyen uyan fenerbahçe en ufak bir sapma göstermesi nedeniyle 2 m euro para cezasını sessiz sedasız kabul ederken, limitleri aşmasına rağmen kendilerine ceza veremeyen tff’ye karşı her türlü tehdidi yapabiliyorlar. ceket yakarak tff’yi de yakarız mesajı vermelerine rağmen haklarında en ufak bir işlem yapılamıyor. bütün bunlara kim neden oluyor peki? tabi ki herkesin bildiği kişi.
ali yıldırım koç da yaptığı açıklamalarda ayrıcalık tanınmazsa geçen yılki gibi sessiz kalmayacaklarını söyleyerek açık ve net bir şekilde federasyonu tehdit etti. bu ülkede güçlü her istediğini alacaksa lanet olsun buna neden olanlara. umarım ve dilerim ali yıldırım koç ve ceketini yakarak tff”yi de yakarız tehdidini savuran gazeteci bozuntusu hakkında gerekli yasal işlemler yapılır. bu ülke mafyavari tehditlere boyun eğecek kadar da düşmemiştir.
tff’nin kulüpler birliği temsilcisi ile harcama limitleri konusunda görüşeceği haberi geçildi. umarım ve dilerim tff hiç olmazsa bu konuda dik durur ve tükürdüğünü yalamaz. bu konuda da taviz verirlerse yazıklar olsun. yine taviz verirlerse bu ülkede kurallar, sadece fenerbahçe dışındaki kulüpler için geçerlidir, fenerbahçe kural tanımaz mottosu iyice yerleşmiş olacak.
diğer takımların bir verdiğine sen iki vereceksin, bol keseden harcayacaksın (mert hakan, gökhan,caner,novak) sonra da harcama limitleri yetersiz diye ağlayacaksın. bu ne yaman çelişkidir.
şimdi de harcama limitleri açısından ayrıcalık talep ediyorlar. neden peki? çünkü kendilerini her zaman ülkeden üstün görmüşler, üstün farz etmişlerdir. fenerbahçe cumhuriyeti demelerinin altındaki saik budur.
böyle kulüpler ve topluluklar ancak geri kalmış ülkelerde olur. işte ülkemizin geri kalmışlığının en güzel göstergesi de fenerbahçe’dir. bir takım düşünün;
-futbol şube sorumlusu semih bayülken türkiye’de çok hakem satın aldım diye itirafta bulunsun ama en ufak bir soruşturma geçirmesin.
-yirmi yıl başkanlığını yapmış aziz yıldırımın sağ kolu cihan oskay, aziz yıldırım döneminde yapılanları itiraf etsin, ortaya döksün ama federasyon soruşturma dahi başlatamasın.
bunlar bizzat kendi yönetici ve çalışanlarının itirafları. 3 temmuz soruşturmasına konu olan olaylar zaten tam bir facia. ibrahim akın’ın, erzurumlu hoca’nın, mini cooper’ı alan kalecinin, satan bayi’nin itirafları ve şikayetlerine ilişkin deliller kabak gibi ortada iken hepsini fetö torbasına doldurup yok saydılar. saydılar saymasına da kaç yıldır lanet bırakmadı yakalarını ve bırakacağa da benzemiyor.
şimdi de harcama limitlerine ilişkin itirazda bulunuyorlar ve yine ayrıcalık istiyorlar. hesaplama ortada, kriterler ortada, formül aynı ve takımların bizzat kendilerinin gönderdiği bilançolara göre hesaplanmış ama bu beyler itiraz ediyorlar. 21 takım içinde sadece fenerbahçe itiraz ediyor. (kasımpaşa’nın da itirazı var ama onlar hesaplama tekniğine değil kriterin uygulanmasına itiraz ediyorlar)
uefa’nın uyguladığı ffp kurallarına harfiyen uyan fenerbahçe en ufak bir sapma göstermesi nedeniyle 2 m euro para cezasını sessiz sedasız kabul ederken, limitleri aşmasına rağmen kendilerine ceza veremeyen tff’ye karşı her türlü tehdidi yapabiliyorlar. ceket yakarak tff’yi de yakarız mesajı vermelerine rağmen haklarında en ufak bir işlem yapılamıyor. bütün bunlara kim neden oluyor peki? tabi ki herkesin bildiği kişi.
ali yıldırım koç da yaptığı açıklamalarda ayrıcalık tanınmazsa geçen yılki gibi sessiz kalmayacaklarını söyleyerek açık ve net bir şekilde federasyonu tehdit etti. bu ülkede güçlü her istediğini alacaksa lanet olsun buna neden olanlara. umarım ve dilerim ali yıldırım koç ve ceketini yakarak tff”yi de yakarız tehdidini savuran gazeteci bozuntusu hakkında gerekli yasal işlemler yapılır. bu ülke mafyavari tehditlere boyun eğecek kadar da düşmemiştir.
tff’nin kulüpler birliği temsilcisi ile harcama limitleri konusunda görüşeceği haberi geçildi. umarım ve dilerim tff hiç olmazsa bu konuda dik durur ve tükürdüğünü yalamaz. bu konuda da taviz verirlerse yazıklar olsun. yine taviz verirlerse bu ülkede kurallar, sadece fenerbahçe dışındaki kulüpler için geçerlidir, fenerbahçe kural tanımaz mottosu iyice yerleşmiş olacak.
diğer takımların bir verdiğine sen iki vereceksin, bol keseden harcayacaksın (mert hakan, gökhan,caner,novak) sonra da harcama limitleri yetersiz diye ağlayacaksın. bu ne yaman çelişkidir.
