• 52
    yani kimse kusura bakmayacak ama, kendilerini çok akıllı zanneden taraftar grubudur.

    muhtemelen gözlerinde fatih terim'in kalmasını isteyen galatasaray taraftarlarının hepsi ahmak, romantik, geçmişe saplanıp kalmış, arabesk, vizyonsuz falan. hatta arttırmak gerekirse, muhtemelen birçoğunun gözünde fatih terim kalsın isteyenler fatih terim'i galatasaray'dan daha çok seviyor.

    sanki mancini'yi, rijkaard'ı hiç denememişiz, löw, hiddink bu ülkede teknik adamlık yapmamış gibi sürekli "biz profesyonel olmalıyız, adamlar taç bile çalışıyorlar, anca 5'e 2 top kapma oynuyoruz, ayak tenisi de neymiş" gibi argümanlarla yabancı teknik adam isterler bu arkadaşlar.

    eyvallah, bulabiliyorsanız bir feldkamp, jupp derwall, bulalım çalışalım. daha önce de yazmıştım, işe ortasından girmek hiçbir durumda başarı getirmeyecek, aksine kulübü çok ciddi sıkıntılara sokacaktır. feldkamp ile löw arasındaki fark nedir biliyor musunuz? feldkamp disiplin hastasıdır. eli sopalıdır. 2008 cevat güler şampiyonluğunda takımın en önemli oyuncularını şampiyonluğa yürürken kadro dışı bırakan adamdır feldkamp. löw ise sistemcidir. tam bu arkadaşların istediğidir yani.

    ama bu ülkede feldkamp başarılı, löw başarısız olmuştur. çünkü şu aşağıdaki tırnak içindeki cümle bu yargıya varmak için yeter sebeptir:

    "bu ülkede her şey gibi futbol da koskocaman bir bok çukuru!"

    türkiye'de yetişse en fazla bir aytaç kara seviyesinde olabilecek olan ilkay gündoğan, almanya'da eğitim aldığı için ne noktalara geldi görüyor musunuz? hakan çalhanoğlu'nu belki de yetenek olarak 2'ye katlayacak olan sergen'in profesyonellik sonucu getirebildiği başarı ile hakan'ınkini bir kıyaslamak ister misiniz?

    senin ülkende temelde sorun var. politika sorunlu, federasyon şikeyi aklamakla meşgul ve atanıyor, kulüpler birliğinin konsensus sağladığı konulara bile kulağını tıkıyor, tahkim, mhk, kulüp yöneticileri... futbolla ucundan kıyısından ilgisi olan ne varsa sorunlu. tek iyi şey var, beton. statlar.

    sen de zannediyorsun ki o naif, futbol bilgisiyle insanı dövecek adamı şu ortamın içine atınca hoooop bu bok çukurunun içinden bir profesyonellik harikası çıkaracak. geçiniz abicim ya, neden hala akıllanamadınız? geçiniz yani. yapsa rijkaard yapardı, yapsa mancini yapardı.

    dünkü 21 haziran 2021 psv eindhoven galatasaray maçından beri okumaya çalışıyorum genellikle entryleri. ne zannediyorsunuz allah aşkına? şu kadroyu bi verin bakayım mancini'nin eline ne diyecek size. en az 30 milyon euro'luk transfer istemezse ben de bi bok bilmiyorum.

    adam 2013'te drogba'lı, sneijder'li, melo'lu, eboue'li kadroya gelip devre arasında 19 milyon euro'luk adam aldırdı. ne zannediyorsunuz? gelecek teknik adam florya'da yatıp kalkıp, sekidika'ya günde 6 saat idman yaptırıp ondan bir sane yaratacak falan mı zannediyorsunuz?

    en son tudor geldiğinde ona kurduk biz o pahalı kadroyu. noldu? hala o sözleşmelerden çıkalım diye uğraşıyoruz. sonra gezersiniz burda galatasaray'ın bütçesi 50 milyon euro iken psv'ninki 20 milyon euro diye. öyle tabi. çünkü tudor'un istediği adamları almak için bağladığımız sözleşmelerden hala tam olarak çıkamadık. bir de üstüne oyuncu alamadık bu sözleşmeler yüzünden. fatih terim'e de dedik ki, gomis'i satıyoruz çünkü paraya ihtiyaç var, sen bir süre eren derdiyok'la idare et. fernando'yu satıyoruz ama yerine adam almayacağız, kiralık miralık idare et. 2 sezondur bir sol bek takviyesi yapamadığımız için her sezon başı saracchi'yi kiraladık, temmuz'daki ön elemeye de sol beksiz çıkıverelim canım ne olacak dedik.

    bunları fatih terim'e dedik, bi söyleyin bakayım guardiola'ya bunu ne diyecek size. klopp gelsin de bi yönetsin bakayım şu takımı ne diyecek. bi de bütün bunları yapıp üstüne ergen gibi gelip burda istifa isterüz diye ahkam kestik.

    hoca yine iyi dayanıyor. tamam, 5 yemek ağır oldu dünkü maçta, keşke olmasaydı. ben de üzüldüm. ama ben de, fatih terim kalsın isteyen çoğunluk da, vizyonsuz, romantik olduğu için falan kalsın istemiyor. o sizin istediğiniz hocaları getirmek için kuracağımız takım bizi mali olarak bitirecek çünkü. o yüzden kalsın istiyor. bu kadar saçma bir kadro yapılanmasına, mali duruma rağmen, bu kadar başarı kazanmış, 67 yaşındaki adam kalıyor bu takımda. istiyor çünkü.

    eğer burak elmas yönetimi eli yüzü birazcık düzgün bir takım kurabilirse de yapacak. orası burası eksik olmayan bir takım kurarsa yapacak. o zaman göreceğim ben sizi. bu entry'yi o zaman göstereceğim tekrar.

    eyvallah.
  • 53
    kulübün neden taraftara açılmaması gerektiğinin canlı örnekleridir. efsanesinden nefret eden adamın galatasaray genel kurulunda işi yok. hocanın bu kulüpte "maaşlı eleman" olmadığını kaç kez anlatmak gerekiyor bilmiyorum. aynı zamanda bu başlık metin oktay'ı sevmeyen galatasaray tarafarı ya da ali sami yen'i sevmeyen galatasaray tarafarı başlıkları kadar saçmadır. bu kitlenin ağzından düşmeyen galatasaray genlerinde öncelikle efsaneleri korumak ve yüceltmek vardır. başarılar, kupalar, şampiyonluklar sonra gelir.
  • 54
    galatasaray'ı seven herkesi severim. bu kulübe yıllarını vermiş ve başarıdan başarıya koşmuş birisini de baş tacı ederim. işte fatih terim, yaptıklarıyla baş tacıdır. efsanedir, imparatordur...

    fatih terim düşmanı olmadığımı belli ettikten sonra asıl konuya geçeyim:

    şimdi fatih terim'i değil de, fatih terim'in bazı huylarını sevmiyorum. en basitinden hatalarından ders almıyor. aynı hataları tekrar tekrar yaparak farklı sonuçlar bekliyor ve bu da galatasaray'a zarar veriyor. hani gerçekten çok gereksiz inatları var. bunun yanında takım kazanınca kendisi şahane oluyor ama takım hezimete uğrayınca da "ocak gelsin" "yaz ayı gelsin" "transferler gelsin" "3 yıl sonra..." gibi bahaneler sıralıyor. eski fatih terim'in bir sözü vardır: "bazen yürekli kayıplar korkak zaferlerden çok daha önemlidir" diye. ama maalesef ki kendisi döneminde ne yürekli kayıplar yaşıyoruz, ne de korkak zaferler alabiliyoruz. hezimetten başka hiçbir şey yaşamıyoruz. tüm bu sürecin tek nedeni ise hocanın sistemsizliği sistem olarak kabul etmesidir. 4 yıldır süregelen saçma sapan bir futbol, belirsiz bir oyun şablonu, kondisyon eksikliği, disiplin sorunları falan filan hak getire. hani hoca bunları 4 yılda yapamadı ve bizden 3 yıl daha istiyor. işte sistemi, taktiği falan olmadığı için bahanelerini de sürdürür, inatta eder... daha konuşulacak çok şey var da, kısa keseyim ve özete geçeyim:

    neyse işte dediğim gibi, konu hocayı sevmemek olursa ayıp ederiz. asıl konu, hocanın son yıllarda galatasaray'a zarar vermiş olan huylarını sevmemek olmalı. bunu da güzel bir şekilde eleştiririz olur biter.
  • 55
    kimse kimseyi sevmek zorunda falan değil ama fatih terim'i sevmediği için her konuyu işine geldiği gibi ele alan insanlar var.

    geçen ay yani 2021 haziran ayında onyekuru bonservisiyle alınsa; bu ''fatih terim'i sevmeyen'' yazarların büyük bir kısmı kerem'in önünün kesildiğinden dert yanacaktı. geçen sezonu iyi bitirmişti, milli takıma kadar yükselmişti ama yine yedek kalacak kaç kurtar kendini oğlum diyeceklerdi. onyekuru alınmadı, kerem'e güvenildi ve ilk maçından onyekuru diye dert yanmaya başladı bir kısmı.

    veya geçen sezon 20-21 sezonunda şampiyon olsak; yani beşiktaş'ın fazladan bir maçta puan kaybetmesi veya bizim bir maçta fazladan puan almamız yetiyordu. muhtemelen sezonun sonunu nasıl iyi getirdiğimizden bahsedilecek, burdan scott piri'ye büyük bir pay çıkarılacak, hatta belki riera'ya falan da pay çıkarılacaktı. şampiyon olamadık ve hoca liyakatsız oldu. şampiyon olunsa övüleceklerdi çünkü bir şampiyonluk hikayesi ve anlatısı olacak burdan da onlara övgü gelecekti.

    yani bu arkadaşların bir kısmı aynı fenerlilerin fatih terim'e yorumlarında yaptığı gibi her olayı işine geldiği yerden ele alıp yorumluyor. 2019 ocak ayında fatih terim, ozan kabak'la kalacak diye poz paylaştıktan sonra 5 gün sonra habersiz bir şekilde satıldı. satılması doğruydu yanlıştı orda değilim. böyle bir şey oldu mu oldu. bu arkadaşlar belhanda'ya 10 küsür milyonluk teklife fatih terim izin vermediği için satılmadığına inanıyor. neden? çünkü işine öyle geliyor. başka türlü haklı çıkamaz. haklı çıkmak için işine gelene inanır işine gelene inanmaz.

    bu kulübün 20 milyon euro bonservise harcayacak parası olsa haziran ayında gedson - halil - berkan üçlüsü takımla kampa katılırdı. al sana genç yapılanma. para yok süreç uzuyor. bonservise para harcayamadıkça free veya kiralık çekiyorsun. bonservis harcayamadıkça maaş yükün artıyor. geçen sezon 2-3 tane oyuncuyu takıma monte ediyorsun onları tutamıyorsun, en pahalısı 10 milyon euro. sonra niye psv gibi değiliz. adam sattığı oyuncunun bir benzerine gerekirse 10 - 15 milyon ödeyip getirip koyuyor. oyun organizasyonu devam ettiriyor. sen her sene yeniden bir şey kuruyorsun.

    hiç kimseyi almasan mesela 1 sene ömer bayram solbek oynasın desen bunu ne kimseye anlatabilirsin ne ikna edebilirsin. milletin ağzına sıçarlar. bir sene sabri sağbek oynasın dendi ne olduğunu hatırlayın. taraftar sezon başlamadan sezonu bitirttirdi. mecburen 7-8 tane genç oyuncuya bonservis ödeyemeceğin için aanholt tarzı adam bakılıyor zannediyorum.

    psv falan tamamen organizsyon sürekliliği sağlaması ile ilgili. yoksa cocu fener'e geldi ilk yarıyı bitiremedi. adamlar bir oyun oturtuyor, o oyunda giden oyuncusunun yerine hemen benzerini gerekirse 20 milyon euro ödeyip koyuyor, altyapısı da çalışıyor, ülkenin genel olarak altyapısı çalışıyor. o takım sürekli sürekli her sezon başı yeni bir şey kurmak zorunda kalmıyor. bizimle arasındaki fark bu. geçen seneden oyununu aynen devam ettiriyor adam. buna uygun zemini ve mali yapısı var. sende bu olmuyor. ne yapsan ne yapılsa millete anlatamazsın.

    yani mesela 2021 ocak ayında ''iyi ki irfan değil de gedson'u aldık'' dendi. okey. gedson covid, maç eksiği derken son 10 hafta ancak form tuttu. son 10 hafta o gedson'la bir oyun ve kalite yakaladın. takım 4/10 oynarken 6.5/10 oynamaya başladı. ''iyi ki'' ama sezon sonu kontratı bitti ve kulübüne döndü. temmuz 20 oldu adam ortada yok. alabilecek misin? alamazsan benzer kalitede ve yaşta profilde bir oyuncu alabilecek misin? alamazsan o oyun ve kalite eşiği nasıl süreklilik sağlayacak? farklı profil bir adam getirirsen yeni bir oyun ve süreç gerekecek çünkü. anlatmaya çalıştığım bu. psv'dir, benfica'dır bunu sağlayacak mali yapısı ve organizasyon devamlılığı var. sende var mı? ''genç alman'' hoca getirmek istiyorlar 3 yıldır senden kat kat fazla para harcayan, türkiye'nin en zengin adamının yönettiği fener bile getiremiyor da adam gelse 30 milyon euro bonservis harcamak isteyecek ve sende hak vereceksin. o zaman bugün neyden hangi denklemde neden dert yanılıyor?
  • 56
    hayata, ülkeye, kurumlara, politikaya vs. karşı konumlanırken, öznel "duygu"larını her zaman birinci sıraya koymak, tipik ortadoğu topluluğu refleksidir. ahmakçadır ve bu insanlara koşulsuz boyun eğme ya da koşulsuz karşı olmak dışında çok az alan bırakır.

    ben galatasaraylıyım. fatih terim'i seven ve onun yaptığı, söylediği her şeyi meşru gören bir galatasaray taraftarını, sözgelimi sinan engin'den utanan bir bjk taraftarından kendime daha uzak görürüm. zaten bu tipteki galatasaray taraftarları, terim'i eleştiren diğer galatasaray taraftarlarını her platformda ve fırsatta sevmediklerini açıkça deklare ediyorlar. böyle galatasaraylılarla futbola, hayata dair tartışmaktansa, sinan engin'i ya da emre belözoğlu'nu sevmeyen, onlardan utanan bir fbjkli ile tartışmayı tercih ederim.
  • 58
    içinde bulunduğum gruptur. zerre sevmiyorum, zerre hazzetmiyorum. ama galatasaray'i gelir kapisi olarak görüyormuş falan bunlar gercekten art niyetliliktir, haysiyetsizliktir.

    fatih terim degil miydi zamaninda bos mukaveleye imza atan. yabancilarin parasi tikir tikir odenirken, yerlilere para yok denildiginde yonetim tarafından, o degil miydi yerli oyunculara cebinden para veren!

    dedigim gibi, sevmiyorum, hazzetmiyorum hatta galatasaray'in basinda artik miadini doldurdugunu dusunuyorum. ama hala saygi duyuyorum. ancak kimse vazgecilmez değildir. kimse galatasaray'dan büyük değildir.

    zamanın otesinden gelen edit; ekleme.

    galatasaray'dan uzak olsun. ne cekmisiz biz be! okan buruk'u gorunce her seferinde keyifleniyorum. zerre gerilmiyorum. zerre nefrete bulanmiyorum. efendi efendi macimi izleyip, kazansam da kaybetsem de kagittan kaplanlara karsi cephe alip kendimi gaza getirmiyorum. oh be iyi ki gitti. bir daha floryanin kapisindan iceri girmesin!,
  • 59
    bir zamanlar fatih terim'i sevmeyen galatasaray taraftarı yokmuştur. çünkü fatih terim galatasaray'a büyük başarılar kazandırdı. 2. döneminde başarısız olsa da futbolda başarısızlık da vardı ve "başarısız" olduğu için kendisine sevgimiz azalmadı. 3. döneminde yine başarılı oldu zaten. sonra ünal aysal'la yaşadığı çekişme sonucu oluşan ayrılık sonrası yıldırım demirören'le verdiği görüntü bir çok galatasaray taraftarının kalbini kırdı. çoğumuz için hayal kırıklığı oldu çünkü biz onu galatasaraylı fatih olarak biliyorduk. öyle davranmasını da umuyorduk ama o incinen egosunu tamir etmek için yıldırım demirören denen azılı galatasaray düşmanıyla kahkahalı neşeli pozlar verdi. buna rağmen "nerede kalmıştık" dediğinde hepimiz heyecanlandık. fakat 2 şampiyonluğa rağmen ne oynanan futbol bizi mutlu etti ne de hocanın evlatçılığı. akabinde gelen başarısız iki sezonda da hocanın galatasaray menfaatlerinden çok evlatlarını düşünmesi, şampiyonluğu kaybetme pahasına emre akbaba gibi çöpleri ısrarla oynatması, arda gibi bitik bir eski futbolcu için kulüpte huzursuzluk çıkarması, 3 milyon euro kazandığı takımı yeterince çalıştırmaması, yardımcı diye hep sevdiği eski futbolcuları hiç bir antrenörlük vasıfları olmamasına rağmen istihdam etmesi benim kendi adıma beni fatih terim isminden soğuttu.
    fatih terim benim babamın oğlu değil. ben onu galatasaray'a katkı verdiği için sevdim. başarısız olmasına rağmen galatasaray için çabasına inandığım için ikinci döneminde de sevdim. ama dördüncü döneminde sevmiyorum, sevemem de. çünkü benim için galatasaray, emre akbaba'dan da, arda'dan da, babel'den de daha önemli.
  • 60
    ciddi ciddi oluşmuş grup. galatasaray'a sayısız başarı kazandırmış hoca açısından da taraftar açısından da acı bir durum. hocanın 5. dönemi söylentisi çıktığında yazılanlardan bazıları gerçekten nefretle yazılmış yazılardı. ancak bu grubun oluşumunda hocanın emeği yok değil. çünkü saha içinde başarılı olduğu yıllarda saha dışında sağ siyasetçi politikası güde güde hem basının hem de taraftarın içinde fatih terim yalakası bir grup yarattı. bu oluşan grup da sahada takım döküldüğü halde hocayı yalaya yalaya hocayı sevmeyen hatta nefret edenlerin olduğu bir grup yarattı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın