1376
2 ateş arasında kalmış yönetimdir.
şike süreciyle ilgili galatasaray yönetimi içten içe fenerbahçe'nin küme düşmesini istiyor olsa da dışarıya yansıtılan, açıklamalarda vurgulanan ' uefa'dan men edilmeyelim yeter' şeklinde oldu. ki ünal aysal men edilmeyelim adı geçen kulüplerin alacağı cezalar bizi ilgilendirmez modunda. suçlamıyorum burda yönetimi. içerideki gündemi siyasetin yönettiğinin farkındalar 3 temmuz'dan beri. zaten başbakan'ın kişiler kurumlar ayrılsın açıklamasıyla artık açık ki bu operasyonun birincil ve tek amacı şikeyi ve pisliği temizlemek değil aziz yıldırım ve kadrosunu tasfiye edip fb yönetiminden uzaklaştırmak. fb'yi hem aydınlar'ın hem de demirören'in kurtarma çabalarından anlaşılan net olarak bu. siyasi iktidarın açık desteği olmasa zaten düşmüşlerdi şimdiye kadar.
şimdi uefa ve fifa playoffa hiçbir şaibeli takımın katılmasını istemediği için açıkça istanbul'un orta yerinde ya karar alın ya da gereğini yaparız diyerek net bir şekilde hem başbakan'a hem de tff'ye karşı raconu kesti. başbakan 5 yıl gitmeyelim diyerek men olayına ok verdi. şimdi bu durum bizi etkiliyor. şampiyon olup annemizin liginde oynama ihtimaline karşı galatasaray yönetimi 2 ateş arasında. bu durumda ne yapılabilir?
1) ligden çekilme kararı : alınabilecek en ağır karar, çekilebilecek en büyük rest olur. yapılabilir mi? duygusal olarak yapalım desek de bunu yapmak çok zor.. yönetim bu kararı ancak genel kurur kararıyla alabilir ki genel kurul buna izin verir mi soru işareti. üstelik ligden çekilirsek amatörden başlamak gibi bir durum söz konusu yani öyle direkt bank asya'dan başlanabilir mi pek sanmıyorum. hem bu karar galatasaray da yansın diyenlerin de işine gelebilir hazır kendileri batmışken. ekonomik ve sportif olarak 10 sene geriye gideriz.
2) olası men kararı sonrası açılacak tazminat davası : bu da yapılabilir ama bu konuda bir sonuç alınabilir mi sanmıyorum. neden? diyelim ki 5 sene men edildik ve biz de tff aleyhine 250 milyon euro'luk tazminat davası açtık ve davayı kazandık. bu hükümet'in galatasaray'a para ödeteceğine inanan var mı? daha doğrusu tff o parayı nerden bulacak da ödeyecek? yazılı ve görsel medyada öyle bir kampanya başlatırlar ki ülkeye ihanet manşetleri bile atılır kulüp hakkında, tek kuruş alamayız bence. zaten davanın ortasında davayı çekmek zorunda kalırız.
3) uefa nezdinde lobi : bence yapılabilecek tek şey şu an için bu. galatasaray gerekirse haluk ulusoy ve her türlü bağlantısını devreye sokarak sadece adı geçen kulüplerin 5 sene avrupa'dan men edilmesini sağlamak zorunda. uefa ve fifa ile bağlantı kurularak mevcut durum, türkiye siyasetinin özerk federasyona müdahelesi net bir şekilde kapalı kapılar arkasında anlatılmalı ve adaletin gereği olarak kurunun yanında yaşın da yanmasına engel olmalı..
4) iktidarla restleşme : sonucu çok ağır olacak bir başka strateji. şu an herkesin tahmin ettiği üzere galatasaray yönetimi üzerinde inanılmaz bir siyasi baskı var. ne istiyor iktidar? fazla gürültü yapma, tazminat davası falan açma, kuzu gibi sessiz ol ve diyeceğimiz şeyleri kabullen. peki aksi durumda muhtemel tehditler neler? arena'nın devrinin yapılmaması, devlete ve bankalara olan borçlar, riva başta olmak üzere galatasaray'ın yapacağı her türlü projenin önünün kapatılması, bülent tulun'un mektup olayının dallanıp budaklandırılması ve böylece galatasaray'ın da başka bir davayla sürecin içine sokulması, medya gücüyle yıpratma vb. yönetim bunları da göze alamaz bence ki almamakla da haklı. bir anda tepeteklak oluruz ve hem ekonomik hem de sosyal olarak şu anki fb durumuna düşeriz.
sonuç olarak içerde men edilmenin faturasının neler olacağı ile ilgili son bir diplomasi turu yapmak ve artık kulübün hakkını uefa'da lobi yaparak aramak zorundayız. uefa'yı ve fifa'yı ikna etmek dışında herhangi bir çözüm göremiyorum...
şike süreciyle ilgili galatasaray yönetimi içten içe fenerbahçe'nin küme düşmesini istiyor olsa da dışarıya yansıtılan, açıklamalarda vurgulanan ' uefa'dan men edilmeyelim yeter' şeklinde oldu. ki ünal aysal men edilmeyelim adı geçen kulüplerin alacağı cezalar bizi ilgilendirmez modunda. suçlamıyorum burda yönetimi. içerideki gündemi siyasetin yönettiğinin farkındalar 3 temmuz'dan beri. zaten başbakan'ın kişiler kurumlar ayrılsın açıklamasıyla artık açık ki bu operasyonun birincil ve tek amacı şikeyi ve pisliği temizlemek değil aziz yıldırım ve kadrosunu tasfiye edip fb yönetiminden uzaklaştırmak. fb'yi hem aydınlar'ın hem de demirören'in kurtarma çabalarından anlaşılan net olarak bu. siyasi iktidarın açık desteği olmasa zaten düşmüşlerdi şimdiye kadar.
şimdi uefa ve fifa playoffa hiçbir şaibeli takımın katılmasını istemediği için açıkça istanbul'un orta yerinde ya karar alın ya da gereğini yaparız diyerek net bir şekilde hem başbakan'a hem de tff'ye karşı raconu kesti. başbakan 5 yıl gitmeyelim diyerek men olayına ok verdi. şimdi bu durum bizi etkiliyor. şampiyon olup annemizin liginde oynama ihtimaline karşı galatasaray yönetimi 2 ateş arasında. bu durumda ne yapılabilir?
1) ligden çekilme kararı : alınabilecek en ağır karar, çekilebilecek en büyük rest olur. yapılabilir mi? duygusal olarak yapalım desek de bunu yapmak çok zor.. yönetim bu kararı ancak genel kurur kararıyla alabilir ki genel kurul buna izin verir mi soru işareti. üstelik ligden çekilirsek amatörden başlamak gibi bir durum söz konusu yani öyle direkt bank asya'dan başlanabilir mi pek sanmıyorum. hem bu karar galatasaray da yansın diyenlerin de işine gelebilir hazır kendileri batmışken. ekonomik ve sportif olarak 10 sene geriye gideriz.
2) olası men kararı sonrası açılacak tazminat davası : bu da yapılabilir ama bu konuda bir sonuç alınabilir mi sanmıyorum. neden? diyelim ki 5 sene men edildik ve biz de tff aleyhine 250 milyon euro'luk tazminat davası açtık ve davayı kazandık. bu hükümet'in galatasaray'a para ödeteceğine inanan var mı? daha doğrusu tff o parayı nerden bulacak da ödeyecek? yazılı ve görsel medyada öyle bir kampanya başlatırlar ki ülkeye ihanet manşetleri bile atılır kulüp hakkında, tek kuruş alamayız bence. zaten davanın ortasında davayı çekmek zorunda kalırız.
3) uefa nezdinde lobi : bence yapılabilecek tek şey şu an için bu. galatasaray gerekirse haluk ulusoy ve her türlü bağlantısını devreye sokarak sadece adı geçen kulüplerin 5 sene avrupa'dan men edilmesini sağlamak zorunda. uefa ve fifa ile bağlantı kurularak mevcut durum, türkiye siyasetinin özerk federasyona müdahelesi net bir şekilde kapalı kapılar arkasında anlatılmalı ve adaletin gereği olarak kurunun yanında yaşın da yanmasına engel olmalı..
4) iktidarla restleşme : sonucu çok ağır olacak bir başka strateji. şu an herkesin tahmin ettiği üzere galatasaray yönetimi üzerinde inanılmaz bir siyasi baskı var. ne istiyor iktidar? fazla gürültü yapma, tazminat davası falan açma, kuzu gibi sessiz ol ve diyeceğimiz şeyleri kabullen. peki aksi durumda muhtemel tehditler neler? arena'nın devrinin yapılmaması, devlete ve bankalara olan borçlar, riva başta olmak üzere galatasaray'ın yapacağı her türlü projenin önünün kapatılması, bülent tulun'un mektup olayının dallanıp budaklandırılması ve böylece galatasaray'ın da başka bir davayla sürecin içine sokulması, medya gücüyle yıpratma vb. yönetim bunları da göze alamaz bence ki almamakla da haklı. bir anda tepeteklak oluruz ve hem ekonomik hem de sosyal olarak şu anki fb durumuna düşeriz.
sonuç olarak içerde men edilmenin faturasının neler olacağı ile ilgili son bir diplomasi turu yapmak ve artık kulübün hakkını uefa'da lobi yaparak aramak zorundayız. uefa'yı ve fifa'yı ikna etmek dışında herhangi bir çözüm göremiyorum...
