47
sabırsızlıkla beklediğimiz "türk telekom arena'daki ilk fenerbahçe derbisi"ne gelip, konuk takım tribününde atkı açamayacak olan işçi. bu hareketten ben bunu anladım. meğerse o stadı biz sadece kendimizle oynamak için yapmışız da haberimiz yokmuş. artık paf takımla maç yaparız sadece.
ulan görüntü ne güzel aslında, fenerbahçeli biri, emeğini galatasaray için harcıyor, ama karakterinden ödün vermiyor.
küçük insanların en korktuğu şey "karakterli güçlü rakip" tir.
oysa büyük insanlar, kendilerine güvenenler karşılarında "karakterli, güçlü" rakip olmasını isterler. çünkü bilirler ki karaktersiz, kaypak kişiler, ne dost olarak iyidir, ne düşman olarak. çünkü her kalleşliği beklersin, ve onla birlikte sen de küçülürsün.
o adam gs forması giyse orda nolurdu ki? şu olurdu: sırf ekmeğinden dolayı, sırf korkusundan, sırf "yaranma" uğruna galatasaraylı olmuş biri olurdu.
hayalinizdeki taraftar profili bu mu? "kimin kayığındaysa onun türküsünü çığran" e nooldu erdem? noldu asalet? bunlara mı kaldı galatasaray.
kaç zamandır şöyle ağız tadıyla bir derbi seyrettik? kıran kırana, sahada mücadele, top bi o kalede bi bu kalede? kaç zamandır yahu, soruyorum? hatırlayanınız var mı öyle bir derbiyi, çoook uzun zamandır benim tek hatırladığım "onlar bize şöyle bir ibnelik yaptı, biz altta kalır mıyız, biz de şöyle yaptık"
bu mu lan futbol? bu mu taraftarlık, bu mu keyif? nesinden zevk alıyorlar bunun? gelen rakibi sindirmek, tahammül edememek.
sonra da "biz var anuna goyyim, şöyle büyük kulübüz böyle büyük kulübüz. nesine büyüksün lan gerizekalı? kendi kendine eğleniyorsun orada. görüyoruz yurtdışına çıkınca. kaç senedir elendiğimiz takımların adını hatırlayan var mı avrupa da? "ulan var ya, bunlar elemişti bizi ama, biz de nasıl zorlamıştık" dediğimiz.
benim gözlerimi dolduran laflar var zamanında kendi söylediğim, örnek mi? "oğlum yaşadık lan, yine milan çıkmış, tokatlıycaz" "ulan kodumun juventus'unda da ne bal varmış arkadaş, son dakika golü yedik diye tur atladılar"
bunlar hep rakibe duyduğumuz saygıdandı, korkmuyorduk, istedikleri yerde açsınlar bayraklarını diyorduk.
ama son on yıldır, ne zaman iş çirkefliğe döndü, kaybettik hep, kaybettik. böyleleri yüzünden.
ulan görüntü ne güzel aslında, fenerbahçeli biri, emeğini galatasaray için harcıyor, ama karakterinden ödün vermiyor.
küçük insanların en korktuğu şey "karakterli güçlü rakip" tir.
oysa büyük insanlar, kendilerine güvenenler karşılarında "karakterli, güçlü" rakip olmasını isterler. çünkü bilirler ki karaktersiz, kaypak kişiler, ne dost olarak iyidir, ne düşman olarak. çünkü her kalleşliği beklersin, ve onla birlikte sen de küçülürsün.
o adam gs forması giyse orda nolurdu ki? şu olurdu: sırf ekmeğinden dolayı, sırf korkusundan, sırf "yaranma" uğruna galatasaraylı olmuş biri olurdu.
hayalinizdeki taraftar profili bu mu? "kimin kayığındaysa onun türküsünü çığran" e nooldu erdem? noldu asalet? bunlara mı kaldı galatasaray.
kaç zamandır şöyle ağız tadıyla bir derbi seyrettik? kıran kırana, sahada mücadele, top bi o kalede bi bu kalede? kaç zamandır yahu, soruyorum? hatırlayanınız var mı öyle bir derbiyi, çoook uzun zamandır benim tek hatırladığım "onlar bize şöyle bir ibnelik yaptı, biz altta kalır mıyız, biz de şöyle yaptık"
bu mu lan futbol? bu mu taraftarlık, bu mu keyif? nesinden zevk alıyorlar bunun? gelen rakibi sindirmek, tahammül edememek.
sonra da "biz var anuna goyyim, şöyle büyük kulübüz böyle büyük kulübüz. nesine büyüksün lan gerizekalı? kendi kendine eğleniyorsun orada. görüyoruz yurtdışına çıkınca. kaç senedir elendiğimiz takımların adını hatırlayan var mı avrupa da? "ulan var ya, bunlar elemişti bizi ama, biz de nasıl zorlamıştık" dediğimiz.
benim gözlerimi dolduran laflar var zamanında kendi söylediğim, örnek mi? "oğlum yaşadık lan, yine milan çıkmış, tokatlıycaz" "ulan kodumun juventus'unda da ne bal varmış arkadaş, son dakika golü yedik diye tur atladılar"
bunlar hep rakibe duyduğumuz saygıdandı, korkmuyorduk, istedikleri yerde açsınlar bayraklarını diyorduk.
ama son on yıldır, ne zaman iş çirkefliğe döndü, kaybettik hep, kaybettik. böyleleri yüzünden.