7535
yerli oyuncu oynatma zorunluluğu varken ve de "evlat kontenjanı"nda kombine bilet sahibi iken, hatta avrupa kupalarında altyapıdan çıkan oyuncu olduğu için bir tercih sebebi olabilecekken; özetle 5-6 sene daha hiçbir varlık göstermeyip sözleşme alıp kulübü argo tabirle tırtıklasa kimse laf edemeyecekken 31 gibi genç bir yaşta veda edebilmesiyle takdirimi kazanan sarı saçlım mavi gözlüm...
o günlerde kafa kırımasından muzdarip olmasaydı 19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçında sahada olacaktı. o günkü kadroda asli mevkisi stoper olan tek oyuncu olarak belki de fark yaratıp tarihin akışına farklı bir yön verecekti. ya da o kabus bir şekilde yine yaşanacak ve semih de bu kabusun başrolündeki isimlerden olup tarih sahnesinden silinecekti.
7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında emre çolak ile birlikte tüm (gkbz: muhtemel ilk 11) tahminlerini patlatan iki isimden biriydi. geç kalmış açılışı o yağmurlu seyrantepe akşamında yaptı ve o maçla birlikte şaha kalkan takımla birlikte her maç büyüyen bir oyuncu oldu. büyük şef tomas ujfalusi'nin önderliğinde üst düzey bir hamle stoper performansı sergiledi o sezon.
ancak ne yazık ki ilk 11'e yerleştiği ilk sezonu en iyi sezonu oldu. her sezon hatta bazen her hafta daha geriye gitti. daha ileriye gitmeyi belki semih istemedi, belki hayat. dışardan bakan ve özellikle semih'in kötü performanslarından sonra canı yanan bizler için semih'i suçlamak belki en kolayıydı ama sakatlık belası da hiç aman vermedi ona. kafa kırılmasıyla başladı, çapraz bağ kopması başta olmak üzere çeşitli diz sakatlıkları, el bileği kırılması derken en son mangalda gözünü yakıp görme kaybı yaşamaya kadar gitti malesef...
son şampiyonlukta* sezona prag'da başlamasına rağmen devre arasında karambolde kiralanıp foto finişte kafayı şampiyonluk fotoğrafına sokmasını ise ancak bir ercan taner repliği açıklayabilir sanırım:
(bkz: bu bir sevgi olayı ercan)
veda videosunda dediği gibi yenikent'te doğdu, galatasaray'da büyüdü. evlilik dahil olmak üzere hayatının en önemli tüm adımlarını galatasaray'da/galatasaray vesilesi ile attı. sessiz sakin ama tertemiz yaşadığı hayatı umarım bundan sonrası için de ona en iyisini getirir...
o günlerde kafa kırımasından muzdarip olmasaydı 19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçında sahada olacaktı. o günkü kadroda asli mevkisi stoper olan tek oyuncu olarak belki de fark yaratıp tarihin akışına farklı bir yön verecekti. ya da o kabus bir şekilde yine yaşanacak ve semih de bu kabusun başrolündeki isimlerden olup tarih sahnesinden silinecekti.
7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında emre çolak ile birlikte tüm (gkbz: muhtemel ilk 11) tahminlerini patlatan iki isimden biriydi. geç kalmış açılışı o yağmurlu seyrantepe akşamında yaptı ve o maçla birlikte şaha kalkan takımla birlikte her maç büyüyen bir oyuncu oldu. büyük şef tomas ujfalusi'nin önderliğinde üst düzey bir hamle stoper performansı sergiledi o sezon.
ancak ne yazık ki ilk 11'e yerleştiği ilk sezonu en iyi sezonu oldu. her sezon hatta bazen her hafta daha geriye gitti. daha ileriye gitmeyi belki semih istemedi, belki hayat. dışardan bakan ve özellikle semih'in kötü performanslarından sonra canı yanan bizler için semih'i suçlamak belki en kolayıydı ama sakatlık belası da hiç aman vermedi ona. kafa kırılmasıyla başladı, çapraz bağ kopması başta olmak üzere çeşitli diz sakatlıkları, el bileği kırılması derken en son mangalda gözünü yakıp görme kaybı yaşamaya kadar gitti malesef...
son şampiyonlukta* sezona prag'da başlamasına rağmen devre arasında karambolde kiralanıp foto finişte kafayı şampiyonluk fotoğrafına sokmasını ise ancak bir ercan taner repliği açıklayabilir sanırım:
(bkz: bu bir sevgi olayı ercan)
veda videosunda dediği gibi yenikent'te doğdu, galatasaray'da büyüdü. evlilik dahil olmak üzere hayatının en önemli tüm adımlarını galatasaray'da/galatasaray vesilesi ile attı. sessiz sakin ama tertemiz yaşadığı hayatı umarım bundan sonrası için de ona en iyisini getirir...