190
brüt beton özellikle 2000 li yıllardan sonra şık bir tasarım ürünü yerine geçer. hatta duvarlarda brüt beton dokusu veren boyalar ve kaplama ürünleri (fibercement) fazlasıyla revaçtadır. özellikle amerika ve ingiltere son yıllarda tamamen minimal tasarımlara dönmüş ve brüt beton önemli bir tasarım malzemesi haline gelmiştir. yani özetle, duvarlar brüt beton, tavanlar brüt beton, zemin parlatılmış beton üzerine yapılmış olan epoksi. hatta tesisat malzemelerini saklamak için asma tavan bile yapılmıyor.
stadyumumuz dünyanın sayılı mimarlarından mete arat tarafından tasarlanmıştır. ancak tasarladığı proje inşaat firması tarafından tam niteliğiyle uygulanmamıştır.
örnek olarak, stadyumun çatısının projede tasarlandığı gibi ışık geçirgenliği yoktur bu yüzden çimler düzenli güneş ışığı alamadığından sürekli yapay güneş ışığıyla müdahale edilmektedir. yine çizmiş olduğu projede stadyum çatısı kapatılabilen bir sistem olarak tasarlanmıştır ancak şuan sadece kayar çatının karkasları çatıda yer almaktadır. stadyumun iç mimari planları yayınlanmadığı için pek bir yorum yapamam, ancak pek de yeni stadyum havası vermemektedir. kapalı alan mobilizasyonlar yapılarak bölünmüş tasarım adına pek hoş bir durum değil.
gelelim başlığın konusu olan stadyumun dış cephesine. en başta belirttiğim gibi brüt beton artık global olarak kullanılan bir tasarım unsurudur. ancak inşaat mühendisleri çok iyi bilir, kalıp temiz değilse ve iyi yağlanmadıysa, ya soğuk derz oluşur ya da segregasyon. bizim görünürdeki brüt beton maaşallah grinin 50 tonunu çizgi çizgi bizlere sergiliyor.
taraftarın cepheyi ateş kırmızısı istemesi normal. hatta brüt beton hissiyatını seven beni bile mevcut dış cephe rahatsız ediyor. ancak birincisi o işler o kadar kolay olmuyor. bir kere bu yapı bir eser ve eser sahibi mimar mete arat. altına imzasını attığı bir projeyi onun rızası olmadan değil dış cephe rengini, içerdeki duvarın bile rengini değiştiremezsin. ikincisi diyelim ki rızasını aldın ya da değişiklik yaptığımızda bizi mahkemeye vermedi ve betonun üzerini 2 usta tutup yağlı boya ile boyatma kararı aldın. işte o da öyle olmaz. yani o işte o kadar kolay değil. kompozit ya da prekast tarzı bir mekanik kaplama ürünü ile renk sorununu çözmemiz gerekir. yoksa tem otoyolunun dibinde bütün egzos gazını ve otoyolun tozunu çeken stadyumun 2 sene sonra o kırmızından eser kalmaz.
evet baya kafa ütüledim. bu sözleri sosyal hayatımda söylediğimde "saçmalama" diyenler oluyor. belkide haklılar. ne de olsa bu ülkede yasalarda, kanunlarda 5 dakikada değiştiriliyor.
stadyumumuz dünyanın sayılı mimarlarından mete arat tarafından tasarlanmıştır. ancak tasarladığı proje inşaat firması tarafından tam niteliğiyle uygulanmamıştır.
örnek olarak, stadyumun çatısının projede tasarlandığı gibi ışık geçirgenliği yoktur bu yüzden çimler düzenli güneş ışığı alamadığından sürekli yapay güneş ışığıyla müdahale edilmektedir. yine çizmiş olduğu projede stadyum çatısı kapatılabilen bir sistem olarak tasarlanmıştır ancak şuan sadece kayar çatının karkasları çatıda yer almaktadır. stadyumun iç mimari planları yayınlanmadığı için pek bir yorum yapamam, ancak pek de yeni stadyum havası vermemektedir. kapalı alan mobilizasyonlar yapılarak bölünmüş tasarım adına pek hoş bir durum değil.
gelelim başlığın konusu olan stadyumun dış cephesine. en başta belirttiğim gibi brüt beton artık global olarak kullanılan bir tasarım unsurudur. ancak inşaat mühendisleri çok iyi bilir, kalıp temiz değilse ve iyi yağlanmadıysa, ya soğuk derz oluşur ya da segregasyon. bizim görünürdeki brüt beton maaşallah grinin 50 tonunu çizgi çizgi bizlere sergiliyor.
taraftarın cepheyi ateş kırmızısı istemesi normal. hatta brüt beton hissiyatını seven beni bile mevcut dış cephe rahatsız ediyor. ancak birincisi o işler o kadar kolay olmuyor. bir kere bu yapı bir eser ve eser sahibi mimar mete arat. altına imzasını attığı bir projeyi onun rızası olmadan değil dış cephe rengini, içerdeki duvarın bile rengini değiştiremezsin. ikincisi diyelim ki rızasını aldın ya da değişiklik yaptığımızda bizi mahkemeye vermedi ve betonun üzerini 2 usta tutup yağlı boya ile boyatma kararı aldın. işte o da öyle olmaz. yani o işte o kadar kolay değil. kompozit ya da prekast tarzı bir mekanik kaplama ürünü ile renk sorununu çözmemiz gerekir. yoksa tem otoyolunun dibinde bütün egzos gazını ve otoyolun tozunu çeken stadyumun 2 sene sonra o kırmızından eser kalmaz.
evet baya kafa ütüledim. bu sözleri sosyal hayatımda söylediğimde "saçmalama" diyenler oluyor. belkide haklılar. ne de olsa bu ülkede yasalarda, kanunlarda 5 dakikada değiştiriliyor.