415
geriye bakmamamız, ilerideki her maçı tek tek, kendi içinde ele alıp görülmemiş bir konsantrasyonla hazırlanmamız gerekiyor. belki yine hakanlara, hasanlara, ümitlere ödemediğimiz maaşları, belhandalara, marcaolara, taylanlara ödemememiz gerekiyor ki bugünküler de dünküler gibi, kanlarını koysunlar ortaya. hakan'ımın bir maçta, önde yaptığı presi yarım sezona dağıtsak şu anda açık ara zirvedeydik. ancak geriye bakmıyoruz.
önümüzdeki her maça düşmanlıkla hazırlanmamız gerekiyor. ufkun önüne sıra sıra dizilmiş yavşak orduları bizi bekliyor olacak. bu düşmanlığı hissetmemiz gerekiyor. bize karşı ne hissediliyorsa bir bardak fazlası. belki fatih hoca'm yorgun, belki yönetim gerektiği kadar basiretli değil; ne olursa olsun, sahada, vücudu 37,5°c ile yanan her bir galatasaray evladının bu düşmanlığa düşmanlıkla karşılık vermesi gerekiyor.
şimdi bu sözleri okuyan beyaz sayfalılar belki geri duracaklar. ancak bu sezon öyle şeyler oluyor ki hepsi burada, bu şeyler olmaktayken defaatle yazılıp çizildi. çağ o çağ ki bütün yavşaklıklar sadece ama sadece "yazılıyor". biraz güçlüyseniz hakkın ve hukukun gövdesine yapışmış binlerce keneden biri olabiliyorsunuz. işte bu yüzden, hâlâ bir futbol takımı olarak, 8'ine de, 18'ine de düşmanlıkla hazırlanmamız gerekiyor. bu, budur. karşımızda doymak bilmez, şereften yoksun ve kaçınılmaz biçimde medyatik bir ordu bulunurken, bizim ne yapacağımızı bilememek gibi bir lüksümüz olamaz!
her maç bizim için ayrı bir düşmanlık hikâyesi olmalı.
her maç, kendi içinde.
önümüzdeki her maça düşmanlıkla hazırlanmamız gerekiyor. ufkun önüne sıra sıra dizilmiş yavşak orduları bizi bekliyor olacak. bu düşmanlığı hissetmemiz gerekiyor. bize karşı ne hissediliyorsa bir bardak fazlası. belki fatih hoca'm yorgun, belki yönetim gerektiği kadar basiretli değil; ne olursa olsun, sahada, vücudu 37,5°c ile yanan her bir galatasaray evladının bu düşmanlığa düşmanlıkla karşılık vermesi gerekiyor.
şimdi bu sözleri okuyan beyaz sayfalılar belki geri duracaklar. ancak bu sezon öyle şeyler oluyor ki hepsi burada, bu şeyler olmaktayken defaatle yazılıp çizildi. çağ o çağ ki bütün yavşaklıklar sadece ama sadece "yazılıyor". biraz güçlüyseniz hakkın ve hukukun gövdesine yapışmış binlerce keneden biri olabiliyorsunuz. işte bu yüzden, hâlâ bir futbol takımı olarak, 8'ine de, 18'ine de düşmanlıkla hazırlanmamız gerekiyor. bu, budur. karşımızda doymak bilmez, şereften yoksun ve kaçınılmaz biçimde medyatik bir ordu bulunurken, bizim ne yapacağımızı bilememek gibi bir lüksümüz olamaz!
her maç bizim için ayrı bir düşmanlık hikâyesi olmalı.
her maç, kendi içinde.
