390
defansımızın armut toplaması sebebiyle hamburg'un bize ikramını "yok sağolun biz yedik de geldik" diyip reddettiğimiz maçtır.
2015/16 ve 2016/17 sezonlarıyla başlayan yan toptan gol yeme furyası gibi farklı bir defansif zaafiyetimiz o sezon revaçtaydı. 2008/09 sezonu en çok bel bağladığımız stoperlerimiz servet ve emre güngör'ün ciddi sakatlıklarıyla defans hattı sürekli değişikliğe maruz kalıyordu. meira'nın rusya transferine kadar emre aşık ve meira bölgedeki sorunu görece çözse de özellikle meira'dan sonra defansımız ciddi anlamda hallaç pamuğuna dönmüştür. ben çıplak gözlerimle ilk defa bu kadar amatörce ve zavallı oynayan bir defans hattı izledim galatasaray'da. tecrübesiz defans hattımız daha önce bahsettiğim gibi tarihi 2-5'lik kocaelispor maçıyla kademe eksiklerini belli etmişti. istanbul'daki bordeaux maçımızda da mükemmel defansif yönümüzü adamlara gösterdik ve maçın 6.saniyesinde bellion'un golüyle 1-0 geriye düştük.neyse ki arda'nın o dönem daha disiplinli olması sayesinde ve tabi ki sabri'nin son dakika balıyla ; oz büyücümüz'ün emekleri boşa gitmedi ve kewell'ın önderliğinde son on altı turuna adımızı yazdırdık.
hatırlarsanız o dönem adnan polat başımızdaydı. tabi ki mükemmel bir yöneticilik örneğiyle meira'yı stoperler sakatken zenit'e gönderdik ve yaprak dökümü başladı. ilk hamburg maçını 1-1(jansen ve ümit karşılıklı atmışlardı gol dakikaları aklımda değil) tamamladık ve avantajı cebimize koyduk. ikinci maç ise görece güzel başlamıştık. sağlı solu galatasaray hücumları yoktu ama diriydik. ilk yarıyı da kewell'ın penaltısıyla 1-0 önde kapattık. ikinci yarının başlarında yanlış hatırlamıyorsam baros aşırtma bir vuruşla kaleciyi avladı. ne olduysa buradan sonra başladı. bordeaux maçındaki gibi iki farklı skoru bulan galatasarayımız rehavete kapıldı ve ilk golü yedi. skor 2-1 olunca da rehavet teröre dönüştü haliyle panik yüzünden defansımız o sezonki yeni takıntısını hemen uyguladı ve bir kademe hatasıyla avrupa'nın son yıllarda gördüğü en kazma forvet olan guerrero'ya ikinci golü hediye ettik. son dakikalarda baros kaleye yakın bir mesafeden olabilecek bir golü kaçırdı ve bu sefer de hırvatlar'ın tecrübeli ismi olic bizi affetmedi ve 3.golü de kalemize gönderdi.
2015/16 ve 2016/17 sezonlarıyla başlayan yan toptan gol yeme furyası gibi farklı bir defansif zaafiyetimiz o sezon revaçtaydı. 2008/09 sezonu en çok bel bağladığımız stoperlerimiz servet ve emre güngör'ün ciddi sakatlıklarıyla defans hattı sürekli değişikliğe maruz kalıyordu. meira'nın rusya transferine kadar emre aşık ve meira bölgedeki sorunu görece çözse de özellikle meira'dan sonra defansımız ciddi anlamda hallaç pamuğuna dönmüştür. ben çıplak gözlerimle ilk defa bu kadar amatörce ve zavallı oynayan bir defans hattı izledim galatasaray'da. tecrübesiz defans hattımız daha önce bahsettiğim gibi tarihi 2-5'lik kocaelispor maçıyla kademe eksiklerini belli etmişti. istanbul'daki bordeaux maçımızda da mükemmel defansif yönümüzü adamlara gösterdik ve maçın 6.saniyesinde bellion'un golüyle 1-0 geriye düştük.neyse ki arda'nın o dönem daha disiplinli olması sayesinde ve tabi ki sabri'nin son dakika balıyla ; oz büyücümüz'ün emekleri boşa gitmedi ve kewell'ın önderliğinde son on altı turuna adımızı yazdırdık.
hatırlarsanız o dönem adnan polat başımızdaydı. tabi ki mükemmel bir yöneticilik örneğiyle meira'yı stoperler sakatken zenit'e gönderdik ve yaprak dökümü başladı. ilk hamburg maçını 1-1(jansen ve ümit karşılıklı atmışlardı gol dakikaları aklımda değil) tamamladık ve avantajı cebimize koyduk. ikinci maç ise görece güzel başlamıştık. sağlı solu galatasaray hücumları yoktu ama diriydik. ilk yarıyı da kewell'ın penaltısıyla 1-0 önde kapattık. ikinci yarının başlarında yanlış hatırlamıyorsam baros aşırtma bir vuruşla kaleciyi avladı. ne olduysa buradan sonra başladı. bordeaux maçındaki gibi iki farklı skoru bulan galatasarayımız rehavete kapıldı ve ilk golü yedi. skor 2-1 olunca da rehavet teröre dönüştü haliyle panik yüzünden defansımız o sezonki yeni takıntısını hemen uyguladı ve bir kademe hatasıyla avrupa'nın son yıllarda gördüğü en kazma forvet olan guerrero'ya ikinci golü hediye ettik. son dakikalarda baros kaleye yakın bir mesafeden olabilecek bir golü kaçırdı ve bu sefer de hırvatlar'ın tecrübeli ismi olic bizi affetmedi ve 3.golü de kalemize gönderdi.
