5435
sezon başında bi açıklaması vardı şimdi üşendim bulmaya: kontratı da kaptık artık kötü oynama lüksümüz yok gibi bir şey söylemişti kelimesi kelimesine böyle olmasa da. kendisi hakkında geçen sezonki fenerbahçe maçına kadar umut doluydum ama o maç yaptıkları ve sonra özür dilememesi, bunun üstüne bir de kontrat + kaptanlığı alması ve bu ilk cümlede dediğim açıklamalar yine hakkında yanıldığımız bir oyuncuya tapmışız gibi intiba uyandırdı.
yukarıda da yazılmış: etrafında oynayanlara uyum sağlayamayan oyuncumuz asıl burak. selçuk multi fonksiyonelliğini yitirdiği gibi tek fonksiyonunu da icra edemiyor. 2 metre yanındaki adama pas atamamaya başlaması etrafındaki oyuncu grubuyla net bir şekilde alakasız. bursaspor maçında böyle kaç pozisyon yememize sebep oldu sayamadım. koşu istatistiklerinin artmasıyla pas hatalarının ve oyun görüşünün kapanması arasındaki bağlantı ters okunuyor. selçuk her zaman yaptığı hiçbir işi yapamadığı için çok koşmak zorunda kalıyor zaten. futbol aklını yitirmiş gibi davranıyor pozisyonların çoğunda. selçuk kontratı da kaptın kötü oynama lüksün yoktu hani?
sneijdeer ilk geldiğinde kısa süreli bir rol dağılımı sıkıntısı yaşandı. ilk başta buna bağlanıyordu selçuk'un formunun düşüklüğü zira hem hücumda hem savunmada daha fazla role sahip olmasından mütevellit formunun dağıldığı söyleniyordu. sneijder'i forvet arkasından sol iç forvete gönderince hücumda ve savunmada rol sıkıntıları giderildi ama selçuk'un formu hızla düşmeye devam etti? sonra melo ile birlikte 3'lü orta sahalara karşı koyamadıkları için çok daha fazla koştuğu savı öne sürüldü. sonra mancini ile birlikte melo selçuk ikilisinin arkasına yekta-ceyhun-emre üçlüsü getirildi ama selçuk'un performansında zerre iyileşme olmadı 1-2 maç haricinde? sonra sorun önündeki oyuncularda dendi. orta sahaya yardım etmeyen hücumcular olduğu için selçuk kötü oynuyor savı üretildi. işte bu sav en doğrusuydu ama yine de yeterli tatmini sağlamaktan çok uzak. zira orta sahamız son 4 yılın ilk 2'sinde sürekli 4+1 kişiden oluşuyordu. selçuk'un arkasını önünü yanını sürekli kollayan 4 tane arkadaşı vardı çevresinde. 3. yılda elmander gitti orta saha 1 eksildi sneijder geldi 1 daha eksildi (aslında eksilmedi çünkü sneijder her zaman bir pas opsiyonu olarak selçuk'a yakın oynamayı denedi ve savunmada da çakılı duran bir adam değildi hiç. kısaca emre çolak'ın ilk sene sol açık olarak aldığı rolü daha istatistik halinde verdi sneijder ama algı öyle ki sneijder hiç savunma yapmıyor. sneijder'in alan savunması gayet yerindedir, gölge presi de çok başarılıdır). sonuç olarak orta saha 3 kişiye düştü. selçuktan 1 adım geride melo 1 adım ileride 20 metre solda sneijder şeklinde. melo çılgın attı 4 yılın 3'ünde. 1'inde de gayet idare etti hangi sezon olduğu belli. sneijder çılgın attı geçen sezon. yekta-emre-ceyhun aldıkları sürelerde klasik rotasyon oyuncularımıza göre gayet yerine performanslar gösterdiler. bi tek selçuk geriye gitti. sistemler değişti, etrafındakiler çok ciddi değişmedi. göbek partneri hep melo'ydu mesela. ama bi türlü sorunun selçuk'ta olduğu kabul edilmek istenmedi. garip. istediği kadar koşsun, bu koşup pozisyon almalarının çoğu kendi yapamadığı ya da hatalı yaptığı şeyler sebebiyle oluyor. bir de burak yılmaz tabii. top kazanamayan bir orta saha, burak yılmaz'ın mucizevi bir ustalıkla attığı 20 sprint'ten 10'unda hücum faul yapması geri kalan 10'un da 8'inde topu önüne alamaması ve kaybetmesi ile birleşince elbette çok koşuyor oyun kurucumuz. önünde top tutan elmander varken iyi oynuyordu. önünde top tutan drogba varken kötü oynuyordu. drogba daha iyi top tutuyordu ama? demekki sorun top tutan forvet de değil tam olarak. sadece çok koşmasının sebebi bu. futbol aklının tıkanmasının sebebi değil.
hangi yerliye güvensek hayal kırıklığına uğratıyor. en azından yabancılarda bunun yüzdesi daha düşük ne de olsa yabancı sınırlaması var.
yukarıda da yazılmış: etrafında oynayanlara uyum sağlayamayan oyuncumuz asıl burak. selçuk multi fonksiyonelliğini yitirdiği gibi tek fonksiyonunu da icra edemiyor. 2 metre yanındaki adama pas atamamaya başlaması etrafındaki oyuncu grubuyla net bir şekilde alakasız. bursaspor maçında böyle kaç pozisyon yememize sebep oldu sayamadım. koşu istatistiklerinin artmasıyla pas hatalarının ve oyun görüşünün kapanması arasındaki bağlantı ters okunuyor. selçuk her zaman yaptığı hiçbir işi yapamadığı için çok koşmak zorunda kalıyor zaten. futbol aklını yitirmiş gibi davranıyor pozisyonların çoğunda. selçuk kontratı da kaptın kötü oynama lüksün yoktu hani?
sneijdeer ilk geldiğinde kısa süreli bir rol dağılımı sıkıntısı yaşandı. ilk başta buna bağlanıyordu selçuk'un formunun düşüklüğü zira hem hücumda hem savunmada daha fazla role sahip olmasından mütevellit formunun dağıldığı söyleniyordu. sneijder'i forvet arkasından sol iç forvete gönderince hücumda ve savunmada rol sıkıntıları giderildi ama selçuk'un formu hızla düşmeye devam etti? sonra melo ile birlikte 3'lü orta sahalara karşı koyamadıkları için çok daha fazla koştuğu savı öne sürüldü. sonra mancini ile birlikte melo selçuk ikilisinin arkasına yekta-ceyhun-emre üçlüsü getirildi ama selçuk'un performansında zerre iyileşme olmadı 1-2 maç haricinde? sonra sorun önündeki oyuncularda dendi. orta sahaya yardım etmeyen hücumcular olduğu için selçuk kötü oynuyor savı üretildi. işte bu sav en doğrusuydu ama yine de yeterli tatmini sağlamaktan çok uzak. zira orta sahamız son 4 yılın ilk 2'sinde sürekli 4+1 kişiden oluşuyordu. selçuk'un arkasını önünü yanını sürekli kollayan 4 tane arkadaşı vardı çevresinde. 3. yılda elmander gitti orta saha 1 eksildi sneijder geldi 1 daha eksildi (aslında eksilmedi çünkü sneijder her zaman bir pas opsiyonu olarak selçuk'a yakın oynamayı denedi ve savunmada da çakılı duran bir adam değildi hiç. kısaca emre çolak'ın ilk sene sol açık olarak aldığı rolü daha istatistik halinde verdi sneijder ama algı öyle ki sneijder hiç savunma yapmıyor. sneijder'in alan savunması gayet yerindedir, gölge presi de çok başarılıdır). sonuç olarak orta saha 3 kişiye düştü. selçuktan 1 adım geride melo 1 adım ileride 20 metre solda sneijder şeklinde. melo çılgın attı 4 yılın 3'ünde. 1'inde de gayet idare etti hangi sezon olduğu belli. sneijder çılgın attı geçen sezon. yekta-emre-ceyhun aldıkları sürelerde klasik rotasyon oyuncularımıza göre gayet yerine performanslar gösterdiler. bi tek selçuk geriye gitti. sistemler değişti, etrafındakiler çok ciddi değişmedi. göbek partneri hep melo'ydu mesela. ama bi türlü sorunun selçuk'ta olduğu kabul edilmek istenmedi. garip. istediği kadar koşsun, bu koşup pozisyon almalarının çoğu kendi yapamadığı ya da hatalı yaptığı şeyler sebebiyle oluyor. bir de burak yılmaz tabii. top kazanamayan bir orta saha, burak yılmaz'ın mucizevi bir ustalıkla attığı 20 sprint'ten 10'unda hücum faul yapması geri kalan 10'un da 8'inde topu önüne alamaması ve kaybetmesi ile birleşince elbette çok koşuyor oyun kurucumuz. önünde top tutan elmander varken iyi oynuyordu. önünde top tutan drogba varken kötü oynuyordu. drogba daha iyi top tutuyordu ama? demekki sorun top tutan forvet de değil tam olarak. sadece çok koşmasının sebebi bu. futbol aklının tıkanmasının sebebi değil.
hangi yerliye güvensek hayal kırıklığına uğratıyor. en azından yabancılarda bunun yüzdesi daha düşük ne de olsa yabancı sınırlaması var.