13
basın mensubu olmayan bir kişinin orada olması hatalı ama burada kızılacak, tepki gösterilecek adres basın mensupları değil o organizasyonun düzenlenmesinden 1. derece sorumlu olan m.i.y kulübüdür. puan kaybının da getirdiği sinirle kimi yanlış anlamalara neden olacak jestler falan yapmış fatih hoca ki bunlar kesinlikle onaylanacak davranışlar değil. o seviyede birinin bu gibi durumlara düşerek milletin eline koz vermemesi gerekiyor.
burada benim esas üzerinde durmak istediğim konu, ülkemizde ister siyaset olsun, ister spor olsun isterse de diğer alanlar olsun gazetecilerin iktidar sahiplerine yönelttikleri daha doğrusu yöneltebildikleri sorular.
direkt olarak o mecralarda bulunmadım ama gazeteciler için epey zor bir konu olmalı, özellikle de fatih terim, r.t.e gibi otoriter eğilimleri olan şahsiyetler karşısında oto sansür uygulamadan istediği soruyu ya da eleştiriyi korkusuzca dile getirebilmesi (tabi ki saygı çerçevesinde). neyse kısaca şöyle söyleyeyim burada fatih hoca'nın bu meraklı gencin soru sormasına izin vermeden hemen hangi gazete diye sormasının altında bence şu yatıyor; fatih hoca'nın galatasaray muhabirleriyle ilgili hayali bir not defteri var kafasında, muhabirlerin her sordukları soru, florya'daki hali tavrı, yaptığı haberler vs. den bu puanlamayı güncelliyor ve kimi zaman da kendince beğenmediği soru soranı ya da tasvip etmediği haberi yapanın hangi gazetede çalıştığını bildiğinden çeşitli 'yaptırımlar'' ı uygulama gücü var hatta iş buralara kadar bile gelemez çoğu zaman hiçbir gazeteci ya da muhabir işini kaybetmek , gazetedeki yöneticisinin gözünden düşüp, atıl durumda kalmak istemediğinden hep fatih hoca'nın çizdiği sınırlar dahilinde sorular sorup, haber yapabilecektir. fatih hoca tanımadığı bir ''tip'' görünce çizdiği sınırların dışında ters sorular sorabilecek olduğunu ve onun üzerinde fazla bir yaptırım gücü olmadığını bildiğinden bu çıkışı yapmış olabilir. zaten galatasaray maçı kazansaydı bu tepkiyi büyük ihtimal ya vermeyecek ya da bu olaya esprili bir biçimde ( ki kendisine de yakışan budur.) yaklaşacaktı.
burada benim esas üzerinde durmak istediğim konu, ülkemizde ister siyaset olsun, ister spor olsun isterse de diğer alanlar olsun gazetecilerin iktidar sahiplerine yönelttikleri daha doğrusu yöneltebildikleri sorular.
direkt olarak o mecralarda bulunmadım ama gazeteciler için epey zor bir konu olmalı, özellikle de fatih terim, r.t.e gibi otoriter eğilimleri olan şahsiyetler karşısında oto sansür uygulamadan istediği soruyu ya da eleştiriyi korkusuzca dile getirebilmesi (tabi ki saygı çerçevesinde). neyse kısaca şöyle söyleyeyim burada fatih hoca'nın bu meraklı gencin soru sormasına izin vermeden hemen hangi gazete diye sormasının altında bence şu yatıyor; fatih hoca'nın galatasaray muhabirleriyle ilgili hayali bir not defteri var kafasında, muhabirlerin her sordukları soru, florya'daki hali tavrı, yaptığı haberler vs. den bu puanlamayı güncelliyor ve kimi zaman da kendince beğenmediği soru soranı ya da tasvip etmediği haberi yapanın hangi gazetede çalıştığını bildiğinden çeşitli 'yaptırımlar'' ı uygulama gücü var hatta iş buralara kadar bile gelemez çoğu zaman hiçbir gazeteci ya da muhabir işini kaybetmek , gazetedeki yöneticisinin gözünden düşüp, atıl durumda kalmak istemediğinden hep fatih hoca'nın çizdiği sınırlar dahilinde sorular sorup, haber yapabilecektir. fatih hoca tanımadığı bir ''tip'' görünce çizdiği sınırların dışında ters sorular sorabilecek olduğunu ve onun üzerinde fazla bir yaptırım gücü olmadığını bildiğinden bu çıkışı yapmış olabilir. zaten galatasaray maçı kazansaydı bu tepkiyi büyük ihtimal ya vermeyecek ya da bu olaya esprili bir biçimde ( ki kendisine de yakışan budur.) yaklaşacaktı.
