resim
Arsène Wenger
Görev:Gelişim Direktörü
Takım:FIFA
Yaş:74
Uyruk:Fransa
  • 151
    gözümde aktif teknik direktörler sıralamasında mourinho'dan sonra 2. gelmektedir . eleştirdiği takımların aksine harcadığı milyon euro'ları , satmak zorunda kaldığı , neredeyse daha 16 yaşındayken keşfettiği oyunculardan kazanmıştır . ayrıca ekonomi bölümü okumuştur ve 5-6 dil bilmektedir . şansı biraz yaver gidip finale kaldığı kupalardan 1-2'sini kazanmış olsa * şu an hakkında çok farklı şeyler yazılıyor olurdu .
  • 152
    kendisi "ama rakibimiz playstation gibi oynuyor" değil, "messi playstation gibi" diyerek rakibinin yıldızının durdurulmasının zorluğuna değinmiş, rakibinin hakkını vermiş ve övmüştür.

    sonuçta ne kadar anlaşılıyorsan o kadar varsın. seviye aşağılarda olunca anca "vauuvvv moruinho laf soktu vaauuvv reis meis." reis ne lan? sanki dünyada bir tane iyi teknik direktör olması zorunluluğu varmış gibi, illa senin beğendiğinin dışındakiler tu kaka olacak.

    sen galatasaray'ı da böyle destekliyorsan, galatasaraylılığını bir gözden geçir derim.
  • 160
    --- alıntı ---

    van persie'yi görmek içimi acıtıyor
    herkese merhaba,

    bugün sizle robin van persie hakkında konuşacağım. futbolcu niteliklerinden, arsenal’de bulunduğu süre içerisinde oyun planıma kattıklarına ve son olarak robin ayrıldıktan sonra hissettiklerimi anlatmak istiyorum.

    robin van persie, futbol yaşantınız boyunca beraber çalışma şansı yakalamaktan ötürü özel şeyler hissedebileceğiniz çok az oyuncudan biri. robin’i biri bana tek kelimeyle tanımla dese, herhalde ‘istisna’yı kullanırdım. bu kelime onu tamamen anlatıyor çünkü bir antrenörün, tek bir futbolcudan istediği her şeye sahip. akıllı, klas, zeki, harika bir bitiriciliği var ve maça 90 dakika boyunca odaklanıyor. bu özellikler her teknik adamın hayallerini süsler.

    robin, futbola derin bir aşk duyuyor. evde maçları izlediğine ve sonrasındaki analizlerine birçok kez şahit oldum. futbolcularda çok az görülen, çabuk anlama ve harekete geçme yeteneğine sahip. klasını, mental yetenekleri ve sorgulama yetisiyle kolayca birleştirebiliyor. bu bir hazine. benimle beraber sekiz sezon geçirdi ve size bir gün bile gelişmekten vazgeçmediğini söyleyebilirim. yanıma ilk geldiği zaman asla şu anki gibi dünya klasında bir oyuncu olacağını tahmin edemezdim. bu seviyede başka bir takımda onu görmek içimi acıtıyor.

    onu yönetmek zor değildi çünkü harika bir profesyonel olduğunu söylemem gerek. her gece evine gider ve gece 10’da onu aradığınızda kesinlikle cevap verirdi. çünkü o saatlerde maçları izliyor ve kendisini gelecek karşılaşmalara hazırlıyor olurdu. tüm bu ritüeller eşliğinde, onunla çalışmanın bir zevk olduğunu söylemek mümkün. robin ile farklı görüşlerimi de paylaşabiliyordum ve güçlü karakteriyle ona söylediklerim üzerinde mantıklı çözümleri oluyordu. böyle bir futbolcuyla çalışmanın ne kadar gurur verdiğini size tarif edemem.

    ve şimdi gitti, taraftarlara anlaşılamayacak bir şeyi neden anlayamadıklarını sormayın. ben bile robin’in gidişini anlamlandıramıyorken onlar için bu çok zor. bununla yüzleşmek zorundasınız çünkü bu hayat. biz burada oyunculara yeteneklerini geliştirmesi için yardımcı oluyoruz, işlem bu şekilde devam ediyor. bir antrenörün kesinlikle beraber çalıştığı futbolcuya olumlu yönde tesir etmesi, yaşamını raya oturtması için ona yardım etmesi gerekiyor. bunu yapan antrenör zaten sadece işini yapıyordur. sizin etki ettiğiniz oyuncu, başkaları tarafından izlenip onları da mutlu ediyorsa tabii ki bu mutluluk katlanıyor.

    ben robin’in farklı bir ülkeye, premier lig dışındaki bir kulübe imza atmasını tercih ederdim. keza bunu ondan sezon içerisinde defalarca istedim ama sonuç bu şekilde gelişti. söyleyecek bir şey yok, bu da bizim için makul bir meydan okuma.

    van persie ve rooney, beraber oynamak için her şeye sahip. bazen, büyük golcüler yan yana oynayamaz, efektif bir performans sergileyemezler. ancak eğer rooney ve van persie’nin teknik özelliklerini analiz ederseniz, bunun olmayacağını rahatlıkla görmeniz mümkün. tabii ki biraz zaman geçmesi gerekiyor ve kişilik bağlamında uyuşmaları için vakte ihtiyaçları var. eğer ikisi de united adına gol atmaya başlarlarsa… gerçekten çok güçlü olacaklar.

    --- alıntı ---
  • 165
    henry'yi arsenal'de görmek isterim

    --- alıntı ---

    arsenal üst üste 13. kez devler ligi’nde bir üst tura çıktı, tebrikler. buna “düzenlilik” diyebilir miyiz?
    düzenlilik, evet. fakat bu her zaman kolay olmuyor, çünkü genelde zor bir grupta oluyoruz. bu da istikrar ve düzen demek. şampiyonlar ligi’ni kazanmak içinse daha fazlasına ihtiyaç var. üst seviyelerde futbol bireysel bir spora dönüşmeye başlıyor, çünkü farkı yaratan hep aynı futbolcular.

    kullanmamız gereken bir kelime de “sonunda”. arsenal sonunda kendi sahasında bir fransız takımını yenmeyi başardı.
    evet, fransa’da ne kadar çok kazansak da, fransız takımlarını emirates’te yenmeyi başaramıyorduk. fransızlar iyi organize olmuş, ciddi para harcanmış ve fiziksel kapasitesi üst düzeyde takımlar kuruyorlar.

    bir başka ingiliz takımı, son şampiyon chelsea, kupanın dışında kaldı. bu pek olağandışı değil gibi, ne dersiniz?
    evet, pek sıradan bir olay olmasa da alışılmışın dışında bir şey de değil. öncelikle çok zor bir gruba düştüler. geçtiğimiz sene de avrupa’yı domine etmemişlerdi, fakat bazı sıradışı oyuncular sayesinde zafere ulaşmayı başardılar. bu tür olaylar bazen başınıza gelir...

    maçtan sonraki gece, di matteo’nun kovulduğunu öğrendik. sonuç felaket olmamasına rağmen koç kovuldu...
    chelsea gibi büyük hedefleri olan takımlar sabırsızlıklarıyla bilinirler. bence bu çok üzücü bir olay. geçtiğimiz sene takımı sezon ortasında teslim almasına rağmen şampiyonlar ligi’nde zafere ulaşmıştı. bu iş için büyük bir yatırım gerekiyor, ama ne yazık ki mesleğimizin kuralları böyle.

    ... ve yerine benitez getirildi.
    onu çok iyi tanırım. karizmatik bir çalıştırıcı, ve karakteri çok güçlü. takıma “imzasını atma” şansı varken sadece sezon sonuna kadar anlaşma yapmasına şaşırdım. elenmeleri biraz şaşırtıcı, ama benitez’in kontratı da öyle...

    manchester city’nin elenmesi de öyle mi peki? bu bize şampiyonlar ligi için tecrübe gerektiğini ve paranın o kadar önemli olmadığını mı gösteriyor?
    ben paralarını iyi kullandıklarını düşünüyorum, ama onlar da karışık bir gruptaydılar. geçtiğimiz yıl biz de dortmund’la aynı gruptaydık ve kolay maçlar oynamadık. city’nin ajax yolculuğu da bu tarz bir maç oldu. ancak madrid’e karşı son 10 dakikaya 10 kişiyle 1-0 önde girdiklerini unutmayalım. bence o yenilgiden sonra toparlanmayı başaramadılar.

    dortmund ise, bu kadar zor bir gruptan çıkmayı başardı ve üstelik birinci oldu. takım jürgen klopp’la inanılmaz işler başarıyor...
    evet, ligde o kadar iyi olmamalarına rağmen şampiyonlar ligi’nde harikalar. zaten bu ikisini birlikte götürmek kolay değil. bence dortmund bırakın grubu, kupayı kazanmak konusunda favorilerden biri...

    son maçta reus ve götze inanılmaz oynadılar, ama aslen lewandowski üst üste üçüncü kez iki gol kaydetti. bu durum başarılarının şans olmadığını gösteriyor.
    evet, dortmund’un hücum hattı harika, ve hepsi genç oyuncular. bence bu yüzden finalde bir yerleri olacak ve eğer birlikte kalabilirlerse gelecekleri de çok parlak.

    mexes’in golünü gördünüz mü?
    evet, muhteşem bir gol, ve onu harika yapan çok temiz bir teknik uygulamış olması. bir savunma oyuncusu için böyle bir gol atmak fantastik bir olay. benim hiçbir zaman şüphe etmediğim tekniğini de gözler önüne serdi. onun sorunu tekniği değil fiziğiydi, tekniği hep kusursuzdu...

    bu milan’ın 400. golüydü. milan’ın kötü başlayıp iyiye giden sezonu hakkında ne düşünüyorsunuz?
    panik yapmamayı başardılar, tüm zorluklara rağmen. daha önce o noktada oldukları için, bunu başardılar, bu çok önemli... ac milan da her şart altında toparlanmayı bilen bir takım.

    malaga da üst tura çıkmayı başardı...
    evet, bu büyük bir sürpriz! cazorla’yı transfer ettikleri zaman darmadağın olmak üzerelerdi. zor bir yıl geçirecekleri düşünüldü, ama zorluktan birleşerek çıktılar, konsantrasyonlarını kaybetmediler. bu bizim mesleğimizi için ilginç bir analiz konusu. kolay olmayan bir gruptan çıktıkları için mutluyum.

    shaktar donetsk centilmenliğe hiç uymayan bir golle tur atladı...
    fair-play’e uymadığı kesin, ama sadece bu golle tur atladılarını söylemek yanlış olur. chelsea’ye karşı oynadıkları maçı izledim ve beraberliği son dakikada kaçırdılar. bence yetenekleri sayesinde üst tura kaldılar ve bu hareket başarılarına gölge düşürmemeliydi.

    thierry henry şu anda arsenal’le antrenmanlara çıkıyor mu?
    hayır, şu an değil. takımı red bull’la beraber birkaç gün sürecek bir venezuela yolculuğuna çıktı. bize hep bizimle oynayıp oynamayacağı soruluyor. dürüst olmak gerekirse bunun olmasını isterim ama bu karar henüz verilmedi ve henüz onunla da konuşmadım. bu tabii ki olası bir durum, tıpkı drogba-chelsea ilişkisi gibi. çin’de ve abd’de oynayan oyuncular sezonların çakışmasından dolayı avrupa’ya gelebiliyorlar. ve tabii ki thierry henry’yle ayrıcalıklı bir ilişkimiz var.

    --- alıntı ---

    eurosport
  • 168
    biraz agir olacak ama ingiltere premier liginin bülent uygun'udur. arsenal'den nefret etmemin en buyuk etkenlerindendir. iticidir. burnu havada gezen tipik bir fransizdir. bu kadar tanim yeter herhalde.

    ferguson ve mourinho'ya satasmaktan baska bir bok bilmeyen, bu ikilinin arasinda ezilen bir tip. 2000'li yillarin baslarinda gelen basarili donem sonunda kendini bir sey sandi, ferguson'a atar yapti, sonra mourinho gelip havasini aldi, ardindan mourinho ve ferguson ikili grup fantezisi uyguladi. o gun bugundur kupa kazanamiyor. 8 yildir hicbir dalda kupalari yok. bu yonuyle bulent uygun'a benzetiyorum. hatirlarsiniz, bir aralar o da gotunun bokuyla "4 yerim 5 yerim ama 6 yemem, 7 yerim ama 8 yemem" falan diyordu.

    mevcut kadroda 6 fransiz bulunuyorken sadece 5 tane ingiliz var mesela. bu adamin fransa liginden aldigi oyunculara hep uyuz olmusumdur. bir milyon tane oyuncu aliyor, henuz babasindan damlamayan cocuklara bir suru para veriyor, sonra da vay efendim adam ucuza alip satiyor. bir porto degil amk. stad degisimi dedi su bu dedi, ama manchester 8 tane sallayinca transferin son gununde elde avucta ne varsa piyasadaki tum satilik oyunculari aldi. fenerin sol beki dos santos da buna dahil. 17 yildir arsenal'de.. 17 yilda sadece 3 lig sampiyonlugu var. avrupa'da 2 defa final oynamis olsa da kupa yok. tam bir looser. oysa ferguson 2003 yilinda 17. yilini doldururken 8 lig sampiyonlugu, 1 de sampiyonlar ligi sampiyonlugu vardi. su an ise bu sayi 12 lig sampiyonlugu -ki bu sayi sezon sonu 13 olacak ve her 2 sezona 1 sampiyonluk ortalamasi tutturacak- 2 de sampiyonlar ligi sampiyonlugu var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın