madem psikolojisi merak edilerek savunuluyor, ben de gireyim.
efendim bildiginiz gibi ihtiyaclarimiz var, bu ihtiyaclarimizi maslow kardesimizin pramid seklinde aciklamis, bu ihtiyaclarin en altinda beslenmemiz, barinmamiz gibi ihtiyaclar var ardindan da ait olma sevgi, saygi, kendini gerceklestirme.
arda turan'da beslenme, barinma ihtiyaci yok bunlari maddi olarak elde etmis,
3. basamakta yani ait olma ve sevgi basamaginda eksiklikler basliyor,
arda turan nereye ait su anda, barcelona'ya ait degil, messi var neymar var, dis kapinin mandali durumunda, galatasaray ile zaten alakasi yok (cok sukur), milli takimdaki durum belli prim kavgasi vs. elde sadece sosyal cevre ve aile kaliyor, su an tutunacagi tek dal da bu sosyal cevresi acun, ridvan, sinan engin vs. buradaki aclik saga sola yürümesinde ortaya cikiyor zaten.
üst basamak olan saygi kisminda da eksiklik buyuyor, kendisine saygi duyan yok, tüm kaleleri kaybetti, önce gs, ardindan milli takim taraftari yuhaladi, bu acigini kapatmak icin ne yapiyor, futbolu ve kisiligiyle yaratamadigi saygiyi,magazinsel yoldan, es dost ile yani kendisini sevmeyen kitlenin disindan kisilerle karsilamaya calisiyor, saygi görmedigi icin de saygi duyma konusunda elinden bisey gelmiyor. iste siyasi islerde genis kitlelere ait olma arzusu, evet videosu cekmesine, tayyip erdogan'a sen benim baskomutanimsin demesine sebep oluyor.
son kisim olan kendini gerceklestirme kisminda erdem, yaratıcılık, doğallık, problem çözme, önyargısız olma, gerçeklerin kabulü var, arda turan'in herhangi bir problemi cözdügünü göreniniz var mi, din iman ahlaktan bahsedip, barcelona ucagindan inen her türk kiza yazdigini görüp dogal oldugunu dusunen var mi, önyargi konusuna zaten girmiyorum adam direkt gidip dövmeye calisiyor yasli basli adami, bu da karsilanmiyor, karsilanmayinca sonuc bu.
ve sonucta yukaridaki basamaklarda bulunan ihtiyaclarini tam olarak karsilayamayan arda, olumsuz otomatik dusunceler ve bilissel carpitmalarin esiginde cözüm üretmeye calisip, cirpinmakta, cirpindikca da batmaktadir.
acilen psikolojik yardim almalidir, pramidi bastan dizayn etmeli, en üst basamaktaki kendini ortaya koyma arzusunu sadece futboluyla ortaya cikarmalidir.
---
alıntı ---
histrionik kişilik bozukluğu amerikan psikiyatri birliği tarafından genellikle yetişkinliğin ilk dönemlerinde başlayan, aşırı duygusallık ve dikkat çekmek, çevresi tarafından onay arama ihtiyacının yüksekliği ile kendini belli eden kişilik bozukluğu olarak tanımlanmıştır. narsistlerden farklı olarak çevreleriyle ilişkilerinin her dakikasına dikkat ederler.
belirtiler
başkalarının ilgi ve muhabbetlerini çekebildikleri sürece canlı, neşeli, şevk dolu ve cilveli veya çapkındır. kendileri grubun odağı olduğu sürece ilişkileri kuvvetlidir. cinsel anlamda uygunsuz provokatif davranışlar sergileyebilir, duygularını etkileyici tarzda dışavururlar. bunun yanı sıra egosantrizm, kendine düşkünlük, sürekli takdir arzusu ve ihtiyaçlarına ulaşmak için sürekli psikolojik manipülasyonda bulunurlar.
bu kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler kendi kişisel durumlarını gerçekçi olarak değerlendiremezler ve karşılaştıkları güçlükleri abartma ve dramatize etme eğilimi sergilerler. kolayca sıkıldıklarından çok sık iş değiştirebilirler ve hayalkırıklığı sorunu yaşarlar. yenilik ve heyecan arzularından dolayı kendilerini tehlikeli durumlara sokarlar. bu unsurlar onların daha büyük depresyona girmelerine sebep olabilir.
şu belirtiler görülür:
teşhirci davranış.
sürekli tatmin veya onay arayışı.
duyguların aşırı gösterilerek dramatize edilmesi. örneğin yeni tanıştığı biriyle kucaklaşmak veya acıklı bir filmde kontrolsüzce ağlamak.
eleştiri veya onaylanmamaya karşı aşırı duyarlılık.
kişiliğinden gurur duyma, değişime karşı isteksizlik ve herhangi bir değişimi tehdit olarak algılama.
uygunsuz şekilde kışkırtıcı davranış veya görünüm sergilemek.
somatik belirtileri kullanarak dikkati üzerine çekmeye çalışmak.
ilgi merkezi olma ihtiyacı.
hayal kırıklıklarına karşı düşük tolerans.
ani kararlar almak.
duygusal hallerin hızlı değişimi. bu haller başkalarına yüzeysel veya abartılı olarak görünebilir.
ilişkilerin gerçekte olduğundan daha içten olması gerektiğine inanmak.
---
alıntı ---