22871
toplam piyasa değerimiz 125 milyon euro.
seri, lemina ve nzonzi gibi kiralık oyuncularımızın toplam piyasa değeri 55 milyon euro civarında. yani 3 kiralık oyuncumuz piyasa değerimizin neredeyse yarısını karşılamakta. dolayısıyla buradan kimse 500 milyonluk takımız demiyor, sadece kaliteli bir takım olduğumuzu söylüyor.
öte yandan yaş mevzusuna gelelim;
muslera: 33 yaşında
mariano: 33 yaşında
nagatomo: 33 yaşında
babel: 33'e basmak üzere
donk: 33 yaşında
falcao: 33 yaşında
adem: 32 yaşında
selçuk inan: 34 yaşında
ekstra 2-3 tane isimde 30 yaşında.
e bu kadroya yaşlıdır demek suç mu yani? ilk 11'imiz de ki ortalama 8 ismin yaşı 30+ olmuş durumda. temposuz ve yavaş oyunu özetleyen bir tablo bu. dolayısıyla maalesef ki yaşlı bir takımız.
galatasaray takımı olarak gerçekten kötü bir performans sergiliyoruz. ilk 7 haftada 6 gol atıp 10 puan toplayan bir takımdan kim memnun olabilir ki? doğru yolu bulmak için eleştirmeye çalışıyoruz ama galatasaray'ın iyiliğini bizden çok daha iyi düşündüklerini sananlar tarafından türlü türlü benzetmelerle sınanıyoruz. bu yüzdendir ki, yönetim ve fatih terim arasında çıkan tartışmada taraf tutmaya zorlanıyoruz.
öncelikle şunu söyleyeyim; fatih terimde hatalı, mustafa cengiz yönetimi de.
fatih terim hatalıdır, çünkü elinde kısıtlı imkanlarla alınmış top class oyuncular var. bu oyuncuları alanda yönetimdir. sen şimdi kalkıp saha içindeki hatalarını, sırf konuşmuyorlar diye yönetime atarsan kusura bakma ama sonuna kadar haksız olursun. genel olarak konuşursak; linnes'i almak varken mariano'yu, taylan antalyalı veya ömer bayram varken selçuk inan'ı, emre taşdemir veya yine ömer bayram varken nagatomo'yu, emre mor ve andone varken haftalardır bitik halde olan feghouli ve babel'i, yine haftalardır berbat olan belhanda'yı oynatacağım diye seri'yi tribüne alıyorsa hatalı yüzde yüz fatih terimdir. öyle hemen yönetimi de zan altında bırakmamalı. saha dışında ne yaşadıklarını bilemem çünkü beni saha içi ilgilendiriyor. saha içine baktığımda da yönetimlik hiçbir şey görmüyorum, tamamen hocanın hatalarından kaynaklı berbat bir top oynuyoruz. zamanında eren gol atamıyor diye laf ediyorduk, ligin gol kralı geldi o da atamadı sonra gittik dünya çapında bir forvet aldık ama o da atamıyor. taktik ve sistem hataları yok çünkü yönetim gol attıramıyor değil mi? ayrıca hatalı olduğu ve kızdığım diğer bir nokta ise sürekli medya önünde yönetimden hesap soruyor. medya zaten fırsat kolluyor, fatih terimde bunu çok iyi bilecek tecrübede. e ne diye bu kozu veriyor ki onlara? iç meselemizi başkalarına anlatıp mesaj vermek yerine, kendi aramızda konuşmamız gerekmez mi? artık bunlara bir son vermemiz lazım.
şimdi mustafa cengiz yönetimine gelelim;
geçen sezon* ligin ilk yarısını onlar sayesinde forvetsiz kapattık. ara transfer döneminin son gününe kadar da forvetsiz bir galatasaray takımı vardı. transferleri geciktirdikçe geciktiriyorlardı. gerçi hala da geciktirmeye devam ediyorlar. şimdi bu yönetimin bir diğer hatası da ağızları laf yapmaması ve düşmanlara karşı bizi pek savunmamalarıdır. rakip takımın başkanları her türlü açıklamayı yapmakta beis görmüyor ama bizim yönetimimiz aman ali rıza bey tadında geçiştirmelik laflarla meydanı yine boş bırakıyor. senin takımın başındaki hocaya etmedikleri laf kalmıyor ama sen gidip onlarla fotoğraf çektirip yemek yiyorsun. federasyondan tut, tahkime kadar herkes bütün pisliği yapıyor ama bizim yönetimimiz bir kez bile sert açıklama yapmadığı gibi neredeyse özür dileyecek hale geliyor. önceden de belirttiğim gibi, saha dışında ne yaşandığını bilmiyorum ama yönetimin artık bu efendi rolünü bırakması lazım. efendiliğin ülkemizde hiçbir değeri yok. bu futbol ortamında karşında önünü ilikleyen insan istiyorsan masaya yumruğunu vuran sert bir kişilik olman lazım. öyle geçme namert köprüsünden, ko aparsın sel seni gibi laflarda nedir allah aşkına? hani matematik sınavında bilmediğin bir soruya sırf puan alabilme umuduyla sorunun aynısını yazarsın ya, hah işte bizim bu yönetimde öyle. bir şey söyleyeyim de, bir şey söyledi desinler ayağında.
şimdi ben neden ikisini de eleştirdim?
bir takım kötüyse suçlu sadece futbolcular değildir. aynı şekilde sadece fatih terim veya yönetimde değildir. doğrudan ve dolaylı yollardan herkes suçludur. bir takım kupalar kaldırdığı zaman herkes iyi, her şey güllük gülistansa; kötü bir dönemde de herkes kendisinde pay bulacak ve buna göre kendine çeki düzen verecek. taraftar olarak da suçu tek bir kişide bulursak diğer hataları kendi elimizle örtmüş oluruz. dolayısıyla galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır. mottomuz buysa, lütfen buna göre hareket edelim.
seri, lemina ve nzonzi gibi kiralık oyuncularımızın toplam piyasa değeri 55 milyon euro civarında. yani 3 kiralık oyuncumuz piyasa değerimizin neredeyse yarısını karşılamakta. dolayısıyla buradan kimse 500 milyonluk takımız demiyor, sadece kaliteli bir takım olduğumuzu söylüyor.
öte yandan yaş mevzusuna gelelim;
muslera: 33 yaşında
mariano: 33 yaşında
nagatomo: 33 yaşında
babel: 33'e basmak üzere
donk: 33 yaşında
falcao: 33 yaşında
adem: 32 yaşında
selçuk inan: 34 yaşında
ekstra 2-3 tane isimde 30 yaşında.
e bu kadroya yaşlıdır demek suç mu yani? ilk 11'imiz de ki ortalama 8 ismin yaşı 30+ olmuş durumda. temposuz ve yavaş oyunu özetleyen bir tablo bu. dolayısıyla maalesef ki yaşlı bir takımız.
galatasaray takımı olarak gerçekten kötü bir performans sergiliyoruz. ilk 7 haftada 6 gol atıp 10 puan toplayan bir takımdan kim memnun olabilir ki? doğru yolu bulmak için eleştirmeye çalışıyoruz ama galatasaray'ın iyiliğini bizden çok daha iyi düşündüklerini sananlar tarafından türlü türlü benzetmelerle sınanıyoruz. bu yüzdendir ki, yönetim ve fatih terim arasında çıkan tartışmada taraf tutmaya zorlanıyoruz.
öncelikle şunu söyleyeyim; fatih terimde hatalı, mustafa cengiz yönetimi de.
fatih terim hatalıdır, çünkü elinde kısıtlı imkanlarla alınmış top class oyuncular var. bu oyuncuları alanda yönetimdir. sen şimdi kalkıp saha içindeki hatalarını, sırf konuşmuyorlar diye yönetime atarsan kusura bakma ama sonuna kadar haksız olursun. genel olarak konuşursak; linnes'i almak varken mariano'yu, taylan antalyalı veya ömer bayram varken selçuk inan'ı, emre taşdemir veya yine ömer bayram varken nagatomo'yu, emre mor ve andone varken haftalardır bitik halde olan feghouli ve babel'i, yine haftalardır berbat olan belhanda'yı oynatacağım diye seri'yi tribüne alıyorsa hatalı yüzde yüz fatih terimdir. öyle hemen yönetimi de zan altında bırakmamalı. saha dışında ne yaşadıklarını bilemem çünkü beni saha içi ilgilendiriyor. saha içine baktığımda da yönetimlik hiçbir şey görmüyorum, tamamen hocanın hatalarından kaynaklı berbat bir top oynuyoruz. zamanında eren gol atamıyor diye laf ediyorduk, ligin gol kralı geldi o da atamadı sonra gittik dünya çapında bir forvet aldık ama o da atamıyor. taktik ve sistem hataları yok çünkü yönetim gol attıramıyor değil mi? ayrıca hatalı olduğu ve kızdığım diğer bir nokta ise sürekli medya önünde yönetimden hesap soruyor. medya zaten fırsat kolluyor, fatih terimde bunu çok iyi bilecek tecrübede. e ne diye bu kozu veriyor ki onlara? iç meselemizi başkalarına anlatıp mesaj vermek yerine, kendi aramızda konuşmamız gerekmez mi? artık bunlara bir son vermemiz lazım.
şimdi mustafa cengiz yönetimine gelelim;
geçen sezon* ligin ilk yarısını onlar sayesinde forvetsiz kapattık. ara transfer döneminin son gününe kadar da forvetsiz bir galatasaray takımı vardı. transferleri geciktirdikçe geciktiriyorlardı. gerçi hala da geciktirmeye devam ediyorlar. şimdi bu yönetimin bir diğer hatası da ağızları laf yapmaması ve düşmanlara karşı bizi pek savunmamalarıdır. rakip takımın başkanları her türlü açıklamayı yapmakta beis görmüyor ama bizim yönetimimiz aman ali rıza bey tadında geçiştirmelik laflarla meydanı yine boş bırakıyor. senin takımın başındaki hocaya etmedikleri laf kalmıyor ama sen gidip onlarla fotoğraf çektirip yemek yiyorsun. federasyondan tut, tahkime kadar herkes bütün pisliği yapıyor ama bizim yönetimimiz bir kez bile sert açıklama yapmadığı gibi neredeyse özür dileyecek hale geliyor. önceden de belirttiğim gibi, saha dışında ne yaşandığını bilmiyorum ama yönetimin artık bu efendi rolünü bırakması lazım. efendiliğin ülkemizde hiçbir değeri yok. bu futbol ortamında karşında önünü ilikleyen insan istiyorsan masaya yumruğunu vuran sert bir kişilik olman lazım. öyle geçme namert köprüsünden, ko aparsın sel seni gibi laflarda nedir allah aşkına? hani matematik sınavında bilmediğin bir soruya sırf puan alabilme umuduyla sorunun aynısını yazarsın ya, hah işte bizim bu yönetimde öyle. bir şey söyleyeyim de, bir şey söyledi desinler ayağında.
şimdi ben neden ikisini de eleştirdim?
bir takım kötüyse suçlu sadece futbolcular değildir. aynı şekilde sadece fatih terim veya yönetimde değildir. doğrudan ve dolaylı yollardan herkes suçludur. bir takım kupalar kaldırdığı zaman herkes iyi, her şey güllük gülistansa; kötü bir dönemde de herkes kendisinde pay bulacak ve buna göre kendine çeki düzen verecek. taraftar olarak da suçu tek bir kişide bulursak diğer hataları kendi elimizle örtmüş oluruz. dolayısıyla galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır. mottomuz buysa, lütfen buna göre hareket edelim.