*

  • 1
    birçok galatasaraylının içinden geçen o kadar çok güzel duygular vardır ki sırf yönetimin başına geçtiği 2 senedir yaptıkları için, en azından galatasarayın vizyonu olan "(gbkz: ingilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme sahip olmak. türk olmayan takımları yenmek)." sözünün temellerini attığı için, daha önceki görevlerinden biri olan futbol şube sorumluluğu sırasında çocuklarının büyümesini göremeyen, asbaşkanlık görevinden faruk süren'den "seni 2. başkan olarak alacağım" demesinin ardından başka bir kişiye verdiği söz nedeniyle hiç kimseyi zor durumda bırakmamış o dönemki söz almış beyfendiyi arayıp "siz benim büyüğümsünüz, sizin altınızda galatasaray için çalışmak bir şereftir" diyerek gösterdiği galatasaraylılık duruşu için benim kendi adıma adnan polat'a söylemek istediğim tek şey; teşekkür ederim'dir.

    ukdeyi hullabalookişisi 23.02.2010 14:34 tarihinde vermiş.
  • 2
    saygıdeğer başkanım;

    öncelikle önümüzdeki seçimlerde başarılar dilerim. her ne kadar başkanlığınızı pek beğenmesem de gönlüm sn.adnan öztürk'e karşı sizin kazanmanızdan yana.

    sayın başkanım;
    kasımpaşa maçında fahiş bilet fiyatlarına karşı gösterdiğiniz tepkiden sonra, 28 mart 2010 galatasaray fenerbahce maci için açıklanan bilet fiyatları benim için pek sürpriz olmasada, size yakışmadı.

    affınıza sığınarak, bir şey sormadan geçemiycem;

    -"duj bu fiyata dahil mi"
  • 3
    saygıdeğer başkanım;

    hazır konu biletlerden açıldığı için rahatsız etmek istedim. sizi rahatsız etmekten hoşnut değilim fakat buna sizin nezdinizde biletix yol açtığı için sakınca görmüyorum. bugün biz galatasaray aşığı insanların bir bilet alabilmek için kaç saat pc başında pineklediğini, işini gücünü bıraktığını sanırım bilmiyorsunuz veyahut tam olarak gözünüzde canlanmamıştır. ee tabi haklı olarak ''gidip gişelerden almaktan biletix sayesinde kurtuldunuz işte'' diyeceğinizi sanmıyorum, varsayıyorum sadece. ve diyorum ki; başkanım biletix bizi her maç öncesi biletler satışa çıktıktan bir saat sonra ''biletler tükendi'' diyerek rezil etmektedir ve sonrasında karaborsada sürüsüne bilet görmekteyiz ali sami yen önlerinde, arka sokaklarında. bilginiz vardır bu konulardan. benim sizden ricam karaborsayı bitirmeniz gibi şeyler değil.

    başkanım gelelim asıl konumuza. galatasaray store'da satışlar çok iyi gidiyormuş diye duyuyoruz. her mağazasının cıvıl cıvıl olduğunu da biliyoruz ve görüyoruz. çok dağıtmayayım. başkanım biz lisanslı ürün almak için gstore'lara akın ederken neden bilet almak için biletixe hucüm ediyoruz? hali hazırda gs bonus kartlarımız da varken gsbilyoner gibi bir bilet satışı yapan bir sitemiz yok? bilyoner gibi değil ama biletix gibi de değil. tamamiyle florya'dan yönetilen bir site. bunu yapmak bize ne kazandıracak diyecek olursanız. emin olun karaborsa olayına büyük ölçüde darbe vurmamızı sağlayacaktır. ayrıca biletix'in sattığı her biletten işlem ve hizmet ücreti adı altında topladığı haracı bütün galatasaraylılar camiamıza vermeye razıdır.

    bunu yazarken bile okumayacağınızı hiç düşünmedim. bir şekilde kulağınıza gelecektir bu fikir. ve belki hoşunuza gidecektir. aksini düşünmüyorum bile çünkü; galatasaray adının olduğu yerde umut vardır
  • 4
    elleri öpülesice başkanım,

    elano blumer hakkında birşeyler söylemişsiniz. beklediğimiz performansı alamadık, daha çok şey bekliyorduk diye açıklama yapmışsınız. size katılıyorum fakat bu söylemleriniz inşallah ona ters tepki değil, olumlu tepki yaratır. malumunuz üzere ortasaha da yokları oynuyoruz. siz benden daha iyi biliyorsunuz bu adam uğraşıyor, ancak onunda arkasında yok ki kafasına uyacak oyuncu. yok ki eski takım arkadaşları gibisi. bu yüzden vermeyince mabut neylesin mahmut diyorum, bu senelik görüşlerinize katılıyorum. sanırım elano'nun bu eksikliğinin neden kaynaklandığını benden daha iyi görüyorsunuzdur da o bölgeye önümüzdeki sezon için çalışmalara başlamışsınızdır. kömüre falan gerek yok benim için kullanabilsem oyum sizindi ama bir kaç isteğim var sizden; elano'yu biraz daha motive edin. bir koluna sarışın bir koluna esmer verin, sorun nerde ne görevde oynamak istiyormuş mutabakata varsınlar diğer kıvırcıkla, gelsin benimle tanışsın bu ülke de benim gibi sosyo-kültürel yapısı tavan yapmış kankalar edinsin*. kazanalım bu adamı başkanım. yemin içerim ki bu adam seneye giderse galatasaray lisesinin kapısına zincirlerim kendimi.

    isyankar galatasaraylı childofbodom başkanına saygılarını sunar.
  • 7
    saygıdeğer başkanım;

    bildiğin gibi seni çok sever ve ayağını uğurlu sayarım. şu güzide hayatımda gördüğüm kadarı ile galatasaray başkanlığını en çok hak eden insandın.

    her ne kadar başkanlığa geliş şeklini çok benimsemesem de (2006 seçimlerinde rahmetli özhan canaydın'ın listesine girip onun kazanmasını sağlayarak özhan canaydın'ın başkanlık ömrünü 6 yıla çıkarman gibi) galatasaray'ın iç dengeleri gereği anlayışla karşıladım ama geldikten sonra yaptıklarının çoğu yanlıştı be başkanım.

    takımı kurdun başına skibbe'yi getirdin, yanlıştı. bir müddet sonra adam istifa etsin diye yardımcısını kovdun, yanlıştı. o da yetmedi üstüne kalli'yi getirdin, yanlıştı. içine hurufilerin karıştığı kocaeli maçından sonra skibbeyi kovdun, yanlıştı. bülent korkmaz'ı son 13 maç için takımın başına getirip, o kadar sakat ve kesiğe rağmen meira'yı sattın, yanlıştı. eski futbolcularımızı tasfiye ediş şeklin yanlıştı. bu sezon ruhsuz toplama bir takım kurdun, yanlıştı. bu takımın başına kör inat bir teknik direktör getirdin, yanlıştı. gelen teknik direktörün yanına bir türk koymadın, hatta cevat abi'ye bile yol verdin, yanlıştı. kısacası yanlıştı oğlu yanlıştı.

    yeniden başkan seçildin ve hepsi geride kaldı. geçmişle yaşanmaz. gerçi laf aramızda ikinci dönem seçilmene ulu manitu karıştı. özhan abi sağ veya sağlıklı olsaydı ikinci dönem zor seçilirdin ya, neyse. allah aşkına bu yeni başkanlık döneminde doğru bir iş yap. yol yakınken şu frank rijkaard'ı kov ve yerine cevat abi'yi getir. yoksa ligi beşinci olarak bitirmemiz bile hayal. sen galatasaray başkanısın sana yakışmaz, biz eski kaşarlar cevat abinin önünde sıraya girip özürümüzü dileriz merak etme. bak o zaman "hayat'ta bizim şampiyonluk'ta"

    abimsin. seni seviyorum.

    saygılarımla..
  • 8
    sayın başkan;

    hep söylerim, sen bu kulüpte en çok başkanlığı hak eden adamdın. herkes 10 yıl filan diyor ama benim bildiğim kadarı ile 1990'dan beri yani yaklaşık 20 yıldır bu kulüpte faal görevdesin. hele metin oktay efsanesini tekrar canlandırman ve 1992 de ilk olarak fenerbahçe de kalamış parkına metin oktay heykelinin dikilmesini sağlaman benim için unutulmaz. bu süreç içinde bu kulüp ve futbol takımı için neler yaptın. hakkını inkar edemem.

    başkanlığa gelme şeklini bile her ne kadar içime sindirsem de kusura bakma ama başkanım, başkan olduktan sonra her yaptığın şey yanlış oldu malesef. hele 11 nisan 2010 galatasaray diyarbakirspor macinda, kendini kurtarmak için kulübün taşeronu ultraslan'a takımı 90 dakika protesto ettirmen, dj'nin golden sonra futbolcuların ismini ananos etmemesi filan yakışmadı sana. olmadı.

    bu son olaya kadar gönlüm seninle idi ama artık karşına kim çıkarsa çıksın onun tarafını tutucam. bu kulübün bu zihniyetten kurtulması şart artık.

    en derin hayal kırıklığımla..

    saygılar..
  • 9
    adnan başkan;

    ben bir taraftarım, sadece bir taraftar. 25 milyon muyduk biz, 30 mu? kaçtık bilmiyorum tam olarak ancak ben onlardan sadece birisiyim. kendimi aptal gibi hissediyorum, adına haberinin bile olmayacağı bir mektup yazıyorum şu anda. kendimi ilkokul 1' de noel babaya mektup yazan çocuk gibi hissediyorum.

    başkan; iki senedir icraatlerini takip ediyorum. sessiz ve derinden gidiyorsun. futbol takımı için transfer yapmayacağız paramız ve kaynağımız yok diyorsun iki yıldır; ancak kulüp tarihinin en pahalı en gösterişli transferlerini yapıyorsun. öyle bir büyü yarattın ki etrafımızda kör olduk, göremedik çoğu şeyi. sene başında nefretimiz sn yıldırım, ' savaşacak takım kimyamıza uyacak oyuncular alacağız ' dediğinde; ne diyor lan bu dangalak diye dalga geçtik hepimiz. iş nereye geldi başkan; rakip futbolda şampiyonluk peşinde, voleybolda kadın erkek şampiyon, basketbolda kadın erkek şampiyonluk adayı. biz nerdeyiz başkan; nerdeyiz? biz galatasaray spor kulübü değiliz artık başkanım, biz galatasaray futbol takımı olduk iki yıldır.

    amatör branşlar diyoruz ya başkanım; o branşlarda rakibimiz profesyonelleşti ama biz amatör kaldık. eskiden dalga geçerdik rakiplerle, ruh bizde para sizde derdik. transfere ihtiyacımız yok biz bize yeteriz, ortega'lar anelka'lar sizin olsun mayıslar bizim derdik.
    ne oldu be başkan; ne olduda biz fenerbahçelileştik? ne oldu da biz onların berbat transfer politikasını örnek aldık?

    başkanım; bu sene başında abdul kader keita bonservisi + elano blumer bonservisi = eurocup şampiyonluğu olarak geri dönerdi bize. tarihe bir kupa daha kazandırırdın başkanım. daha da önemlisi bir sonraki sene euroleague takımına sahip olurdun. pahalı transferler gözümüzü boyadı başkanım. perde indi gözümüze, göremedik bazı şeyleri. unuttuk 2000 kadrosunun yılların çalışması olduğunu. olimpik millilere dayandığını kökenin unuttuk. hemen dedik başkan, hemen uefayı alalım. her sene şampiyon olalım dedik. itiraf et başkan sende dedin, bizim söylediklerimizi söyledin. olmadı başkan, olmazdı. sen yılların yöneticisi, başkan olunca heyecanına yenik düştün. acele ettin, beklenti içine soktun bizleri. kredini tüketme yolunda hızlı adımlar attın.

    yıllardır süre gelen alt yapı balonumuz var bir de başkanım. bir arda çıktı ordan, birde sabri bize yar olan. çok iyi futbolcular var başkanım, emre çolak var berkin arslan var. var oğlu var. ortak özellikleri teknikleri çok iyi, fizikleri çok zayıf. barınma başarılı olma şansları, büyük futbolcu olma şansları yok. avrupa'ya gitme hayalleri var ama tutunabilme hayalleri yok. bizler kadar onlarda biliyorlar futbolu, izliyorlar ingiltere'yi italya'yı ispanya'yı. en kralları arda bile 2 sene üst üste full sezon oynayamaz orda. bunu herkes biliyor başkanım. orasıda hatalı, orasıda yanlış başkan. orayıda toparlamak için yıllar lazım.

    benim bir hayalim vardı başkanım, takımımın adını euroleague'de görmek. ben futbolseverim başkan; ama basketbol aşığı. 2000' den beri bifiil euroleague f4'larını takip ederim. takımımla ilgili en büyük hayalim f4'da galatasaray adını görmektir. belki oğlum görür başkanım takımımızı orda ne dersin, olur mu? çok zor dimi; hayalden öte.

    başkanım ben bir taraftarım, 25 milyon muyduk, 30 mu? bilmiyorum tam olarak ama onlardan biriyim. bir diğeride sensin, en az benim kadar galatasaraylısın. buna kendi taraftarlığım kadar eminim. önünde iki kritik yıl var sayın başkanım. düzeltilcek bütün yanlışlardan önce şuna karar ver;

    biz galatasaray spor kulübü müyüz? galatasaray futbol kulübü mü?

    saygılar
  • 11
    beni bir günlüğüne yönetici yap başkanım.

    anamdan, sevgilimden ayrı 1 ay boyunca kültürüne, mutfağına, insanlarına uzak bir memlekette kendi cebimden para harcayarak transfer için çabalayayım.
    başıbozuk tribünleri emrime ver ama istediğim gibi değil, istediğin gibi yöneteyim.
    tribünden geldiğimi stad içinde unutursam, takım elbisemle çocuk gibi sevinirsem de bişi olmasın bana.
    neticede bilirsin galatasaraylıyım ben, uğruna gözüm kapalı paramı ve daha da değerlisi zamanımı harcayacak kadar.
    1 seneyi aşkın bir süredir ticarethaneme gitmesem de olur. ben bilirim;

    ben bunlara razıyım başkanım. ama bir de isteğim var senden;

    benim emeklerime ya da insanlığıma değer biçmesinler boşver. sadece bilmeden, görmeden sallayanlara bir salık ver ve de ki;

    bilgi cesaret verir, cehalet küstahlık.

    küstahların sesini kes yeter...

    biz bilmemiz gerekeni biliyoruz zaten.
  • 16
    sayın başkanım;

    bu ülke acayiplikler ülkesidir, bu millet bir acayip millettir. bir bakarsın, küçücük beylik olan topluluk dünyanın başkenti istanbul'u fetheder, dünyaya hükmeder; bir bakarsın zevk, sefa uğruna o imparatorluk yer ile yeksan olur. tam türkler yok oldu dersin, mavi gözlü bir selanikli çıkar, umudu kalmamış milleti bir araya toplar. yeniden bir devlet inşa eder. dedim ya, bu ülke acayiplikler ülkesidir. beklemediğin her şey gerçekleşir burda.

    fikir sahibi olmadan sağda solda atıp tutan çoktur bu memlekette. bir tek kitap okumadan, deniz gezmiş ve che isimlerini bilenler solcu zanneder kendini. taraf olmaya mecbursundur bu memlekette, senin olduğun tarafa karşı olanlara sövmeye de mecbursundur. yoksa ciddiye almaz kimse seni. karşı tarafa saygı göstermen komikliktir bu sınırlar içerisinde, politik davranıştır. laiksen, dincilere sövmek zorundasındır. dinciysen, aydınları yakman farzdır. türksen, kürtlerin hepsi ölmelidir sana göre. solcuysan, sağcılar bir halttan anlamıyordur senin için.
    dedim ya, bu ülke acayiplikler ülkesidir. beklemediğin her şey olur bu ülkede.

    sayın başkanım,
    senin, zamanında galatasaray'a kazandırdıklarını bilmeyenler ve şu an kazandırmaya çalıştıklarını anlamayanlar var. cehalet sinsi hastalıktır. hasta olduğunu kabul etmeyen adam hiçbir tedaviye cevap vermez. kendi cerahatını oraya buraya sıçratmaya başlar bir süre sonra, önüne geçemezsin. salgın hastalık gibi yayılır bu cehalet hastalığı.

    günlük başarılar isteyen adamlar eleştiriyor seni. ekonomi ve finans kelimelerini ana haberlerden sonra yayınlanan dolar şu kadar arttı, euro şu kadar değer kaybetti haberlerinde duyan adamlar, senin yapmaya çalıştıklarını zerre anlamıyor. sonra gelip, içindeki irini sana kusmaya çalışıyor.

    1 hafta önce keita'nın satıldığını açıkladın, sana sövmeyen kişi sayısı azınlıkta kaldı. ne adamlığın kaldı, ne de futboldan anlayıp anlamadığın. bazı aklı evveller, adnangiller diyerek küçümsediler seni akıllarınca. sana bunu söyleyenler bilmiyorlar ki, o çok övündüğümüz uefa'yı kazanan kadronun mimarının sen olduğunu. onlar, 90lı yılların sonunda marka olan galatasaray adına katkı yapanlardan bihaberler. transfer taraftarı olmak büyük hastalık başkanım. allah hepsine acil şifa versin.

    lorik cana transferini açıkladın, yine büyük başkan oldun. sana demediğini bırakmayanlar sözde özür dilediler senden. adnan sezgin'e demediğini bırakmayanlar özür kampanyası başlattılar. yarın elano'yu satarsın, yine adnangillerden biri olursun, hiç şüphen olmasın. türk telekom arena'da ilk maçtan sonra elini ayağını öpmeye gelir millet, yine büyük başkan olursun.

    saygıdeğer başkanım,
    yolun yokuş, zahmetli. senden bir günde devrim yapmanı bekleyenler var. doğan çocuğun ilk günden yürümesini bekleyen, çocuk yürümeyince döven tipler bunlar. sen bildiğin yoldan şaşma.

    sabrın en sonsuzu seninle olsun.

    saygılarımla.
  • 17
    sevgili başkan,,

    seni babam kadar olmasa da amcam kadar severim öncelikle bunu bil.
    ama diyeceğim kısa ve net ..ya aziz yıldırım ve yıldırım demirören gibi
    "teknik direktörümüzün arkasındayız" diye düşünüp onu sepetlemeyi düşünüyorsan bunu ya şimdi yap ya da sonsuza dek unut.

    ya da her zaman dediğin gibi "biz günlük başarılar değil,uzun vadeli düşünüyoruz" doğrultusunda
    rijkaardla en az 2 yıllık daha sözleşme yapıp* biz bu yola baş koyduk diyeceksin..

    sen de iyi bilirsin ki sevgili başkan

    tarih korkakları yazmaz !
  • 18
    bu sene elano ile yollar ayrılsa, musa çağıran hiç alınmasa ve ona yıllık para ödenmese, gökhan zan'dan sezon başı vazgeçilse, emenike ve makakula'dan en az biri alınsa...
    andre moritz, james troisi, joshua simpson gibi adamları bulmak çok mu zor? monaco'nun yedeğini alacağına kayserispor'un asını al.

    sercan yıldırım; bas parayı al. 20 yaşında çocuk. hala daha yabancı takımlar tarafından takipte. bu sene 8 milyon € vermeyeceksen, önümüzdeki sene 5 milyon € gibi bir fiyata mı alacaksın?

    umut bulut; bas parayı al. çok mu pahalı? ileride onun kadar iyi top tutan, top kontrolü daha iyi bir adam var mı?

    selçuk inan; adam serbest kaldı, gözünün içine baktı, hatır-gönül almadın adamı. var mı daha iyi yerli? keza sezer öztürk de öyle, adam kulübünü bıraktı senin için. 2 tane 10 numara zarar mı verirdi sana?

    keita karaktersizdi. hadi ya bırak artık bunu. barış özbek iki kere üst üste maç oynadı ve iki tane sarı kartı var. oyun dışı müdaheleden. geçen hafta ibb maçında adamın suratına tokat attı koşarken, sarıyı gördü, bu hafta alakasız ve önemsiz pozisyonda sarı kart gördü. saatli bomba. serkan çalık'ı satana dek barış 10 defa satılırdı. madem karakterli topçu arıyorsun bu takımda; ligin son maçında rakibin ayağını kırmak için tekme sallayan barış'ın, hocası hakkında demeç veren servet'in ne işi vardı? adalet herkese değil mi?

    rijkaard'a topu bıraktın, stadın ekmeğini nasılsa yiyorsun. bir-iki sene daha stadın ekmeği seni götürür. hatır-gönül yaptın taraftarın kalbinde.

    rijkaard görevini başarıyla yerine getiremiyor görüyorsun, neden müdahele etmiyorsun, neden su akar yolunu bulur diye bırakıyorsun ki? işlerin böyle yürümediğini anlat, karizmanı kullan, yöneticiliğini konuştur. o adam senin maaşlı elemanın, sana çatır çatır hesap vermek zorunda. çek kulağını. kaptan arda turan basket maçlarında bile arkanda oturuyor, söyle yabancıları kewell'a bıraksın, kendi türk oyuncuları alsın anlatsın durumun vehametini.
    ''seneye türk telekom arena'ya geçeceğiz. bu stadı doldurmak için avrupa'ya gitmemiz gerek, bu durum bize de sirayet eder, biz de ihya oluruz'' desinler. anlat bunu takımına.
    balmumcu'nun en güzel yerinden, istanbul'un trilyonluk yerinden yepyeni arazi almışsın, polat yazısını dikmişsin üstüne, inşaata başlamışsın. işini iyi yapıyorsun helal olsun. ama galatasaray'ı da kendi işin kadar önemsiyor musun? nedir bu ''su akar yolunu bulur'' mantığı?

    senin yönetimin sırasında ne zaman acil müdahele toplantısı oldu. dur dur hakkını yemeyelim; futbolcular feldkamp'ı sepetletince bir acil durum yapmıştın ama sonra adnan sezgin'in kucağına atıp topu yine çekildin kenara. konuşsan kulübü zedeliyorsun ve açık veriyorsun, sussan etkisiz kalıyorsun. yönetim böyle mi idare edilir. işleri verip kenara mı çekilmek her şey?

    bu ülkede babalar yıllardır; ''çocuğunun cebine parayı koyunca her şey halloldu sanıyor'' argümanı ile eleştirilmedi mi? e ne farkı var şimdi bu durumun o vecizeden?

    aşikar ki; galatasaray arafta. herkeste bir şeylerin boşluğu var. herkes çenesine yumruk yemişçesine sersem bir süredir. istikrar; anahtarlık, telefon, sigara, çakmak, para dolu bir cebin en altında kalan küçük bir yüzük gibi. ne zaman parmağına takmak gerekse üstüne yığılanları temizlemen gerek.

    futbolcular, teknik kadro, bir kısım taraftar, bir kısım idareciler işlerini layıkıyla yapmıyor ve sen ciddi manada 2 senedir elini masaya vurmuş değilsin. nedir bu sarhoşluk hali? ödevini erteliyorsun ertesi gün okulun ilk ders zili çalmadan son anda 1-2 kelimeyi deftere sıkıştıran çocuklar gibi son saniyede insua ve misimoviç hamlesini yapıyorsun. bir akşam evvelden özenle hazırlanmış bir ödevle bir tutulur mu seninkisi?

    her şey baştan yanlış, aranıldığı zaman gerçek manada bir suçlu bulunamıyor. mustafa sarp yüzünden desek, adam oynamadı maç kaybettik, baros yüzünden desek o varken de berabere kaldık yenildik, rijkaard hatalı desek o da ısrarından vazgeçip sistem değiştirdi ama işe yaramadı, futbolcu bile değiştirdi ama yine işe yaramadı.

    herkes ne tam suçlu, ne de tam suçsuz. ama gün gibi ortada; eksik bir şeyler var. üstüne koymak da senin işin. idrakına varman gereken noktalar neler sen herkesten iyi biliyorsun, milletin kulağından tutup kaldıracak sensin ama elin kendi başını kaşımaya bile gitmiyor...

    böyle yönetim sistemi başarılı olur mu?
  • 21
    selam başkan,
    bugün maçı tamamlayan kadroyu gördün mü ya?

    ufuk, serkan, ali turan, gökhan zan, insua, ayhan, barış, aydın, pino, kewell, sabri...

    zaman zaman avrupa ligi maçlarının hepsine bakıyorum. yani zaman buldukça, yoksa anca gözüme kestirdiklerimi izleyebiliyorum... bazen bakıyorum da başkan, yıllarca fm'de falan ortalığı yardıran, 2000'li yılların başındaki taş gibi kadroların takımları, "vay mına koyim ya, koskoca x'e bak, bir zamanlar fm'de şampiyonlar ligi'nde boyuna bunlarla eşleşiyordum, habire elime veriyorlardı" dedirten takımlara dönmüşler. isim verdirme şimdi, rencide olmasınlar.

    bugünkü karabük maçını link attığım bir fransız arkadaşım da izledi. "mon ami" dedi, "sizin takıma n'olmuş?" "n'olmuş?" dedim. "onu diyorum işte, n'olmuş?" dedi. "hacı sizde bir zamanlar jardel, hakan şükür, hatta onu bırak ergün falan vardı, şu halinize bak şimdi. ali turan altyapıdan falan mı çıktı bu sene?" dedi. o zaman fark ettim, şaka maka mahalle takımına dönmüşüz ya la biz. hakikaten keita'yı satıp pino'yu, topalı satıp cana'yı falan almışız ya. elimizde 1 adam akıllı forvet varken 3. lig topçusunu almış, altyapıda yıllarca sapasağlam işler yapan özgürcan'ı şutlamışız lan.

    sahi başkan, biz ne ara bu kadar büyük sıçtık? sportif başarı sözü vermemişsin, e şimdi söylüyorsun bunu ama?! neyse başkan, yeni stadın sonrasında da bulursun bir şeyler nasılsa...

    sadece arkandayım. dikkat et, enseyi kapa. elim ağırdır.
  • 22
    sayın adnan polat,

    lütfen bir daha frank rijkaard gibi isim sahibi, gerek futbolculuk ve gerekse teknik direktörlük kariyerinde kendisini kanıtlamış ve ismini dünyaya kabul ettirmiş birisini galatasaray futbol takımı' nın başına getirmeyin. çünkü siz ve yönetici kadronuz bu vasıflara sahip bir teknik direktöre ve onun ekibine gerekli çalışma ortamı şartlarını sunamıyorsunuz. sürekli bir şeyleri eksik bırakıyorsunuz. yani yaptığınız işporta kulaklığını ipoda takıp müzik dinlemektir ve akabinde de '' bu ne ya o kadar para verdik ipod aldık şu ses kalitesine bak. '' demek ile aynıdır.
  • 23
    sayın adnan polat ;

    rijkaard bildiğim kadarıyla yıllık 3.5 milyon euro gibi bir para alıyor. hayır parası pulu değil ama hem adam sinir hastası oldu hem kulüp büyük zarar etti. hazır kadro rezalet , gidiş kötü , ben diyorum ki bizim bakkal ismet teknik direktör olsun ? zaten kazıkçı bir insan , hem bizim mahalle kazanır hem galatasaray kazanır.

    ha bi de eğer kabul ederseniz mustafa sarp'ı bizim bakkal için düşündüm. kendisine ulaşamadım , teklifimiz geçerlidir.

    ( ismet abi yanımda şu an , devir işlemlerini hemen başlatırım istiyorlarsa diyyo )
App Store'dan indirin Google Play'den alın