1
iki puanlık sistemin uygulandığı zamanlardan unutulmayan bir maç..
.
son 4 haftaya eşit puanla giren iki takımdan beşiktaş, averajı daha iyi olduğu için lider konumdadır.
inönü stadyumunda oynanan, kazananın adeta şampiyon olacağı ve iki takımın da birbirine saldırmaya çekindiği müsabakanın 33. dakikasında "rambo" yusuf, nerden, nasıl çıkardığına kendisinin bile şaştığı inanılmaz bir şut gönderir beşiktaş kalesine...
kaleci zafer'in çabası nafiledir, topa elini değdirmeye muktedir olmuş ve fakat, doksandan içeri girmesine mani olamamıştır... ilk yarı 1-0 galatasaray'ın galibiyeti ile biter.
ikinci yarısı da dengede geçtiği söylenebilecek maçın son çeyreğine girildiğinde beşiktaş cephesinde panik hakimdir. tribündeki siyah-beyaz seyircinin aklına ister istemez bir önceki sezon averajla fener'e kaybedilen şampiyonluk gelmekte benzer durumun bu sene de yaşanması halinde olabileceklerin muhasebesi yapılmaya başlanmıştır.
durum bu minvalde iken 78. dakikada galatasaray'ın sağ kanadından güzel bir orta yapar sinan. (şimdi menajer olan yani) top, hiç de uzun boylu diyemeyeceğimiz ziya'nın kafasıyla buluşur ve o da iki kişinin arasından inanılmaz yükselerek kafayı öldürücü noktaya çakar. simoviç beklemediği bir anda gelen bu kafa vuruşuna hamle yapmakta gecikir ve top, -simo'ya göre- sağ direğin yanından içeri girer.
durum 1-1 olur.
beşiktaş aradığını bulmuş ve ziya, belki de, 1982'de eskişehir'de 15 yıl aradan sonra beşiktaş'a şampiyonluğu getiren gollerden sonra, takımını bir kere daha şampiyon yapan golü atmıştır.
hakem yusuf namoğlu'nun bitiş düdüğüyle beraber, takımlar son dört haftaya lider olarak girecek, ve iki takım da kalan haftalarda puan kaybetmediği için beşiktaş, averajla, süleyman seba başkanlığındaki ilk şampiyonluğunu kazanacaktır.
galatasaray ise, hiç maç kaybetmediği o sezon, namağlup halde ikinci olarak türk futbol tarihindeki en tuhaf istatistiklerden birine imza atacaktır.
bu maçla ilgili küçük bir anektot da, atıf yılmazın "ah belinda" filmindeki bir sahnede, macit koper'le tarık pabuççuoğlu'nun izledikleri maç olmasıdır. sahne gereği, atılan gollere önce gs'li tarık sonra da bjk'lı macit sevinir. film de oldukça güzeldir yeri gelmişken...
uludağ sözlük'ten salamander'e binlerce teşekkür..
.
son 4 haftaya eşit puanla giren iki takımdan beşiktaş, averajı daha iyi olduğu için lider konumdadır.
inönü stadyumunda oynanan, kazananın adeta şampiyon olacağı ve iki takımın da birbirine saldırmaya çekindiği müsabakanın 33. dakikasında "rambo" yusuf, nerden, nasıl çıkardığına kendisinin bile şaştığı inanılmaz bir şut gönderir beşiktaş kalesine...
kaleci zafer'in çabası nafiledir, topa elini değdirmeye muktedir olmuş ve fakat, doksandan içeri girmesine mani olamamıştır... ilk yarı 1-0 galatasaray'ın galibiyeti ile biter.
ikinci yarısı da dengede geçtiği söylenebilecek maçın son çeyreğine girildiğinde beşiktaş cephesinde panik hakimdir. tribündeki siyah-beyaz seyircinin aklına ister istemez bir önceki sezon averajla fener'e kaybedilen şampiyonluk gelmekte benzer durumun bu sene de yaşanması halinde olabileceklerin muhasebesi yapılmaya başlanmıştır.
durum bu minvalde iken 78. dakikada galatasaray'ın sağ kanadından güzel bir orta yapar sinan. (şimdi menajer olan yani) top, hiç de uzun boylu diyemeyeceğimiz ziya'nın kafasıyla buluşur ve o da iki kişinin arasından inanılmaz yükselerek kafayı öldürücü noktaya çakar. simoviç beklemediği bir anda gelen bu kafa vuruşuna hamle yapmakta gecikir ve top, -simo'ya göre- sağ direğin yanından içeri girer.
durum 1-1 olur.
beşiktaş aradığını bulmuş ve ziya, belki de, 1982'de eskişehir'de 15 yıl aradan sonra beşiktaş'a şampiyonluğu getiren gollerden sonra, takımını bir kere daha şampiyon yapan golü atmıştır.
hakem yusuf namoğlu'nun bitiş düdüğüyle beraber, takımlar son dört haftaya lider olarak girecek, ve iki takım da kalan haftalarda puan kaybetmediği için beşiktaş, averajla, süleyman seba başkanlığındaki ilk şampiyonluğunu kazanacaktır.
galatasaray ise, hiç maç kaybetmediği o sezon, namağlup halde ikinci olarak türk futbol tarihindeki en tuhaf istatistiklerden birine imza atacaktır.
bu maçla ilgili küçük bir anektot da, atıf yılmazın "ah belinda" filmindeki bir sahnede, macit koper'le tarık pabuççuoğlu'nun izledikleri maç olmasıdır. sahne gereği, atılan gollere önce gs'li tarık sonra da bjk'lı macit sevinir. film de oldukça güzeldir yeri gelmişken...
uludağ sözlük'ten salamander'e binlerce teşekkür..