kral'a ilk golün ortasını ne yazık ki
içimizdeki irlandalı yapmıştı. yani küçük hakan.. 2001 sonrası performans olarak yokları oynasa da, arada bu tip asistleri oluyordu. buna benzer bir bindirmeyle 3-2 kazandığımız monaco maçında jardel'e zorlu attırdığı gol geldi gözüme...
ayrıca
kral bu maçtan 3 ya da 4 gün sonra bir cumartesi günü istanbulspor'a da buna benzer bir kafa golü atmıştı. ama o maç
balili ve mehmet yozgatlı'yı tutamayınca, 3-1 yenilmiştik. işin acı tarafı, o zamana kadar galatasaray'ı 2 güngören deplasmanında da yalnız bırakmamıştım (2-0 lucescu ile şampiyonluğa bir adım, 2-1 ümit karan ve cihan'ın golleri) ama bu maça "yeniliriz" diye gitmemiştim. zira takımın o dönemki kapasitesiyle hem lig hem de avrupa'da üst üste iyi sonuçlar alması mümkün değildi. zaten bir sonraki hafta da olimpiyat'ta trabzonspor'a 2-1 yenildik ve lige ilk yarı bitmeden havlu attık.. yattara orhan ak'ın belini kırmıştı. tabii
ali aydın sayesinde 2-2 biten elazığspor maçı da bonus oldu...
konudan çok koptum.. tekrar
juventus maçına gelirsek.. bir kez daha
galatasaraylı olmamla gurur duymuştum.. inanılmaz güzel bir atmosfer vardı westfahlen'de.. dönemin beşiktaş menajeri
sinan engin, almanya'da yaşayan türkler'den aynı desteği bir sonraki şampiyonlar ligi haftasında chelsea önünde gelsenkirchen'de göstermelerini rica etti ama unuttuğu bir şey vardı; galatasaray türkiye'dir ve bizden başka hiçbir kulüp kendi stadı dışında stat dolduramaz.
(bkz:
olimpiyat stadı)
(bkz:
izmir atatürk stadı)
(bkz:
almanya)
ha bir de kral, golünün ardından formasını çıkarıp içindeki beyaz tişörtünü kamerala göstermiş ve sanırsam eşi beyda'nın doğumgününü kutlamıştı. ama o esnada
ovidiu petre kendisine sarılmak istemiş,
kral istem dışı petre'yi itince, medyaya "galatasaray'da yabancılar dışlanıyor" haberini yapma fırsatı vermişti.
neticede basın yalan yazıyor şampiyon olmayınca...