1
entry öncesi önemli not;
bu entry'nin amacı bugün saçma sapan hale gelmiş galatasaray-fenerbahçe rekabeti hakkında yeni kin ve nefret tohumları ekmek değil, sadece bir tarihi gerçeği ve bilgiyi bu sözlüğe yazmaktır.
1955 yılı kendi içerisinde öznel olarak tahlil edilmesi gereken bir yıldır. türkiye'de yeni bir dönüşüm ihtiyacı ile yeni örgütlenmelerin zirve yaptığı ve sonuçların alınmaya çalıştığı yıldır.
1920'lerde devlet eli ile zengin yaratma politikalarının ardından, 1940'larda savaş dönemi stokçulukları ile gündeme hakim olan "türedi zenginler", 1950 yılında rahmetli ismet inönü'nün iktidarı toprak ağaları'na kendi elleri ile teslim etmesi sonucunda asker sivil bürokrat burjuvazi ile ittifak kurarak yeni bir oligarşik yapı oluşturmuşlar ve ayak takımını yukarıdan aşağıya örgütleyerek yeni bir toplumsal dönüşüm peşine düşmüşlerdir.
iş bu meyanda bu gelişmelerden müstesna kalmış yegane kulüp galatasaray olmuştur. yeni oligarşi'nin mensupları hakim oldukları her yerde olduğu gibi kendi kültürel ve sosyal hakimiyetlerini toplumun her kesimine empoze etmeye çalışmışlar ve yeni toplumsal projelerinde 6-7 eylül olayları gibi mevzularda zafer kazanmış olsalarda 1960 ihtilali neticesinde yeni toplum projeleri ellerinde patlamıştır.
bu olay nifak ve rekabet'te kin ve intikam duyguları ile değil de yukarıda verdiğim bilgilerin ışığında o günün siyasal ve sosyal koşulları göz önüne alınarak okunmalıdır. aslında bir yanı ile hakimiyet alanını genişletmeye çalışan bu kültürel formun sahiplerinin etkin oldukları alanları genişletme çabasından başka bir şey değildir.
daha önce bir şeyler daha yazmıştım;
(bkz: çeşme meydanı fenerbahçelileri)
galatasaray ile fenerbahçe arasında oynanan 150.maçtır. maç 2-0 fenerbahçe'nin galibiyeti ile sonuçlanmıştır.
önemli yanı türkiye tribünlerinde ilk ölüm olayının olduğu maçtır. galatasaray-fenerbahçe rekabetinde ilk cinayet bu maçta işlenmiş olup, maç sonrası galatasaray kulüp binası eski galatasaraylı yeni (gbkz elektrik kulübü) milli boksörü (bkz: tayyar kalça) öncülüğünde bine yakın fenerbahçe taraftarı tarafından basılarak cam çerçeve yere indirildikten sonra içeridekiler linç edilmeye kalkışılmıştır.
mahkeme neticesinde suçu sabit görülüp hakkında 5 yıl ceza verildiği için ismini yazmamızda sakınca olmayan "ibrahim kuzgun" isimli taraftar bir kaç arkadaşı ile birlikte 17 yaşındaki galatasaray taraftarı "mehmet girlay"ı döverek öldürmüştür.
olayın akabinde eski galatasaraylı yeni elektrik kulübü milli boksörü "tayyar kalça" öncülüğünde bin civarındaki fenerbahçe taraftarı kulüp lokalimizi basarak binayı yerle bir etmeye çalışıp içeride bulunanları linç etmek için girişimde bulunmuşlardır. içeridekilerin büyük direnişi ve emniyet güçlerinin müdahalesi sayesinde emellerine ulaşamamışlardır.
tayyar kalça" dönemin fenerbahçe idarecilerinden "hayrullah güvenir" ve "rüştü dağlaroğlu"nu şahit göstermesine rağmen daha sonra refik selimoğlu ve fikret arıcan'ın olay sırasında yanlarında olduğuna dair verdiği beyan ile kurtulmuş ve bu tavırları olay esnasında binamızın içinde bulunan başta muzaffer bozok olmak üzere bülent giz, ali kavala, zeki aslan ve malik bey tarafından yalanlarak galatasaray yöneticilerinin protestolarına neden olmuştur.
maktul mehmet girlay'ın cenazesi galatasaray kulübü tarafından tabutuna bağlanan sarı-kırmızı kurdeleler ve sarı kırmızı çiçeklerle bezenmiş resmi taşınarak kaldırılmıştır.
bu entry'nin amacı bugün saçma sapan hale gelmiş galatasaray-fenerbahçe rekabeti hakkında yeni kin ve nefret tohumları ekmek değil, sadece bir tarihi gerçeği ve bilgiyi bu sözlüğe yazmaktır.
1955 yılı kendi içerisinde öznel olarak tahlil edilmesi gereken bir yıldır. türkiye'de yeni bir dönüşüm ihtiyacı ile yeni örgütlenmelerin zirve yaptığı ve sonuçların alınmaya çalıştığı yıldır.
1920'lerde devlet eli ile zengin yaratma politikalarının ardından, 1940'larda savaş dönemi stokçulukları ile gündeme hakim olan "türedi zenginler", 1950 yılında rahmetli ismet inönü'nün iktidarı toprak ağaları'na kendi elleri ile teslim etmesi sonucunda asker sivil bürokrat burjuvazi ile ittifak kurarak yeni bir oligarşik yapı oluşturmuşlar ve ayak takımını yukarıdan aşağıya örgütleyerek yeni bir toplumsal dönüşüm peşine düşmüşlerdir.
iş bu meyanda bu gelişmelerden müstesna kalmış yegane kulüp galatasaray olmuştur. yeni oligarşi'nin mensupları hakim oldukları her yerde olduğu gibi kendi kültürel ve sosyal hakimiyetlerini toplumun her kesimine empoze etmeye çalışmışlar ve yeni toplumsal projelerinde 6-7 eylül olayları gibi mevzularda zafer kazanmış olsalarda 1960 ihtilali neticesinde yeni toplum projeleri ellerinde patlamıştır.
bu olay nifak ve rekabet'te kin ve intikam duyguları ile değil de yukarıda verdiğim bilgilerin ışığında o günün siyasal ve sosyal koşulları göz önüne alınarak okunmalıdır. aslında bir yanı ile hakimiyet alanını genişletmeye çalışan bu kültürel formun sahiplerinin etkin oldukları alanları genişletme çabasından başka bir şey değildir.
daha önce bir şeyler daha yazmıştım;
(bkz: çeşme meydanı fenerbahçelileri)
galatasaray ile fenerbahçe arasında oynanan 150.maçtır. maç 2-0 fenerbahçe'nin galibiyeti ile sonuçlanmıştır.
önemli yanı türkiye tribünlerinde ilk ölüm olayının olduğu maçtır. galatasaray-fenerbahçe rekabetinde ilk cinayet bu maçta işlenmiş olup, maç sonrası galatasaray kulüp binası eski galatasaraylı yeni (gbkz elektrik kulübü) milli boksörü (bkz: tayyar kalça) öncülüğünde bine yakın fenerbahçe taraftarı tarafından basılarak cam çerçeve yere indirildikten sonra içeridekiler linç edilmeye kalkışılmıştır.
mahkeme neticesinde suçu sabit görülüp hakkında 5 yıl ceza verildiği için ismini yazmamızda sakınca olmayan "ibrahim kuzgun" isimli taraftar bir kaç arkadaşı ile birlikte 17 yaşındaki galatasaray taraftarı "mehmet girlay"ı döverek öldürmüştür.
olayın akabinde eski galatasaraylı yeni elektrik kulübü milli boksörü "tayyar kalça" öncülüğünde bin civarındaki fenerbahçe taraftarı kulüp lokalimizi basarak binayı yerle bir etmeye çalışıp içeride bulunanları linç etmek için girişimde bulunmuşlardır. içeridekilerin büyük direnişi ve emniyet güçlerinin müdahalesi sayesinde emellerine ulaşamamışlardır.
tayyar kalça" dönemin fenerbahçe idarecilerinden "hayrullah güvenir" ve "rüştü dağlaroğlu"nu şahit göstermesine rağmen daha sonra refik selimoğlu ve fikret arıcan'ın olay sırasında yanlarında olduğuna dair verdiği beyan ile kurtulmuş ve bu tavırları olay esnasında binamızın içinde bulunan başta muzaffer bozok olmak üzere bülent giz, ali kavala, zeki aslan ve malik bey tarafından yalanlarak galatasaray yöneticilerinin protestolarına neden olmuştur.
maktul mehmet girlay'ın cenazesi galatasaray kulübü tarafından tabutuna bağlanan sarı-kırmızı kurdeleler ve sarı kırmızı çiçeklerle bezenmiş resmi taşınarak kaldırılmıştır.