resim
Mehmet Batdal
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:38
Boy:1.95
Uyruk:Türkiye
  • 488
    benden 4-5 yaş küçük gençler ile mahalle maçı yaparken topu iki kere kaleciye nişanlayıp üçüncü kez bir gol pozisyonuna girdiğinde bile "ulan millete rezil olmayalım" psikolojisi yüzünden eli ayağına dolaşan ben bile taşağına bir maçta bu haldeyken kim bilir kendisi ne hale gelmiştir 25 mart 2012 galatasaray trabzonspor maçında sonradan oyuna girince... aylar sonra ilk maçımdı ve üzerimde büyük bir baskı vardı çünkü ben abiyim, abi dediğin iyi oynar, öyle çoluk çocuğa madara olmaz... kondisyon falan da kötü tabi maç oynamamışım kaç aydır, götümden soluyorum resmen... kafamda oturtamamışım o insanlara karşı sergileyeceğim golcü kimliğimi...

    bildiğimi unutuyorum lan bildiğimi, kafam gidiyor resmen, otomatik vuruyorum topa stresten... o vuran ben değilim aslında, o ayak da benim ayağım değil, benliğim bir süreliğine terkediyor vücudumu, beynin refleks kısmı işte bir hareket yaptırıveriyor insana... oysa bana kalsa, yani o soğukkanlılığa o an sahip olsam golü doksana yazıp akabinde kaleciyi domaltarak direği bile monte ederim münasip bir yerine ama o an o kafa olmuyor işte, her an demiyorum, o an diyorum... sonra da masa başında sakin kafayla ahlar vahlar... kafa o anki korkuyu kaldırmadığından bir an önce geçsin psikolojisine yöneltiyor seni ve sonuç olarak herhangi bir vuruş ortaya çıkıyor.

    allah inandırsın son 4 günde 54 gol attım mahalle maçlarında, tabi haftasonu olunca vakit bol oluyor, mesai çıkışı maçları kısa tutmak zorunda kalıyorum. oh oh bir havalar bende sormayın, göğsümle düzeltip yarım vole ile köşeye vuruyorum falan, çok zevkli... tabi artık alıştım, sahaya da alıştım oynadığım tiplere de, zemine bile alıştım anasını satayım ne de güzel oturtuyorum topu ayağıma of of...

    beyler bu arada hatırlatayım, mehmet batdal isimli futbolcumuz tt arena'da ilk maçına çıktı dün, ilk... ilk kez adam bir maç oynadı yahu 52.000 kişinin önünde ve bu kişilerin tamamının ayağına baktığı...

    sinir stresten ve psikolojik baskıdan altına sıçmadıysa şanslı yani, kaldı ki insanız sonuçta, bu gibi psikolojik durumların ilacı kaç trilyon maaş aldığımız değil arada sırada oynayarak elde edebileceğimiz ufak bir adaptasyon sürecidir... o stat evi ama niye stres olsun ki? nah evi! sanki girdi de herkes "mehmet batdal oley!" dedi, bir alkışı bile çok gördüler kendisine, basit bir alkış yahu...

    "mehmet batdal mı? o mu kurtaracakmış maçı amına koyayım? ne günlere kaldık!", duyduğum tepkiler %90 böyleydi, böyle de oldu zaten, kahinlikte bir numarayız, bravo bize futbol müneccimleri, futbol dehaları...

    oturduğumuz yerden atıp tutmak kolay ne de olsa, gelişine vur gitsin, abanarak kaleciyi bile içeri sok değil mi, hatta bekle vur kaleci yatsın, olmadı önce düzelt sonra köşeye yuvarla, öyle kolay değil işte ne yazık ki...

    adam o pozisyonda kılı kırk yardı, aman dağa taşa vurmayayım, aman düzgün gitsin, aman kariyerimin golü bu, aman seyirciler derken olan oldu...

    oysa kendisini ne çok desteklemiştik, ne de sevmiştik, şans verip arka çıkmıştık değil mi? he, değil mi?

    yuh be batdal, hadi golü atamadın ama bizim emekler (!) ne olacak?

    mehmet batdal yahu, allah'ın mehmet batdal'ı... kendisine gerçekten çok üzüldüm, daha oyuna girdiğinde üzülmüştüm zaten, utandım çünkü oyuna girince, o golü atsaydı mahcup olacaktım çünkü kendisine, daha da çok utanacaktım... batdal oyuna girince ne geçti aklımdan? ya gol atar, ya da atamaz diye düşündüm, iki senaryoda da zaten olacaklar yeterince şekillendi kafamda 1 dakika içerisinde, sonuçta olana da şaşırmadım bu yüzden...

    atamadın da tokat oldu bize, acı bir gerçeği yüzümüze vurdun batdal, var ol... hayat böyle çünkü, en çok ihtiyacı olan sevgiyi, güveni, umudu bile vermedik kendisine, parayla ya çünkü, bok var, vermedik işte, vermeyince de böyle oluyor.

    bu adama mustafa sarp, barış özbek ya da ali turan kadar şans verilir, sonra geliriz hep beraber yerin dibine sokarız ama şansın içinde şans içinde 1 yıl sonra çıkıp gelen bu çocuğa şu muameleyi yapmak insafsızlıktır, acımasızlıktır, vahşiliktir...

    yazıktır...

    kötü yorumlar hala devam ediyor, ben de hala kendisini savunmak durumunda kalıyorum...
App Store'dan indirin Google Play'den alın