• 351
    70 dakikasını tek kale oynadık, sayısız gol kaçırdık, 2 puanı kaybettik ama kazancımızın daha fazla olduğu bir maçı geride bıraktık.

    öncelikle neyi kazandık? tek tek oyuncularımızı.
    emre akbaba
    diagne
    oğulcan
    ali yavuz
    çok kısa süre almasına rağmen kerem
    bu akşamın kazançları bu oyunculardır. çünkü takıma katkı verebileceklerini gösterdiler.

    geriye giden yok mu? var ömer bayram. bu saatten sonra ömer'den katkı beklemek çok zor.
    fatih öztürk. bu akşam itibariyle ona olan güvenim sonra erdi. keşke onun yerine alt yapıdan genç bir kaleciye şans verseydik.
  • 354
    ilk yarıda birazcık kıpırdanma olunca ikinci yarıda böyle saçmalayacağımızı tahmin etmeliydim. futbol basit bir oyundur, ancak lakayıt bir futbol oynadığınızda dünyanın en zor sporlarından birine dönüşür.

    ilk yarıdaki dikine futbol oynama hevesi feghouli’nin kanada geçmesiyle bozuldu. bunu tv ekranından görmek bile zor değildi. berabere kalmakta bir beis yok ama mevzubahis olan takım ligin gerçekten en kötü takımlarından birisi. üstüne üstlük 10 kişiler. geçen seneki hataların tekrarlandığını görmek o kadar moral bozuyor ki. her şerde bir hayır vardır diyelim.
  • 358
    muslera, okan, omar, luyindama, belhanda, arda, babel ve falcao’dan eksik takımımızın açıkçası bu kadar iyi oynayacağını tahmin etmiyordum. rakibin 10 kişi kalması bizi mahvetti. evet şaka ama gerçek. rakip 10 kişi kaldıktan sonra gömüldü defansına ve yetenekli çoğu oyuncumuz sahada olmadığı için başı kesilmiş tavuğa döndük. her şeye rağmen takımı beğendim. acı bir puan kaybı ancak bu kadar eksikle bu oyun beni mutlu etti. ben ne oyunlar gördüm! (bkz: 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı)
  • 359
    bence çok iyi bir oyun oynadık. ta ki üç oyuncu aynı anda değişene kadar. ne olursa olsun skorda önde olan takım aynı anda üç oyuncu değiştirmez. değişikliklerden sonra ritim bozuldu. herkes nerede duracağını anlayana kadar maç bitti. böyle maçlar 30-40 yılda bir gelir. doksanlarda kubilay'lı kadroyla bir karabük maçı vardı. o da aynı böyleydi ve 0-0 bitmişti. yapacak bir şey yok. bu maç bitti. çok önemli bir rize maçı var. orada kazanırsak her şey olumluya döner. maç başladığındaki oyun planı çok iyiydi. kaçan goller atılır. mühim olan öyle oynayabilmek.
  • 360
    arda ve belhandanın olmadığı ve iyi ki olmadığı maç. onlar varken takım kanı hızında oluyor. evet ileri uçta çok beceriksizdik ama bu ikisi olmadan özellikle ilk yarı ve 3 tane oyuncu değişikliği yapılana kadar bu sezon ki belkide en iyi maçımızı oynuyorduk. yani neymiş hurafelere gerek yokmuş yok belhanda olmasa ileri gidemeyiz arda sahayı 850 kere igidip geliyor. bu hiçbir geriği olmayan futbolcumsular olmadığında çok daha akıllı ve akıcı oynadık. ne zaman ki fatih hoca takımın düzenini birden ve hızlıca değiştirdi o zaman biz oyundan düştük. bu maçı bile hiç bir katkıları olmayanlara bağlamak akıl tutulmasından başka bişey değil. ayrıca lung gerçekten çok iyiydi. boşuna kötülemenin anlamı yok. ayrıca takımın psikolojisi hiç iyi değil çok kırılgan.oyundan çabuk kopuyor , çabuk demoralize oluyor. buna bir önlem alınmalı yoksa biz daha böyle çok puan kaybederiz.
  • 364
    bu dediklerim bu maç özelinde değil, genel olarak son birkaç seneyi kapsayan ve görünüşe göre en az birkaç sene daha sürecek olan bir dönemi kapsıyor. önceden belirteyim.

    ucuz etin yahnisi bu kadar olur derler. oğulcan, taylan, emre x3, etebo, diagne, pili bitmiş feghouli, ömer gibi oyuncularla bu kadar olur. kimsenin emeğini veya mücadelesini yadırgamıyor, küçümsemiyorum. gördüğümüz şey tam olarak iyi futbolcu-kötü futbolcu kavramından ötürü geliyor. son 10-20 seneyi düşünün, iyi oynadığımız ve başarılı olduğumuz sezonlardaki oyuncu grubunu hatırlayın. dönem dönem hasan kabze, ümit karan, milan baros, albert riera gibi oyuncuların yedek kalabildikleri, yerlerinde oynayanların bu isimlerden çok daha iyi performans verdikleri bir takımdı bu. şimdiki oyuncu grubuyla daha ötesini beklemek zor.

    burada elbette kötü kadro planlaması ve oyuncu grubu tercihlerinden ötürü teknik heyet ve yönetime eleştiri getirilecektir haklı olarak. ancak kazın görünen ayağı bu kadar değil. döviz kurlarının çok yüksek olduğu bu dönemde, borcun harcın kol gezdiği kulüplerde daha iyisini yapmak imkansıza yakın. kaldı ki elimizde diagne, babel, belhanda, feghouli, falcao gibi düşündükçe içimizi titreten kontratları olan oyuncular var. bugün her birinden sıfıra yakın maliyetle kurtulsan bile yerlerine yarısı kadar alabilecek oyuncular getirmen de çok zor. yönetime getirilecek en büyük eleştiri, bu kadar yüksek maliyetlerle bu kadar yaşlı ve hatalı isimleri kadroya dahil etmek olurdu. elalemin 400-500 bin eurolara ne transferler yaptıklarını görüyoruz. demiyorum ki kadroyu böyle adamlarla dolduralım -ki doldursak bile bundan daha kötü olmazdı diye düşünüyorum- ancak ayağımızı yorgana göre uzatıp, bütçemiz doğrultusunda oyuncular transfer edebilirdik. böyle olsa bile hem oyuncu hem de takım başarısının %100 olacağını garanti edemezsiniz. avrupa'da bir sürü takım atalanta gibi, bodo glimt gibi hamleler yapıyor, ancak kaç tanesini hatırlayabiliyoruz? kaçı başarılı olabiliyor?

    fatih hoca'ya da eleştiri bir yere kadar oluyor bu bakış açısıyla. elinizdeki malzemeden üretebileceğiniz şeyler üç aşağı beş yukarı bunlar işte. kimse bu takımı 2012 model galatasaray'ı gibi oynatamaz. kaldı ki o kadronun teknik direktörü duruyor işte kulübede. belki maç kadrosunda, kaleci transferi tercihinde veya oyuncuların saha içerisindeki hatalarından ötürü birkaç eleştiri olabilir, ancak hepsi bu kadar işte.

    bu ekonomik şartlarda galatasaray da bu kadar arkadaşlar. çünkü kaliteyi ucuza alamazsınız. gerçi biz kesenin ağzını açtığımızda da genelde doğru hamlelerde bulunmuyoruz, burası da ilginç tabi. ancak özellikle 2000'li yıllarda ve bilhassa fatih terim'le hatırladığımız o güzel oyunu ve kaliteyi tekrar yakalamamız artık biraz zor. ülkede ne zaman ekonomi düzelir, döviz girişi olur ve dolaylı olarak kurlar insani seviyelere gelir; o zaman galatasaray da eli yüzü düzgün oyuncular transfer edip eli yüzü düzgün top oynayan bir takım haline bürünür.

    tabi o zamana dek ülkede futbola olan ilgi hala aynı kalır mı, pek emin değilim açıkçası.
  • 365
    1- 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı
    2- 13 eylül 2013 galatasaray antalyaspor maçı
    3- 28 eylül 2013 galatasaray çaykur rizespor maçı
    4- 22 mart 2014 galatasaray kayserispor maçı
    5- 24 ağustos 2015 galatasaray osmanlıspor maçı
    6- 12 eylül 2015 galatasaray mersin idman yurdu maçı
    7- 22 ekim 2016 galatasaray trabzonspor maçı
    8- 23 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe maçı
    9- 15 mart 2020 galatasaray beşiktaş maçı

    maçlarının bulunduğu listeye üst sıralardan giriş yapmış maç.

    1. sıra tartışmasız bir şekilde 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'na, 2. sıra da 13 eylül 2013 galatasaray antalyaspor maçı'na ait diyebiliriz. bu maçı da 3. sıraya rahatlıkla koyabiliriz.

    bu arada liste son 10 yılın en şanssız maçları listesi.
  • 366
    bu maç özelinde güzel şeyler düşünenler olduğu için kötü hislerimi yansıttığım yazımı sildim. durduk yere keyif kaçırmaya gerek yok. şu maçta puan kaybetme riski elbette vardı ama rakip bu kadar pısırık ve kötüyken olacak şey değildi. hele hele yarım saat 10 kişi kalmışlarken maçı koparacağımız yerde 2 puan vermek çok acı. rakibin attığı gole bakarsak bizim için güzel bir ipucu verecek: ceza sahası dışından şut atmak günah mı? ya da yasak mı? son dakikalarda öylesine atılan bir iki şut hariç hiç denemedik. sadece bu maç özelinde de değil bu sıkıntı. madem rakip kapanmış, göbekten ya da kenardan tehlike yaratamıyorsun bari şutu deneseydik. maç öyle bir hale gelmişti ki yani en kötü birine çarpar, kaleciden döner veya kornere giderdi. adamlar geldi tek şut attı 1 puanı aldı gitti işte...
  • 368
    burada beraberlikle şampiyonluk gitti diyenler gerçekten maç izlemeye bu sene mi başladılar? bu takım geçen sene ligin ilk yarısı ne oynadı ikinci yarı pandemiye kadar ne oynadı hatırlıyor muyuz?
    takım kötü bu arada, hocanın çok hatası oldu, oluyor, yönetim rezalet durumda falan, ben de hiç öyle iyimser bir galatasaray taraftarı da değilim, ama şu maçtan sonra şampiyonluk gitti diye üzülebilmek için gerçekten daha önce hiç üzülmemiş olmak gerek sanırım.
    tam olarak unutmalık bir maç, takım her şeyi yaptı, top girmedi, bazen girmez, sadece bize olmuyor, milyonlarca euroluk takımlar 10 gol kaçırıp kupa kaybediyor, futbol bu. mücadele ettik, pozisyona girdik, keyifli bir maç izledik, benim beklentim bu, bu ligdeki her maçı kazansan ne olur kaybetsen ne olur? şampiyon olunca sanki kulüp çağ atlıyor, avrupa ile rekabet ediyoruz. izleyin keyfinize bakın işte, daha fazlası zaten olmayacak bugünün ülke futbolunda.
  • 369
    inanılmaz üzüldüm. kötü oynasak, pozisyona giremesek üstüne kaybetsek bu kadar üzülmezdim. sakinliğim maçın bitiminden bir saat sonra yeni yeni geçiyor. sakinleşince üstümdeki karamsarlığı atmaya başladım. hani hep diyoruz ya artık iyi oynayan bir galatasaray görmek istiyoruz diye işte biz bugün o galatasaray'ı gördük. evet kayserispor çok kötü bir takım, evet on kişi kaldılar hepsinde sonuna kadar haklısınız. ama takımın her bölgesinden en önemli oyuncumuz yoktu. eldeki kadrodan hiç ümitli değildim ama iyi iş çıkardılar. bu da gösteriyor ki takım çalışıyor, doğruları yapmaya çalışıyor, hocanın bir planı var. o yüzden karamsarlığa kapılmıyorum. her ne kadar geniş kadrosundan dolayı fenerbahçe'yi şampiyonluk favorisi görsem de bu yarışta varlığımızı son dakikaya kadar hissettireceğizdir. hocaya ve oynatmak istediği futbola güveniyorum. 28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı bizim için çok kritik. o maçta alınacak üç puanla bu maçı unutturabiliriz aksi bir senaryoda işler psikolojik anlamda bizi zorlu bir sürece sokar. bu arada herkes fark etmiştir. saha içi lideri bir takımın olmazsa olmazıdır. beşiktaş'ta atiba, fener'de gustavo ve sosa bu işi yapıyor. bizde de arda bu işi yapıyor. lider karakterli oyunculara ihtiyacımız var diğer türlü bu ligde şampiyon olmak zordur.
  • 371
    kafa olarak, kadro olarak ve oyun olarak iyi hazırlanan fatih terim'in maç anındaki anlık dikkat dağınıklığının* maalesef pahalıya patladığı maçtır. puan kaybını sadece bununla açıklamıyorum ama evet vesile olan bir andır.

    oyuncu değişiklikliğinin ve değiştirilen oyuncuların tek tek hatalı olup olmadığı çok onemli bir mevzu değil. zaten eldeki futbolcular belli. ancak üç oyuncu değişikliğinin aynı anda yapılmasının sebebi nedir? bu kadar radikal değişikliğe gidilmesine sebebiyet verecek bir durum yoktu. takımda değişiklik penaltıyla kazanılan golden once de ihtiyactı zaten. ancak üç oyuncu değişikliğinin aynı anda olması (devre arasında da değil) takımda anlık dağılma yaratacağını, organik devamlılığı bozacağını, hemen butun saha içi etkileşimlerinin bundan etkileneceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

    değişikliklerin hemen ardından da basit bir yerleşim hatası ile gol geldi. iki merkez oyuncusu* kanatta oyuncu baskısına gitti ve merkezi boşalttı. o anda stoperlerin o bölgeyi işaret edip gönderecek kimseyi bulamamaları kötü bir andı. tam oyuna yeni girmiş oyuncuların alan ve adam paylaşımları konusunda yerleşememiş olduğu bir takım hatasıydı. şanssızlıktı ama başa geldi.

    peki, kafa olarak iyi hazırlanmış dediğim fatih terim bu gevşekliği neden yapmış olabilir? muhtemelen, oyuncu eksiklikleri nedeniyle zor şartlarda hazırladığı takımının pozisyon üstünlüğünü elinde tuttuğu bir maçta golün bir türlü gelmeyişinin yarattığı stres büyüktü. rakibin direncinin artacağını bekliyordu ve beraberlik kokusu gelmeye başlamıştı. bu durumda penaltı ile gelen gol ve kırmızı kart gereğinden fazla bir rahatlama yaratmış olabilir. aynı ruh hali ile rakibe yansıtma yapıp, hem yenik duruma düşen hem eksik kalan rakibin direncinin tamamen kıralacağını ve hızlı karşılık veremeyeceğini düşünmüş olabilir. muhtemelen maçın bittiğini düşündü. (aynı şekilde sözlükte de maç 0-0 iken, gelen golden sonra kayseri geri dönüş yapamaz haleti-ruhiyesi hakimdi.) bu sırada aynı anda yapılacak üç oyuncu değişikliğinin de rahatlıkla yerleşeceğini ümit etmiş olmalı.

    ancak that's the football.

    açıkçası fatih terim bu tarz şeyleri dördüncü döneminde birçok sefer yaptı. aksine üçüncü dönemini hatırlıyorum, özellikle oyuncu değişikliklerini. doğru ya da yanlış oyuncu değişikliklerini takım dengesini bozmadan yapardı. takım formasyonu ile oynadığı zaman bile iki oyuncu değişikliği üç beş dakika ara ile olurdu. ilk değişikliğin takıma uyumlanmasını bekler sonra diğer değişikliğini yapardı. tabii ki "kesinlikle olmaz, kural olarak ölümcül hatadır" demiyorum. işe yarayacağı senaryolar da vardır ama böyle giden bir maçta ve o anda üç oyuncu değişikliği ile "şanssızlığa" kendi eliyle fırsat yaratmıştır. olan da olmuştur.
  • 373
    puan kaybedilen mac. 1 puan alabildik. evet rakip 10 kisi kaldi, evet efsane mac cikaran kaleci cikti yerine cipetpet girdi. ama olmadi. sans arkadas. bazen olmaz. eksik, su bu oyuncu degisikligi demeyeceğim. bazen olmaz. fatih hocayı son doneminde cok da desteklemiyorum ama, olabilecek en iyi sekilde oynatti ve oynadi takim. bir suru pozisyona girdik, ama kaleci ama direk ama sanssizlik. bazen, olmuyor bazen. yol kazasi diyelim. mactan once beklentim beraberlikti. ama malum sozluk kurallari geregi tahmin iceren entryler kabul edilmiyor. sonucta hala ilk 3'teyiz ligde. uzuldum, ama yangin yerine çevirecek kadar, ahmak romantik triplerine girecek kadar degil. nazar boncugu olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın