• 278
    insanlar transferlerin geciktiğini öne sürerek teknik heyete ve yönetime bilip bilmeden sektiriyor. işin gerçeğini ve arkasındaki dehayı size biraz açıklayım. yönetim bilmiyor mu transferin açıldığı gün ghezzal, gedson, alioski, stanciu'yu gelişine yapıştırmayı. iş mi bu şimdi? size arkada dönen asıl beyin fırtınasını anlatayım ki büyük resmi görün.

    şimdi gitsek temmuzun başında mbappe'yi alsak siz de, ben de, yönetim de, hoca da biliyor ki bu adam 3 aya sadece ayak tenisi oynayarak, düz koşu yaparak kondisyon, fizik ve hız olarak arda turan'ın gerisine düşer. bu yüzden bekliyoruz ki ilgilendiğimiz oyuncular kendi takımlarında kamp yesin, antrenmana çıksın, hazırlık maçı oynasın, 1 eylül'de biz aldığımızda mermi gibi gelsin ki biz aralık ayına kadar adamdan fayda alalım. çünkü burada yastık savaşı yaparak, tavla oynayarak yaptıkları antrenmanın oyuncunun tüm yaz yüklenip geldiği kondisyonu tüketmesi yaklaşık 3 ay sürüyor. hepinizin gözünün önüne onyekuru gelmiştir. adam 6 ay monaco'da antrenman yiyor gelip burada 2 ay ligin içinden geçiyor ondan sonra antremansızlığın etkisi vurdukça sosyal medyaya falan sarıyor, başlıyor sürünmeye. iç savaşın, darbe rejiminin ortasından mohammed'i getirdik o adam bile sağı solunu unuttu. diyelim ki gedson'u hemen aldık; biz alsaydık belki sadece kasımpaşa ile oynanan maçta süre alacaktı. ama şimdi her gün benfica ile hazırlık maçına çıkıyor, 40 çeşit antrenörün gözü önünde fizik, kondisyon ve pozisyon çalışıyor, tek tek kendisi analiz ediliyor. bize gelse maksimum 5e 2 çalışır, 9 aylık, eşli batak falan oynar. var mı şimdi adamı erkenden getirmenin mantığı siz söyleyin. diğer isimler için de buna benzer şeyler yazabilirim.

    velhasıl dostlar hiç meraklanmayın. her şey hazır, plan nakış gibi işliyor. oyuncuyu şimdi alıp, sezon başlayana kadar çürütecek kadar keriz miyiz biz? zekaya saygı göstermeyi öğreneceksiniz*. işte buna kafa derler.
  • 279
    21 temmuz 2021 psv eindhoven galatasaray maçı sonrasında "transfer yapsak ne olacak ki" moduna girilen bir dönemdeyiz. aslında dünkü maç bize tam olarak bunun tersini gösterdi. korkunç bireysel hatalar, takım içi disiplinsizlik ve yeterince iyi çalışmamış olmamız dünkü hezimette ciddi faktörler olsa da dünkü hezimetin en büyük sebebi kesinlikle oyuncu kalitesi farkıydı. jesse'nin ve ömer'in bek olduğu, orta sahamızın aytaç-emre kılınç-arda turan üçlüsünden oluştuğu bir maça çıktık. tamam, bu kadroyla çıkmış olsak da 5 yememiz saçmalık ama bu takımın psv'ye karşı deplasmanda pek bir varlık gösterememiş olması da normal yani. biz işimizi en iyi şekilde yapmış olsaydık, bireysel savunma hatalarını ve savunma yerleşimindeki hatalarımızı minimuma indirmiş olsaydık belki beraberliği zorlayabilirdik ama dünkü kadromuzun dünkü psv kadrosuna karşı topu alması, önde pres yapması, kendi temposunda oynaması vs. mümkün değildi zaten.

    gelgelelim transfer döneminin başından beri yangın yapmakta maalesef haklı olduğum ortaya çıktı. elimizdeki oyuncu grubuna en az 7 ekleme yapmamız gerekiyor. bu takımın halen yedek kalecisi yok, 4. stoperi yok (ışık kaan'a güvenilmiyorsa), ikinci bir sağ beki yok, as sol beki yok, 6 numarada oynatabileceği ciddi bir alternatifi yok, gedson'u yok, as 10 numarası yok, futbolu fiilen bırakmamış olan oyun kurucu kanadı yok. yok oğlu yok...

    başkanın da hocanın da açıklamaları kağıt üstünde güzel ama "yapılanmaya gidiyoruz, her kuruşun hesabını yapıyoruz" diyip transferlerde geç kalmak bu transfer dönemi özelinde çok büyük bir hata. galatasaray'ın 3'e 5'e bakmaması gereken belki de tek dönemi 3'e 5'e bakarak yahut başka beceriksizlikler yüzünden boşa geçirmekteyiz.

    burak elmas son konuşmasında transferlerin lige yetişeceğini söyledi ama kusura bakmasın, kendisi bu konudaki güvenimi tamamıyla kaybetti. fatih terim'in de bu konuda başkanla aynı söylemde olması beni çok üzdü, hoca son döneminde neredeyse tüm transfer dönemlerinde geç gelen yahut gelmeyen oyuncuların sıkıntısını yaşamışken kendisini ve bizi yeniden böyle bir durumun içine atması fena.

    dilerim psv hezimeti bir şeyleri değiştirmiştir. dilerim artık işlerin çok daha hızlı ilerleyeceği döneme girmişizdir.
  • 280
    hic bir beklentimin olmadigi transfer sezonu.
    simdiye kadar ismi gecenler arasinda gedson harici takima katilmasini istedigim tek isim dahi yok.onyekuru‘num bonservisi alinmaliydi ancak o defter de kapandi.
    beklentimi düsüren ise terim.son 3 senede bu takima kimler geldi tekrar yazmaya gerek yok ama oyun olarak bir adim ileri gittigimizi düsünmüyorum.kanat alir defansif orta sahaya devsirmeye calisiriz, belki de stoper alip sag beke.bu takima ronaldo‘yi getir onu bile kullanamayiz adam max.6 ayda körelir. uzaktan senede 10 gol adami getir 10 asist yapan adami getir hayata küser.
  • 281
    sen bello, cicaldau, gedson, boey, berkan gibi gündemdeki genç isimlerle anlaş, sonra yüksek maliyet olmamak şartıyla ghezzal' ı getir. taraftar gıkını çıkarmaz.

    ama babel, diagne, feghouli, arda falcao gibi oyunculardan ağzı yanan taraftara aanholt, alioski, stanciu, ghezzal dörtlüsüyle giriş yaparsan taraftar tepki koyar. çünkü aklıselim taraftar galatasaray' in geleceğini de, parasını da düşünür.

    umutlu olmak istediğim dönem.
  • 282
    van aanholt, styger larsen, ghezzal gibi transferlerle kimse burak elmas'ın ve fatih terim'in belirttiği 3 yıllık planlama olayına inanmayacağı transfer dönemi.

    ben hala gerçekçi bulmuyorum çünkü hocanın teknik ekibinden, analizcilerinden (ya da analizcisi diyelim 1 tane var sanırım) ve antrenman metodlarından ümidi çoktan kestim.

    yine de adı geçen berkan kutlu, sacha boey, cicaldau gibi isimlerden oldukça memnumun. umarım hep bu yolda devam ederiz. sol bek için de van aanholt'u falan bir kenara bırakıp george bello'ya yönelsek ne güzel olur.

    bunları alırız, üstüne falcao katar'dan takım bulur, diagne premier lig'e gider büyük bir bütçe açılır. o zaman rachid ghezzal'a opsiyonu kulüpte olmak üzere 3 yıllık sözleşme ve uygun bir maaş verirsin, bir tek taraftarın dahi itiraz edeceğini sanmıyorum.
  • 283
    yaz döneminin başından itibaren; aanholt, larsen, ghezzal, stanciu, alioski gibi yaş ortalaması yüksek isimlerin adı kulübümüzle anılıyordu. bir yandan da burak elmas ve fatih terim; geleceğin takımı vurgusu yapıyordu. ortada bir çelişki vardı.

    nihayet, bugün itibariyle cicaldau ve sacha boey gibi isimlerle de adımız anılmaya başladı.

    eğer 2021-22 sezonu için; marcao, boey, cicaldau, kerem, taylan, gedson, mostafa gibi oyuncular 11'e düşünülüyorsa bu 7 oyuncunun yaş ortalaması yaklaşık 23 oluyor. geriye kalan 4 mevkiden biri kaleci muslera ve bence yaşı önemli değil. 3 oyuncudan biri daha genç olursa; kulübedeki isimlerle birlikte genç bir takım ortaya çıkmış olacaktır.

    burada kritik nokta; falcao, diagne, babel, feghouli gibi isimlerin kontratlarından çıkabilmek.
  • 284
    isim kismini kapatiyorum, su anda konusulan 24 yasindaki bir futbolcu icin bonservisinin %80'inine 6 milyon euro oldugu, kendisine de 5 yildan 1.1 milyon euroluk sozlesme verilecegi konusuluyor(5 carpi 1.1 = 5.5. bir istikrarsizlik abidesine senelik garanti verilen para). bu oyuncuya senelik 2.3 milyon euro yatirim demektir. eger ki oyuncu sozlesmesini galatasarayda tamamlarsa. 5 sene icerisinde katki verecegi basarilari goz ardi ederek yapiliyor bu hesap.

    2 sene oynadiktan sonra 10 milyon euroya transfer oldugunu dusunelim(bazi kaynaklarda serbest kalma maddesi istegi oldugu konusuluyordu.), bize kalan 8 milyon euro hem bonservisini hem de maasini odeyecektir oyuncunun. yerine sicak para da oldugundan kolaylikla ayni sekilde ikame yapilmasi mumkun olur. bu sekilde dongu tutturulup, devam edilirken bir oyuncu patlama yaparsa tadindan yenmez. ya da o pozisyonda istikrar olunca sen altyapidan bir ismi oraya cok daha rahat hazirlayabilirsin, ki bu kemiksiz kar demek. galatasaray seviyesinde bir takimin yegane odaklanmasi gereken sey bence istikrar. hatta istikrara para bile odeyebilecek bir buyuklukte galatasaray. asil zaten burasi buyuk takim denilirken anlatilmak istenen sey; istikrar.

    ne diyelim, rast gelsin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın