1999-00 UEFA Kupası Yarı Final Rövanş Maçı
22:00 Elland Road
2 - 2
  • 115
    net olarak türk futbol tarihinin en zor maçıdır. inanılmaz gerilimli bir atmosferde oynanmıştır. maçı kahvede okuldan arkadaşlarla birlikte izlemiştik 6 7 kişilik bir gruptuk. yaşımız 18 falan da değildi, öyle ya da böyle girmiştik kural tanımadan. aralarında fenerlisi beşiktaşlısı da vardı ama oynayan takım umurlarında değildi o gün. türk takımı olarak bakıyorlardı. belki başka bir milliyetin takımı olsa desteklemezlerdi ama ingilizlere karşı oynanınca mecburen galatasaraylı olmuşlardı çünkü futbolu icad eden ve bizi her bulduğunda rencide eden ingilizlere karşı türk kimliğiyle maçı desteklemekten başka çare yoktu o zamanlar. aynı şekilde ben de manchester united fenerbahçe maçında elvir boliç'in attığı gol sonrası küçükken çok sevinmiştim net hatırlıyorum. o zamanlar daha bir birlik beraberlik vardı. doğru düzgün başarımızın olmadığından olsa gerek. neyse..

    maç başladı müthiş bir uğultu hani ercan taner diyor ya kulakları sağır eden cinsten, aynen öyleydi. gergin de başlamıştı üstelik. sürekli faullerle oyun duruyordu oyunun başı. ayaklarımın bu kadar titrediği başka bir maç hatırlamıyorum. 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı belki, bilemiyorum... ama bizim topçuların allahı var inanılmaz konsantre ve soğukkanlı başladığı belli. kontra futbolunun en temiz örneğini o gün sundular. ben hatırlamıyorum galatasaray tarihinde bu kadar kontra futbolunu başarıyla oynadığımızı başka bir maçta. önce emre'nin pasında hakan şükür kaleciyi geçip woodgate'in çelmesiyle yerde kalınca penaltı kazandık. inanın ekrana bile bakamadım heyecandan. kahvedekilerin goooool duyduktan sonra sevinebildim. şu an bile izlesem halen heyecanlanırım ama hagi inanılmaz bir penaltı atmış. tam köşeye, kurtarılması imkansız olan cinsten. aynı penaltı örneğini 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında falcao attı. çok benzerler birbirine. zaten gergin olan ingilizler iyice agresifleşti. taraftar olarak da futbolcular olarak da çığrından çıkmaya hazır gibilerdi. bu maç oynanmaz tatil olur falan diyorduk hatta. duran topları klasik olarak hep iyi kullanıyorlardı ve atılan her köşe vuruşu tehlike yaratıyordu. zaten fazla dayanamadık yedik köşe vuruşundan. ama ilk golü attıktan sonra rahatlamıştık. 4 yemeyiz herhalde diyorduk ama hemen 2'yi atsalardı 4 5 olurdu büyük ihtimal.

    dedim ya fazla soğukkanlıydık diye, takım inanılmaz oynuyordu. kaptığımız her topu kontra atağa çevirmeye çalışıyorduk. hagi resitali vardı sahada. o maç inanılmaz oynadı. hatta uefa serüveninin en iyi topunu oynamıştır. sanat yaptı o gece sanat. yine anlaşmazlık sonucu kaptırdıkları topta hagi öyle bir döndü ki radebe'nin belini kırıp aldı topu ve inanılmaz bi ara pası attı. hakan şükür aldığında ölü noktaya doğru sürmesine önce sövdük, sonra da vurmamasına sövdük ama çalımlarla içeri girip köşeye plasesi net olarak en iyi kariyer golüdür kendisinin. şimdi bu golü ve kendisinin golcülüğünü ballandıra ballandıra anlatamıyorsam bi durup kendisi düşünsün ben ne yaptım diye. amına koduğumun cemaati yüzünden türkiyenin en büyük golcüsü yok sayılıyor şu an. yapacak bir şey yok. ikinci golden sonra net olarak bitmişti maç artık. ingilizler de havlu atmış sadece çirkeflik yoluna başvurdular. kırmızı kartlar vs sadece gergin olan maçın getirileri. ama inanılmaz oynamıştık. hatta avrupadaki en cesur maçımızı oynadık ülkece. bir an bile ezilmedik. aksine takır takır top oynadık. o gün maçtan sonra demiştim bu kupa bizim artık diye. arsenal daha güçlüydü leeds'ten belki ama burda bu maçı vermediysek andromeda galaksisinde oynayalım yine vermeyiz o kupayı demiştim. haklı da çıktım. çok şükür ki o kupayı aldık. ama bu maçın önemi başkadır gözümde. final maçı olan arsenal maçının son yarım saati ve penaltıları bile bu maç kadar heyecanlandırmadı.

    bir de bu maçta çok üzülmüştüm ama çubuklu tosunun kırmızı görüp final maçında oynayamaması benim en için sonraların en güzel olayıydı. 20 sene geçmiş üzerinden. daha dün gibi. vay be....

    edit: eklemesem ayıp etmiş olurum. taffarel de mükemmel oynamıştır o gün.
  • 83
    (bkz: tarihte bugün)

    hayatim boyunca bu macta gerildigim kadar gerilmemisimdir. 15 gün boyunca yazilanlar, ilk mactan önce 2 ingilizin hayatini kaybetmesi sonrasinda bu macin atmosferi deliceydi.
    yemin ederim su an oyuncularin sahaya mac oncesi cikisini falan hatiradim da leeds'liler her an sahaya girecek gibilerdi. zaten bi macta bizi ya bordo bereliler ya da sat komandoları korumustu. yedek kulubesinin etrafi falan acaipti.
    ama iste 5.dakikadaki penalti ve hagi'nin golu maci bitirdi. o saatten sonra 4 gol yemezdik ama kral'ın bana göre hayatında attigi en guzel golle de fisi cekmistik.

    tosuncuk ise bu macta gordugu mal gibi kirmizi kartla uefa finali'ni kaciracakti ki o zaman cok uzulsem de final maci karesinde ve o efsane macta olmamasindan bugun son derece mutluyum.

    ilahi adalet...
  • 132
    22 yıl önce bugün oynanan, benim izlediğim gerilimi en yüksek spor müsabakası.

    aris-efes pilsen, bebek katili apo'nun teslim edilmeme konularında italya ile yaşanan gerginlikteki juventus maçı, 12 mayıs 2012, 19 mayıs 2019 ibfk maçı veya derbiler falan yanında lunapark gibi kalır.

    yedek kulübesinin arkasında türkiye'den özel getirilmiş özel harekat polisleri vardı.

    ya o soğuk elland road havasında sahaya çok yakın bir atmosferde(o zaman premier lig yayını falan aşinalığı yok kırkta bir) o maçı oynamak çok zordu.

    ilk maçta 2 ingiliz öldürülmüş, ingilizlerin holiganlığı falan derken mevzu bambaşka yere dönmüştü.

    hagi'nin 5. dk.da attığı penaltı ile rahatladık, tur da bizim oldu ama o havayı şimdi bile hissediyorum. yazarken için sıkıldı.

    yaşı küçük olanlar 12 mayıs 2012'de hissettiklerini düşünsün, ondan çok daha fazlasıydı işte.

    diğer taraftan hakan şükür'ün attığı gol de bana göre kariyerinin en güzel golüdür.
  • 1
    2-2 biten ve uefa kupası'nda galatasaray'in finale yukseldigi mac.türk futbolunda devrim yasanan gun.
    galatasaray'in gollerini hakan sukur ve hagi atmıstır.leeds'in gollerini ise bakke isimli oyuncu kafayla ve aynı sekilde kornerden gelen topa kafa vurarak atmıstır.taffarel macta inanılmaz kurtarıslar yapmıstır.bülent korkmaz'ın ters vurusunda reflekslerinin muhtesemligini bir kez daha gostermistir.o zamanlar leeds forması giyen harry kewell kırmızı kart gorerek takımını 10 kisi bırakmıstır.
    galatasaray tarihinin en zor ve en yuksek tansiyonlu maclarından birisidir.nitekim 2 hafta once istanbul'da vefat eden leeds'li taraftarların cenazesi bekletilmiş ve mac günü topraga verilmistir.elland road stadında mac oynamak bu sartlar altında hic kolay olmamıs,tum olumsuzluklara ragmen galatasaray alnının akıyla bu mactan da basarılı bir sekilde ayrılmıstır.galatasaray finaldedir..

    (bkz: uefa kupası)
    (bkz: 17 mayis 2000)
  • 103
    futbol tarihinin en heyecan verici maçlarından. 2 taraftarı ölmüş leeds'in; intikam motivasyonuyla çıktığı ve ölümüne oynadığı bir maç.. baskılı ve çok etkili bir futbol oynadılar ancak taffarel müthiş oynamıştı. bu maçta leeds 5-2 falan kazanıp turu bile geçebilirdi; ancak galatasarayın avrupa aşkıı, karakteri, kuruluş amacı ağır basmış ve galatasaray futbol takımı tarihindeki ilk avrupa kupası finalini görmüştür. teşekkürler hakan şükür, hagi, taffarel, fatih hoca ve tüm takım, we are the best galatasaray...

    not: ercan taner'in uefa kupası boyunca efsane anlatımını unutmamak lazım. (bkz: hagiii nefis döndü yine) (bkz: kral bir çalım, ikinci hareket) (bkz: kral attıı allen road'da attıı)
  • 86
    maçı izlemeye arkadaşımla gitmiştik. gittiğimiz yer tıklım tıklım doluydu 500 kişi rahat vardı. haliyle oturcak yer falan bulmak imkansız, 2-3 saat önceden gidip yer tutanlar vardı. ayakta kaldık ama uzaktan milletin kafasından da görünmüyo bişey. gidip gazoz kasası bulduk çıktık üstüne bütün maçı öyle izledik.

    bize öyle güzel şeyler yaşattın ki galatasarayım.
    hepsi için teşekkürler
  • 116
    cimbombom'un erkekleri taksimlerde destan yazdı olayları sonrası adeta ölüm kalım maçına dönen, yürek söken maç klasmanındaki unutulmaz doksan dakika. ingiltere polisinin güvenliği sağlayamayız açıklaması sonrası galatasaray taraftarına yer ayrılmamıştı bu maçta. türk kamuoyunda klasik milliyetçi yaklaşımla bu beyanatın abartı olduğu iddia edilmişti başlarda. ancak her gün ingiltere'den gelen stadın bir kapısında düzenlenen anma töreni görüntüleri ve özellikle cenaze törenine katılan galatasaray kafilesinin yaşadıkları sonrası kamuoyu olayın ciddiyetini kavramıştı.

    ingiliz polisinin haklılığı da yaklaşık 1 ay sonra tivoli meydan muharebesinde ortaya çıkmıştı asıl. leeds united "firm"lerinin arsenallilerle birleşerek yaptıkları taaruz galatasaray'ın "vurucu tayfa"sının kopenhag'da olmaması sebebi ile boşa çıkmış ve olası bir katliamın köşesinden dönülmüştü...

    bu maçtan önceki cuma günü oynanan 14 nisan 2000 beşiktaş galatasaray maçında alınan beraberlikle ligde üst üste dördüncü şampiyonluğu garantilemesek de sağlama almıştık. maçın yıldızı fevzi'nin talihsiz ıskası beşiktaş'ın 12 maçlık galibiyet serisini bitirirken 6 puanlık farkıın korunmasına ve kafamızın lig konusunda rahatlamasına sebep olmuştu.

    ilk maçtaki 2-0'lık galibiyetin avantajıyla ellen road stadyumu'na çıkacaktık. ingiliz stadyumları her daim yapısı ve tribünlerin baskısıyla türk takımlarına ters gelmiştir. hele ki 1960-1970'lerden kalma önünde koşu pisti olan 15-20 bin kişilik stadyumlarda oynamaya alışkın türk futbolcular için daha da zordu. üzerine 2 haftadır kaba tabirle "kurulan" leeds tribünlerinden sahaya yayılan nefret maçı daha da bir zor hale sokmuştu....

    o efsane açılış sahnesinden emanet alırsak kasım 1999'da şampiyonlar ligi'nden uefa kupasına geçerken galatasaray'ın kupa şampiyonu olmasının fiyatını ingiliz bahisçiler 1'e 250 olarak hesaplamıştı. bir başka deyişle ingiliz bahisçilere göre bu olayın gerçek olma ihtimali binde dörtdü.

    ancak galatasaray teker teker turları geçmeye başladı. öncelikle italyan bologna'yı eledi, ardından 3 sene öncenin şampiyonlar ligi şampiyonu borussia dortmund'u... çeyrek finalde kupanın gizli favorilerinden mallorca deplasmanında alınan 4-1'lik galibiyet galatasaray'ın bir anda avrupa futbol kamuoyunda da favori olarak dillendirilmeye başlamasına sebep olmuştu. bir gece öncesi yaşanan olayların gölgesinde oynanan yarı final ilk maçını 2-0 kazanmıştık. ingiltere'de yapılması gereken üç fark yememekti...

    leeds united ise david o'leary'nin yönetiminde taş gibi bir takımdı. kalede nigel marty, önünde lucas radebe-jonathan woodgate tandemi, sağda danny mills, solda ian harte'tan oluşan korkutucu bir defans hatları vardı. lee bowyer, eric bakke, alan smith, harry kewell, michael bridges gibi pek çok etkili oyuncusu vardı. premier ligi o sezon 3. sırada bitirecek, ertesi sene şampiyonlar liginde yarı final göreceklerdi...

    galatasaray'ın ise makineleşmiş bir düzeni vardı. bu maçta da tam ve ideal kadrosuyla sahaya çıkacaktı. kalede taffarel, ergün-bülent-popescu-capone, okan-emre-suat-hagi, ilerde hakan ve arif tertibi ile* sahada yer alacaktı galatasaray'ımız.

    bu yürek söken doksan dakika öncesi galatasaray sahada siyah formayla çıkmak istemiş, ancak uefa tarafından sezon öncesi bildirilen formalar arasında olmadığı için bu istek reddedilince koyu renk antreman kıyafetleriyle ısınmaya çıkmakla yetinilmişti. nitekim ortamı yumuşatmak için saha kenarına çiçekler bırakmaya giden galatasaraylı futbolcuların tükürük yağmuruna tutulması maçın nasıl geçeceğine dair ilk ipuçlarını vermişti. galatasaray çubuk forma-kırmızı şort, leeds united ise tepeden tırnağa beyaz renkli o dönem ikonik olmuş forması ile sahadaydı. sahaya çıkarken hagi'nin suat'ı kenara çekip kendine gelmesi için tokat atması ise bu maça dair unutulmaması gereken detaylardandı...

    uefa'nın o dönemki parlayan yıldızlarından slovak lubos michel'in arkasında iki takım sahaya yürürken cine 5 ekranlarında ercan taner'in sesi yankılanmaya başlamıştı. maçın santradan gelen topta hagi'nin taç çizgisinin yanında leeds'li oyuncu ile yaşadığı ikili mücadele ve topsuz alanda suat kaya'nın yerde kalmasıyla başlamıştı. ilk atak fırsatını galatasaray bulmuş, mamafih gönül insanı joker arif her zamanki arifliğiyle topu üstten auta atmıştı. kısa bir süre leeds united atak hazırlığındayken yapılan pas arası sonrası hakan şükür'ü defansın arasına kaçırmıştık. çok hızlı gelişen atakta bir anda kaleciyle karşı karşıya kalmışken akıllıca bir hareketle sıyrılacakken yerde kaldı ve ercan taner'in tabiriyle slovak hakem 40 bin ingiliz'in önünde penaltıyı verdi...

    topun başına karpatların maradonası, gönlümüzün hırsızı hagi geçmişti doğal olarak. henüz beşinci dakikada gelecek gol leeds united'ın tur için 4 gole ihtiyaç duymasını sağlayacaktı. hadi koçum hadi aslanım nidaları eşliğinde topun başına gelen hagi'nin usta vuruşu kaleci köşeyi tahmin etmesine hatta gayet de iyi uzanmasına rağmen adeta iğne deliğinden geçip ağlara gitmişti.

    ancak leeds taş gibi takımdı ve maçı bırakma niyetleri yoktu. ada futbolunun alamet-i farikası uzun toplarla ve sağlı sollu bindirmelerle tempoyu istedikleri zaman arttırabiliyorlardı. 15. dakikada sol kanattan gelen köşe vuruşunda erik bakke çok iyi yükselip beraberlik golünü yazmıştı. bu goldan biraz sonra aynı pozisyon aynı şekilde cereyan etmiş, bu sefer taffarel direk dibine iyi uzanıp topu çıkararak rüzgarın leeds lehine dönmesini engellemişti.

    ilk yarı leeds zaman zaman tempoyu yükseltse de karşılıklı ataklarla geçmişti. 43. dakikada yine bir leeds united atağında takım bir an için ceza sahasının ön tarafında kümeleşmiş, kaptan bülent topu hagi'ye uzatabilmişti. büyük usta nefis bir dönüşle hem rakibini ekarte etmiş hem de yüzünü rakip yarı sahaya dönmüştü. orta çizgiyi geçtikten hemen sonra, aynı anda solundan atağa kalkan hakan şükür'ün önüne mükemmel bir ara pası çıkardı. hakan şükür'ün dawkins atışına benzettiği pozisyonda gelen gol türk futbol tarihinin en güzel kontraatak gollerinden biri olarak tarihteki yerini ayrıca almıştır.

    bu golün ardından atmosfer yine yükselmişti. önce kewell biraz kontrolsüz biraz da istemdışı şekilde yerdeki bülent korkmaz'ı çiğneyince kırmızı kartı görmüştü. bu karardan sonra ercan taner'in de ingiliz futbolcular tabanlarını gösteriyor diye anlattığı sekansın sonunda tuzağa düşen o dönemin genç futbolcusu emre belözoğlu oldu. slovak hakemin biraz da eyyam kokan kararı ile iki takım da 10 kişi kalmıştı. fatih terim tarafından yarı şaka yarı ciddi tartaklanmasını yüreğimiz burkularak izlediğimiz emre'nin final maçında oynamamasına yıllar sonra sevineceğimizi hatta şükredeceğimizi o dakikalarda bilmiyorduk tabi...

    ikinci yarıya arif erdem'in yerine hakan ünsal'ı alarak başlamıştı hoca. böylece 4-4-2'den 4-4-1'e dönmüştük. leeds united da forvet oynayan kewell'ın atılması sonrası defansı da bir kişi eksiltip orta sahasını kalabalıklaştırmaya çalışmıştı. böylece iki takım da birbirinin simetrisi bir düzenle sahaya dizilmiş oldu yine ve oyun sıkıştıkça sıkıştı. leeds united yine bastırsa da bizim de fırsatlar bulduğumuz oluyordu. leeds united 67. dakika'da yine bir köşe atışında yine eric bakke'nin kafasıyla beraberiliği bulsa da ilk yarıda yarattığı rüzgarı yaratamamıştı...

    kah taffarel'in zaman geçirip sarı kart görmesiyle, kah oyuncu değişiklikleriyle, kah leeds'in etkisiz doldur boşaltlarıyla kalan 25 dakikayı da kazasız belasız atlattık. galatasray yine türk futbolunda kimsenin yapmadığını yapmış, bir ilke daha adını yazdırmayı başarmıştı.

    bir ay sonra yeni bir ilke daha imza atarak taçlandıracaktı bu yürüyüşünü...

    (bkz: haykırıyorum bağırıyorum sevinçten çıldırıyorum)
    (bkz: galatasaray finalde)
    (bkz: tarihte bugün)

    bonus track:
    (bkz: ercan taner hagi desene)
  • 107
    türk spor tarihinin hatta cumhuriyet tarihinin en stresli olaylarından birisi bu maçtır.

    ilk macta 2 leeds taraftarının istanbul'da ölmesinin ardından bu maç kan davasına dönmüştü.

    12 mayıs 2012'de yaşadığınız stresin kat be kat fazlasını düşünün... savaş gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.

    hagi nefis bir hareket...
    ...
    acı biraz dar ama hakan çerçeveyi gördü...
  • 4
    o mac, benim izledigim cevrede fenerbahcelisi, besiktaslisi fark etmeksizin, yüksek adrenalin ile takip edilen efsane bir mactir. türk taraftarlarini'nin bu macta hep beraber galatasaray icin kenetlenmesinin en önemli faktörü ise, 2-0 kazandigimiz ilk mac'tan önce istanbul'daki taraftar kavgalari'nda ölen iki leeds'li taraftar ve ingiliz kamuoyunu ve basininin koparttigi firtinalardi. galatasaray'in turnuva'dan men edilmesi'nin gerektigini, türklerin ne kadar barbar olduklari özellikle ingiliz tabloid basini'ndan yansitiliyordu. bütün ingilitere, türkiye'ye kin kusuyordu. bu durum, bütün türkiye'nin galatasaray icin kenetlenmesine yol acti.

    bu maca türk seyircileri alinmamisti, ve galatasaray kafilesi'ni özel tim koruyordu.

    leeds united o dönem cok genc ama cok disli bir ekip olarak geciyordu. aslinda galatasaray salim kafayla düsünülünce tur icin mutlak favoriydi, cünkü 2-0 gibi bir avantaj ve en iyi onbiri ile sahaya cikiyordu. ancak macin oynandigi yüksek tansiyon, herhalde hic bir galatasaray'linin salim kafada olmasina imkan vermiyordu.

    macin gidisati mükemmeldi. ilk dakikalarda arif topu direge vurmustu yanlis hatirlamiyorsam. ve 5. dakika'da penalti'yi kazandik. 1997'deki hagi'nin istanbulspor macinda attigi penalti benim gördügüm en kritik penaltiydi. bu penalti ise ondan cok daha kritik ve önemliydi. lakin hagi gibi bir lider icin bu durumlar ölümsüzlesmenin anlaridir. hagi'nin golüyle toplam 3-0 öne gecmis, elenmemiz icin 4 gol yememiz gerekiyordu. aslinda olay bitmisti, ama salim kafayla düsünemiyorduk iste, yine kalbimiz küp küp atiyordu. 1-1'i yedik. ve sahneye ondan sonra kral cikti. belki de hayatinda attigi en güzel, en manali golü atti hakan sükür. neredeyse bütün sahayi bastan sona kostuktan sonra hagi'nin enfes pasini alip, sutunu cekesiye kadar taraftar olarak "napiyor bu adam yahu, atsin artik" diye celallenmemize aldirmadan, kendi bildigini yapti, ve harika bir gol cakti. bu gol ingilizleri kalbinden vurdu. türkiye'yi orgazmik bir transa soktu.

    maca dair hatirladiklarim, ikinci yarida, leeds'lilerle sahada baya dalgamizi gecmemizdi. ayrica not düselim, taffarel'in bu macta bir kac cok önemli, hayvani refleksler göstererek cikarttigi toplar vardir ki, bu kurtarislar olmasaydi, nacin neticesi nasil olurdu, düsünmek bile istemiyorum.

    sonucta mac 2-2 bitti, galatasaray ilk kez bir türk takiminin ismini bir avrupa kupasi finali'ne yazdirdi, ve ercan taner macin son düdügü caldiktan sonra bu macin özetini su cümle ile yapti: "türk futbolu'nda bir devrim"!
  • 143
    galatasaray futbol tarihinin en zor deplasman maçları sıralamasında ilk üçe yazılması yanlış olmayacak olan unutulmaz doksan dakika.

    klasman olarak en tepede olmasından ayrı olarak psikolojik anlamda da çok zorlu bir maçtı. kadıköy'den ve ataşehir'den alışkın olduğumuz şebekliklerin hiçbiri olmamasına rağmen, maç oynanırken koltuğundan hareket etmenin yasak olduğu bir ülkede, yaratılan atmosfer inanılmazdı.

    her ne kadar istediğimiz skorla dönsek de oyun olarak, en azından hocanın kafasındaki dünyada, bocaladığımız bir maç olmuştur. gerçekten de 5. dakikadaki baskın atakta gelen penaltı golü olmasa, hele bir de çok güzel zamanda gelen 2. gol olmasa tüm direncimize rağmen skoru tutmak mümkün olamazdı muhtemelen. tribünleri olmasa da rakip takımı düşürmeyi başarmıştır "kral" hakan şükür'ün "dawkins gibi attım" diye tabir ettiği ikinci golü...

    şimdi de işte tayyare alanya stadı'nda deplasmanına giderken tereddüt falan oluyor...

    (bkz: tarihte bugün)
  • 147
    galatasaray'ın uefa kupasına çıkan serisinde kesinlikle en zorlandığı maç bu olmamıştır. güle oynaya olmasa bile ilk maç öncesindeki olaylardan ötürü çok ağır bi' atmosferde oynanan bu maçı galatasaray ''kasmadan'' geçmiştir. eminim orada galibiyet gerekse onu da alırdık. uefa kupası serisinde final müsabakasını bi' kenara koyarsak en zorlu olanları kesinlikle ama kesinlikle bologna maçlarıdır.
  • 85
    yıl 2000 12 yaşındayım,ankarada yaşıyorum,babamla ve bir kaç akraba ile abidinpaşada bir kahvehaneye gittik,içerisi tıklım tıklım dolu,tabi o zaman sigara yasağı yok,her taraf counter strıkedaki sis bombası gibi göz gözü görmüyor.çevremdeki kişileri gözlemledim,turu geçeceğimize o kadar inanıyordu ki herkes,hayatımda o kadar inançlı topluluğu bir arada göremedim.
    bazı geri zekalılar tesadüf falan diyor ya hani,tesadüf falan yok galatasaray taş gibi top oynuyordu,leedsi kendi sahasında buldozer gibi ezdi geçti.

    uzun lafın kısası çok efsane maçtır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın