resim
Metin Oktay
Mevki:Santrfor
Doğum:02.02.1936
Ölüm:13.09.1991 (55)
Uyruk:Türkiye
  • 178
    --- alinti ---

    galatasaray kulubunun, metin oktay'in 18 ölüm yıl dönümünde, onu anmak için çıkardığı atkı ve tişortlerin üzerinde yazan repliktir bu. muhakkak ki bu lafın ne olduğunu, neden söylendiğini bilmeyenler olacaktır bu dünyada. o yağmurlu istanbul gününde, bir öğleden sonra tofaş marka aracinin hurda görüntülerini de hatirlamayanlar olacaktır,..

    1957 yilinda fenerbahçe ikinci başkanı müslüm bağcılar metinle bir gazinoda buluşur. bi çek uzatır metin'e, "rakamı sen yaz metin" der "yeter ki fenerbahçe forması giy".. metin oktay ise tok olmuştur her zaman paraya, izmirspor'dan da "ya ben ya galatasaray" diyen zengin kızı sevgilisini bırakıp gelmiştir zaten, anında verir cevabi "bizi sevenleri üzmeyelim baba, bizi sevenlere ihanet etmeyelim"

    böyledir metin oktay.. ajda pekkan ile "taçsız kral" filminin setinde tanışıp, aşk yaşamaya başladıklarinda, gündüz kılıç tarafından kadro dışı bırakılıp, izmir'e geldiğinde de mersinlili cocuklar kendisinden imza istediğinde kagit bulamayip para cıkartıp onu imzalayan, transfer taksidini aldığı gün, bebek'te turgay (şeren) ile birlikte yürürken gevreklerini denize düşüren bir gevrekçiye tüm transfer taksidini çıkarıp veren de metin oktay'dir...

    yıllar sonra futbolu biraktiktan sonra, galatasaray fethi heper için metin oktay'i gönderir eskişehir'e. fethi "ben eskişehirspor'a söz verdim kral, onlar benden cok şey bekliyor aynı durumda sen galatasaray'ı bırakırmıydın?" der, metin tek bir söz söylemez, öper anlından fethi'yi döner geri.. herşeyden önce sevenleri üzmemektir esas..

    son olarak 2002 tarihli hakan dilek kitabi "işte öyle bir şey"'den:

    babasının ölümü ardından evliliğinin bitişi moralsiz bırakır metin'i. bunlar yetmezmiş gibi bir de askerdeyken kamp dönemlerinde birliğinden alınan izinler dolayısıyla dokuz gün erken terhis olduğu savıyla paşakapısı cezaevi'ne konur, insanın burnuna kötü kokular geliyor. neyse... kral burada "hayatı tanıdım" dediği bir 45 gün "yatar." erken terhis edildiği 9 günün hatırına. çıkışta takımının karagümrük'le oynayacagı maçın kampına katılı maç sabahı gündüz kılıç odasmdadır: "biliyorum çok yorgunsun ama dışarıda binlerce taraftar seni istiyor. çıkıp verebildiğini ver. sen bize çok maç kazandırdın. seni hasretle bekleyen bu seyirciye ne olur bu saygıyı gösterelim." baba'ya "hayır" diyebilmek mümkün mü? çıkıp 3-0 aldıkları maçın iki golünü attı metin.

    --- alinti ---

    http://cekirdekcitayfa.blogspot.com/...-uzmeyelim-baba.html
  • 181
    --- alinti ---

    "o gün kış aylarından biri değildi sanki, güneş parlamıştı birden...herkes şaşkınlıkla izliyorken doğayı, kimse anlamıyordu... minik bir bebeğin haykırışları titretti odayı. annesi, kucağına aldı hemen. belki bir kızı olsun istemişti, ama böyle bir aslan parçasını dünyaya getirmek her ananın harcı değildi.... babası gördü sonra oğlunu, adı dedi "metin" olsun, "adı gibi ağırbaşlı olsun, zorluklar karşısında yılmasın" istedi. bilmiyordu babası, bilmiyordu annesi bir kuşak sonra her doğan erkek bebeğin "metin" olacağını... tıpış tıpış yürüdü birgün. işte ilk adımını atmıştı dünyada, ilk adımını atmıştı sarı kırmızı dünyaya... allah tarafından verilmiş bir yetenek vardı, ve içinde öyle bir sevda... yok yok, öyle sevda değil, ne mahalledeki bir komşu kızınaydı ne de lisedeki sıra arkadaşına. o başkaydı, sevdiği beşer değildi. beşer olmayınca sevilen, beşeri olmazdı sevda. insanüstü olurdu, ebedii olurdu. öyle ki, hayat arkadaşını tek kalemde silerdi onun uğruna, öyle ki "kendi üzülse bile, onu sevenleri üzmek istemezdi, üzmezdi". son sonbahar yok hayır, üzdü bizi. bir kere yalnızca. 13 eylül 1991'di. sonbaharda, bu kadar karanlık olur muydu dünya? trafik kazası dediler adına. inanmadık, inanamadık. o; en büyük sevdasını asla yalnız bırakamaz dedik... anladık sonra, bırakmamış zaten. ümit davala'nın attığı penaltıdaki üfleyişi, henry'nin kafasında, taffi uçarken onu havada uçuran dokunuşu, casillas'ı donakaldırırken jardel'e o golü attıran nazarı aramızda hissetmeyen var mı? metin oktay bizi bırakmazdı, biliyorduk!!! şimdi rakip oyuncular diyor ki, "hiçkimse beni bu statta otuz bin kişi olduğuna inandıramaz." size inanın diyen olmadı, çünkü biz de inanmıyoruz! aramızdan ayrılan her metin oktay, her baba gündüz, her jupp derwall, her alpaslan o stattaki ebedi locasında oturuyor. hatta bazen tezahüratlarını bile duyuyoruz biz...: ölüm varmiş, korku varmiş, bu dünyanin sonu varmiş bizim için yoktur tasa, kalbimde sen yaşadikça"

    --- alinti ---
    ezgi özkan www.metinoktay.com
  • 182
    arkadaşımın bana anlattığı bir anıdır:

    sezon, 68-69 sezonu. galatasaray'ımızın hocası toma kaleperovic. galatasaray’da hiç resmi maça çıkmamış; ama idmanlarda yer almış olan arkadaşımın babası, takım arkadaşıyla ikili pas çalışıyor. arkadaşı, gültekin amcaya, (arkadaşımızın babası) antrenman boyunca adıyla hitap etmek yerine devamlı alaycı ifadeler kullanıyor.
    o sırada metin oktay da gençlerin antrenmanını izlemektedir. genç delikanlının, arkadaşına ''benimle düzgün konuş!'' demesine, diğeri de karşılık verince olay çıkacağını gören taçsız kralımız, ikisinin yanına gelerek mevzuyu sorar. gültekin amca durumu anlatınca, 10 numaramız, alay eden arkadaşa tokadı basar ve antrenmandan kovar.
  • 183
    öncelikle başlık içinde aradım ama bulamadım. aslında bulamamama da şaşırdım doğrusu. bugüne kadar neredeyse bütün sözlük platformlarında ve forumlarda yazılan bu olay sözlüğümüzde nasıl yazılmamış, hayret. aynen aktarıyorum...

    --- alinti ---

    göztepe'nin galatasaray'ı yendiği bir kupa maçında 18 yaşındaki bir çocuk* kral'ı çok iyi marke eder ve ona top göstermez. göztepe o maçı 1-0 kazanır.
    maç biter. bıyıkları daha yeni yeni terleyen genç defans oyuncusu koşarak kral'a gider ve "metin abi, ben sizin çok büyük bir hayranınızım, lütfen bir resim çektirelim" der.
    metin oktay genç oyuncuya bakar ve...
    "sen benimle değil ben seninle resim çektirmek istiyorum, bugün maçın kahramanı sensin" diye cevap verir.

    --- alinti ---
  • 185
    sevebilmek, hayran olmak için ille de izlemenin gerekmediğini öğrendiğimiz eski efsane, taçsız kral, büyük insan'dır.. bizler öncelikle onun futbolculuğuna değil galatasaray aşkına hayran olduk. ismi lazım olmayan bir takım yöneticisinin verdiği tonla parayı elinin tersiyle itmesini, efendi kişiliğini sevdik. parçalı formasının üzerinde duruşunu, elini kalbine koyuşunu sevdik...

    kimse kimseye birini zorla sevdiremez. eğer milyonlarca insan hiç izlemediği birini hala anıyorsa onun futbolculuğunun yanında nasıl bir insan olduğunun da göstergesidir bu.

    (bkz: anlayana)
  • 188
    o'na tapanların " bazılarının " * merak edip de internette bir videosunu izlediğine bile inanmıyorum. ya da şu taçsız kral filmini. internetten en gereksiz filmleri arşiv yaparlar, çekerlerde, taptıkları futbolcunun meşhur filmini izlemezler. o kadar galatasaraylıdırlar çünkü.

    o'nu hakan şükür'den daha fazla sevmek pele'yi puşkaş'ı maradona'dan daha çok sevmeye benzer. anlaşılır birşeydir. herkes herşeyi sevemez, sevmesi de beklenemez. ben maradona'yı severim herşeyini bilirim çünkü. çok sefer maçlarını,gollerini izlemişimdir. pele'nin ise istatistiklerini bilirim. pele örnek insandır böyle olduğu için fifa onu en iyi oyuncu gösterir hep ama halk bilir ki maradona en iyidir. ben olaya böyle bakıyorum. hakan şükür'ü metin oktay'dan daha fazla seviyorum.

    not: bu entry'i metin oktay düşmanlığı olarak nitelendiren olursa, onun akıl sağlığından şüphe duyarım...
    not2: hakan'ı maradona gibi karaktersiz olarak gördüğümü sanan varsa, onun da akıl sağlığından şüphe duyarım...
  • 189
    galatasaray tarihinin bayrak adamlarından biridir.

    galatasaray din ise metin oktay peygamberdir. o kadar büyük ve önemlidir.

    metin oktay bir gerçekliktir. fenomendir.

    gerekirse put da yapılabilir. modern çağda da toplulukların putlara ihtiyacı vardır.

    metin oktay bütün bu övgüleri gerçekte hak etmemiş bile olabilir. ama bunun hiçbir önemi yoktur.

    metin oktay, taçsız kral bir idealdır, hayal kahramanıdır. simgedir.

    adı anıldığında milyonlarca insanın aynı şeyleri hissetmesini sağlayan bir araçtır, metadır.

    örnek galatasaraylıdır. prototiptir.

    metin gibi oynayın sözünde şairin anlatmak istediğidir. şöyle oyna, yüreğini koy, tekmeye kafa at, bütün terini akıt bla bla değil.

    metin gibi oyna. bitti.

    metin oktay efsanedir. efsaneler kolay üretilmez. elindekinin kıymetini bileceksin.

    bırak insani zaaflarını tarihin balık hafızasına. en güzel şekliyle hatırla ve hatırlat çevrendeki galatasaraylılara.

    abart abartabildiğin kadar.

    böylelikle galatasaray adına bir iz bırak.

    büyük camialar, toplumlar, halklar simge kişilikleriyle büyüktür.

    yirmi sene sonra hagi de katılacak metin oktay'ın adının yanına. kral hakan şükür de, büyük kaptan bülent korkmaz da, imparator fatih terim de.

    böylelikle bundan sonra galatasaray tarihi için kayıp dönem olmayacak. ali sami yen dönemi, metin oktay dönemi, prekazi dönemi, hagi dönemi. belki de arda turan dönemi. ilk iki isim arasındaki kadar uzun kayıp tarihimiz olmayacak bir daha.

    bunun için çabalıyoruz.
  • 193
    heykeli ilk olarak ölümünün birinci yıldönemi olan 14 eylül 1992 de o zaman kadıköy belediye başkanı olan dr.cengiz özyalçın tarafından yaptırılarak fenerbahçede ki kalamış parkına dikilmiş ve halen oradadır. açılışta galatasaray dan sadece doğan hasol ve adnan polat hazır bulunmuşlardır.

    florya daki heykel 18 ocak 2000 de açılışı yapılan heykeldir. izmire de bir heykelinin dikileceği söylenmişti ama dikildimi dikilmedimi bilemiyorum..
  • 194
    --- alıntı ---

    “sarı-kırmızılı renklere küçükten beri hayrandım. galatasaray izmir’e geldiğinde okuldan kaçar, maça giderdim. bence galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. galatasaray’ı işte bunun için tercih eder ve galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım”

    metin oktay

    --- alıntı ---

    galatasaraylılığı ve taraftarın sevgisini neden hiç bir maddi değere tercih etmediğini ve bağlılığının derecesini bu sözlerinden anlayabiliriz... bize düşen şimdi onu yaşatabilmek, onun gibi yaşayabilmek.
  • 197
    yıllar önce daha cocukken yani bi futbol ansiklopedisi vardı evdeki kitaplıkta. orda görmüştüm ağları delen golün resmini ilk kez aklım cıkmıstı.. sonra biraz büyüdüm o golü atan adamın hayatını okudum dinledim izledim, o ağları yırtan golü gördüğüm andaki şaşkınlığım kadar büyük oldu hayranlığım ve de galatasaraylı olmaktan duyduğum gurur.. nur içinde yat..
  • 198
    bir chevrolet marka araba karşılığında galatasaray'a gelmiş ve galatasaray için nişanlısından ayrılmıştır, tüm kariyeri boyunca sadece 1 kere kırmızı kart görmüş ve ilk ağları delen futbolcu olarak tarihe geçmiştir. insan metin oktay'ın geçmişini okuyunca tüyleri diken diken oluyor. bu nasıl bir aşktır? galatasaray formasının altında ellerini kalbinin üstüne koyduğun fotoğrafınla hatırlayacağım seni metin oktay.
App Store'dan indirin Google Play'den alın