• 127
    --- alıntı ---
    football manager 2019'un kış transferlerinin de yer aldığı 19.3.0 güncellemesi yayınlandı. güncellemeyi almak için steam'i kapatıp açmak yeterli.
    --- alıntı ---

    üçüncü ve son major güncelleme geldi. detayları henüz okuyamadım ama 19.3 güncellemesinin beta versiyonu geçen hafta falan kısıtlı bir kitleye gelmişti. o sırada inceleme fırsatı bulmuştum. öncelikle taç atışlarında artıkları defans oyuncuları çizgi savunma yapmıyor, adam adama markaj yapıyor. bu da uzun taç atışı ile çok fazla gol bulabileceğiniz bir bug onarılmış demek. o bug sayesinde her maç 2-3 gol bulmak çok kolaydı.

    ayrıca sürekli var incelemesi yapılıyordu ceza sahası köşelerinde verilen faullerle ilgili ve hepsi freekick oluyordu. freekick/penaltı dengesi sağlanmıştı. artık var'a daha az gidiliyor ve penaltı olma ihtimali gerçekten söz konusu.

    üçüncü konu ise beklenen devre arası transfer güncellemesi de gelmiş oldu. 19.3.1 ve 19.3.2 gibi minor güncellemeler de gelecektir yakında. bunlar daha çok oluşabilecek yeni buglar ve oyuncu profilleri için olur ama şu gerçek ki artık yeni kadrosuyla galatasaray daha güçlü. özellikle diagne'nin 15 olan bitiriciliği daha da artmış olabilir bakmak lazım.
  • 135
    alt liglerin adamı süründürdüğü ama garip bir hırs da verdiği oyun.

    kaiserslautern düşmüş 3. lige. aldım bunları, güzel futbolla çıktık bundesliga 2'ye. bütçe yok, 17-18 yaşında kuzeyden bulduğum gençler ve spalvis gibi bir forvetle, gaudino gibi eskinin büyük yeteneğiyle bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. para yok, yapılan scouting'in bir kısmı boşa gidiyor. 1 milyona harika bir sağ bek buluyorsun, cepte var 250 bin euro bütçe. üzücü...

    emil ceide, sigurd gronli ikilisi el emeği göz nuru scoutlarımın bulduğu iki müthiş oyuncu. herkese tavsiye ederim. gronli 19 ile frikik atıyor.
  • 136
    her seride olduğu gibi bu oyunda da normal kariyerlerden hevesimi alıp editor vasıtasıyla kendi oynamak istediğim oyuna uygun kadro kurup o taktikle futbol oynamaya başladım.

    şöyle ki; 4-4-1-1 dizilişinde merkezde iki tane box to box oyuncu kenarlarda birer ters ayaklı oyun kurucunun olduğu, bir santrafor ve bir de skor katkısı yüksek ofansif orta sahayla oynuyorum. oyunu pasör stoperlerim kuruyor ve modern beklerimin oyun kurulumuna katkısı sayesinde kenarlardan çok hızlı bir şekilde hücuma çıkıp gol buluyorum. sezonu 82 puanla şampiyon tamamladım.

    defansif taktiğimde ise farkı beklerin hücuma çıkmaması ve orta sahadaki iki tane ball winning midfielderla yaratıyorum. aynı zamanda santraforu da çalışkan forvet olarak oynatıp top kapma katkısını maksimuma ulaştırıyorum.

    kadrom ise: muslera; jose luis gomez, luyindama, marcao, birber meling; emre akbaba, mateus uribe, belhanda, ignacio fernandez; yusuf yazıcı; diagne.

    yedekler: okan kocuk, kaan ayhan, ahmet çalık, linnes, emre taşdemir, recio, matty james, abdulkadir ömür.

    şampiyonlar ligi’nde atletico madrid ve manchester united’lı grupta evde maç kaybetmeyip 9 puan alsak da averajla 3. olup avrupa ligi’ne gittik. orada da şampiyon olacak arsenal’a evde 1-0 kazanmamıza rağmen deplasmanda 88.dakikada yediğimiz golle 3-1 mağlup olup elendik. ffp belimizi bükse de yunus, mustafa, ali yavuz rotasyona sokacak adam konusunda elimi güçlendirdi.

    oyunun bu şekilde çok daha zevkli olduğunu düşünüyorum. görmek istediğiniz ve güç olarak ikame ettikleri adamlardan ne çok güçlü ne de çok güçsüz futbolcularla kuruyorsunuz kadroyu. hatta oyuncuların çoğu kendi mevkilerinde ve alışık olduğu rollerde oynamadıkları için uyum süreci sıkıntılı geçiyor. yeni heyecan arayanlara önerdiğim bir yöntem.
  • 137
    koca bir oyun serisinin oyunculardan "hayde bre koçum sen buraya doğru yardır" diye ok çıkardığımız günlerinden bu yana en kolay oyunu olabilir.

    daha bir sezon geçirdim oyunda.

    yine sıfır lisans ve göbekli pazar ligi oyuncusu olarak ayarladığım profilimle işsiz başlayıp iskoçya 4. ligden anlı şanlı sarı kırmızılı albion rovers'la anlaştım. ağam paşam kümede tut başka da bir şey istemiyoruz dediler. 10 takımlı ligde 10. olacağımız öngörülürken 8. olduk ligde kaldık. ertesi sene de farkında olmadan nasıl bir kadro kurduysam yönetim sezon beklentilerinde şampiyonluk ve play off diye iki seçenek verdi*

    mütevazı davranıp play off dedim şu an dozer gibi ilerliyoruz ligde.

    he bu arada geldiğim sezon deneme yoluyla sırf top sürebildiği için takıma ve ilk 11'e aldığım 16lık bacaksız meğersem olası bir premier lig yıldızıymış, en son 1976'da 40bin £ olan kulüp rekorunu yıllar sonra 60bin£+çeşitli bonuslar 40bin £+kardan %40'a hearts takımına sattım. kulüp ihya oldu.

    bu arada ipucu; bek oyuncuları %50 bile becerebilse kanat bek oynatın. modern bek/savunmada yılan gibi adamların kalbini kırıp gururunu beş paralık ediyorlar, oyuncunun top kapma ve pozisyon alma gibi ana özellikleri iyiyse rakibin tehlikesini büyümeden kesiyorlar orta saha civarında.
  • 138
    kaideyi taciz eden istisna bana kızmasın ama ben bu ralf rangnick’in ta ağzına tüküreyim.

    rb leipzig kariyerimin ikinci sezonunda idim. ilk sezonu son haftalarda şampiyonluğu kaçırarak kapatmış ve takımın bütün önemli yıldızlarını endüstriyel futbolun gerektirdikleri yüzünden kaybetmiştik. werner, klostermann, halstenberg, sabitzer, forsberg, bruma, orban... hepsi gitmişti.

    para bizde de vardı, olmaz mıydı... koskoca red bull var arkamızda. yerlerini ikame ettik elbette. cutrone, ox-chamberlain, matias vargas, j. lukaku, kaderabek gibi isimler almıştık ancak ikinci sezonun başında bir sıkıntı vardı. takım inanılmaz istikrarsızdı bir türlü beklenen randımanı alamıyordum.

    taktik aynı, oyuncular benzer hatta belki daha iyi kalitede, teknik ekip aynı ama başarı yok.

    öncelikle ilk denemem oyun tarzını değiştirme şeklinde oldu. hücum futbolundan ziyade sonuç odaklı bir futbol oynamak istedim ancak yine başarı sağlayamadık. şampiyonlar ligi’nde de işler yolunda gitmiyordu.

    benfica, napoli ve spartak moskova’nın olduğu grupta 4 maç sonunda 3 puanla 3. idik. sadece rus ekibini yenebilmiştik. ligde bayern’in 8 puan gerisinde 5. sıradaydık.

    köklü bir değişiklik yapma vakti gelmişti ve bir buçuk sezondur her şeyimi üstüne kurguladığım 4-4-2’den vazgeçecektim. 4-3-3’e döndüm. formasyon değişikliği iyi geldi ve santraforum agustin 4 maçın 3 tanesinde hat-trick yaptı diğer maçta ise 1 gol ve 1 asist yaptı.

    formasyon değişikliğinden sonra devre arasına kadar kupa’daki augsburg maçı dışındaki bütün karşılaşmalarımızı kazandık. devre arasında formasyon değişikliğinden doğan bir kanat ve bir orta saha ihtiyacım vardı ve klostermann’ı serbest kalma bedeli yüzünden schalke 04’e kaptırdım. orta sahaya didier ndong ve donny van de beek’i kattıktan sonra kanata ise hakim ziyech’i ekledim. takımın gösterdiği değişimden ötürü yönetim beklentileri değiştirme teklifiyle geldi. gaza gelip beklentiyi şampiyonluk yaptım ve bütçem transferi nerdeyse kapatmama rağmen 81m €’a fırladı.

    o an gözlerimde € simgeleri canlandı, buna eminim. en büyük eksiğimiz hem nicelik hem de nitelik açısından sağ bekteydi. buraya çok büyük bir ekleme yapmak zorundaydım ve aradığım ismi buldum.

    napoli’nin sağ beki elseid hysaj... antrenman programında yapmam gereken değişikliklerden ötürü bu transferi futbol direktörümüz ralf rangnick’e devrettim. yani, o’na güvenmeyip kime güvenebilirdim ki...

    transferin son günü gelmişti. ralf’a o kadar güveniyordum ki açıp bakmamıştım bile transfer ne alemde diye. velhasıl kelam transferin bittiği mesajı geldi, iş benim onayıma kalmıştı ama gelen mesajda onayla seçeneği yerine “bütçeyi ayarla” seçeneği bulunmaktaydı. gayrı ihtiyari tıklamış bulundum ve birkaç saniye vücuduma sessizlik çöktü.

    tekrar inip transfer ücretine baktığımda koskoca red bull’un batması için muhtemel komplo teorilerinden birisini bizzat gerçekleştirdiğimi gördüm.

    ralf rangnick, elseid hysaj için, napoli kulübüne, tam olarak, 118.000.000€ verdi.
  • 142
    (bkz: #2644271)

    hysaj’a red bull’un %51 hissesini vermiştik en son ancak bitmedi. fm 19 trajedileri kaldığı yerden devam ediyor.

    her neyse efenim, transfer sezonunu kapattık ikinci devreyi açtık. öncelikle mayıs ayında şampiyonlar ligi şampiyonu olacak chelsea’ye birinci turda deplasman golü kuralıyla elendik.

    ligde devam dedik bastık gaza. dolu dizgin devam edip şampiyon olduk. anında bayern niko kovac’ı kovdu tabi. aklımda büyük bir kulüpten teklif gelirse gitmek vardı ancak kalsam da üzülmezdim o kafadaydım.

    derken bayern’den teklif geldi ancak “kahpelik” olur diyerekten reddettim. ertesi hafta ise manchester’ın kırmızı tarafından gelen teklif görünce “çocukluk aşkımsın” diyerekten boş mukaveleye imza attım.

    kadro iyi kadroydu ancak hiç istediğim oyunu oynayabilecek bir yapı yoktu. leipzig’de deneyimleyip başarı sağladığım taktiklerimi buraya da uyarladım anında. daha sonra bu taktikte kullanabileceğim oyuncuları takımda tutup kalanlarını olabildiğince elden çıkarıp kaynak yaratmaya çalıştım.

    daha sonra takviyeleri tamamlayıp lige start verdim. pavard, cengiz, ndombele, pellegrini, haaland ve patrick roberts’a toplam yaklaşık 320m € ödedim. alexis sanchez isimli çöp ise elimde kaldı.

    duygularıma yenik düşüp puştu u23’e yolladım yarım dönem süründü orda devre arasında da real madrid’e kiraladım.

    her neyse... inanılmaz girdik lige 14 maçta 40 puan falan topladık öyle böyle top oynamıyoruz. şampiyonlar ligi’nde bayer leverkusen, milan ve sparta prag’lı grupta nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde 2 mağlubiyet alıp ikinci olduk.

    ligde doludizgin devam ediyorduk. kadrom çok kaliteli değildi, çok derin de değildi. benim aksime city’nin inanılmaz derin, liverpool’un inanılmaz kaliteli bir kadrosu vardı. ama ben tokatlaya tokatlaya oynuyordum. ilk yenilgimi ocak ayında 90. dakikada arsenal karşısında aldım misal.

    devre arası hiçbir ekleme yapmadım bir tane regen hariç, onu da zaten u23’te oynattım. juventus’la eşleşmiştik içerde dışarda 3 atıp geçtim. ligde bi ara bi tökezledik bu fa cup, şampiyonlar ligi fikstürünün olduğu dönem ama tökezledik dediğim de deplasmanda iki beraberlik falan öyle hesap edin puanı.

    bu oyuna rağmen city de liverpool da kıçımdan ayrılmıyordu bir türlü herifler hiç puan kaybetmediler nerdeyse. şampiyonlar ligi’nde monaco’yla eşleşip toplamda yanlış hatırlamıyorsam 7-3’le geçtik. fa cup’ta da tottenham’ı yenip finalde newcastle’ın rakibi olduk.

    bu arada takım çılgın atıyor tabi; pogba, pellegrini, lukaku, haaland, icardi, cengiz, martial çift hanelerde gol attılar. de gea gol yemiyor neredeyse...

    derken yarı finalde geldi liverpool... north-west derbisini ligde kazanamamıştım ikisi de berabere bitmişti. diğer eşleşme ise arap derbisi; psg-city.

    liverpool’a içerde 6, dışarda 3 attım. şaka değil gerçek... rövanş maçından sonra ise deplasmanda leicester’ı yenip iki hafta kala şampiyon oldum. finalde de rakip city. rotasyon yaparak ligi bitirdik ve finalde newcastle’ı 2-0 yendik. ikinci kupa hayırlı olsun.

    geldi şimdi sezonun en büyük maçı. final old trafford’da bir de anasını satıyım. tabi benim kıçım tavanda geziyor yok 5 atarım yok 6 atarım. kolay mı icardi 40 gol atmış haaland 25 gol, de gea en az maçların yarısında gol yememiş falan.

    velhasıl kelam o kutlu gün geldi çattı. maç başladı.

    dakika 12, pellegrini kırmızı kart...

    başım avuçlarımın içinde ekrana bakıyorum. derken ilk şoku atlatıp taktikte değişikliğe gittim. biraz daha savunmaya önem verdim derken 70. dakikaya kadar tek bir pozisyon vermeyip 3-4 tane net kaçırdım.

    70. dakika oldu bu sefer de bentaleb kırmızı gördü maç oldu 10 vs 10. ellerimi ovuşturdum açtım taktik menüsünü. dedim olum carlo (ancelotti olan, city’nin hocası şu an) sen mi büyüksün ben mi...

    takım son 20 dakika allahsız gibi oynuyor top göstermiyoruz ama ne olur ne olmaz diye de bir değişiklik bekletiyorum. pogba’yı çıkartıcam at gibi çatlayacak çocuk yoksa. derken hakem 3 dakika uzatma verdi, uzatmanın son dakikasındayız. o çıkartmadığım it oğlu it pogba yayda faul yaptı. şerefsiz oğlu şerefsiz foden da yazdı. çıkaramadık. yenildik.

    foden, ateşler içinde yanasın.
  • 145
    newcastle united ile 5 sezonun sonunda şampiyonluğa ulaştığım oyun.

    kadrom
    ranieri
    mbabu-lascelles-lucumi- theo hernandes
    ronaldo viera- nicalas nartey
    adama traore(jordi mboula) miguel almiron- ryan sessegnon
    micheal kouame
    şeklindeydi. ranieri 180 potansiyelli regen. theo hernandes'si kelepir gibi aldım. nicolas nartey'in 3.9 milyon euroya serbest kalma maddesi vardı aldım. adama traore'yi chelsea aldı devre arasında. yerine west hamla championchip'te iyi bir sezon geçiren mboula'yı aldım. mboula sezonun kalanında 12 maç 7 gol 5 asist ile oynadı. kouame son 3 sezonun gol kralıydı zaten. atıyor adam.

    transfer politikamı genelde satış listesindeki oyuncular, sözleşmesi dolmak üzere olan oyuncular üzerine kurdum. çünkü oyunda başka türlü transfer yapmak cidden çok ama çok maliyetli.dahası oyuncu satmak da bir o kadar zor. alttan sürekli hayvan gibi regenler gelince kimse sizin göndermek istediğiniz adamlara iş atmıyor.

    5 sezonluk süre zarfında 2 kere avrupa ligini kazandım. 2 kere şampiyonlar ligine çeyrek finalde veda ettim. çok rotasyon yapmış olmamın ciddi bir oyuncu sirkülasyonu yaşamış olmamın da bunda etkisi büyüktü. devre arası 3 oyuncu kaptırıp 5-6 oyuncu alınca şampiyonlar liginde devam edebilme şansınız pek kalmıyor. premier lig şampiyonluğum bana bile sürpriz oldu. sezon başı manchester ile bi maç oynamıştım içimden geçmiştlerdi. pogba'nın yanında milinkovic savic, sol kanadında jadon sancho olan bir takım düşünün. işte o manchester united. sezonu 1 puan önde bitirdim. 4 ay yenilmeme serisi yapmış olmamın bu şampiyonlukta payı çok büyüktü.

    yeni sezonda orta sahaya claudio gomes ve micheal cuisance hamlelerini yaptım. maitlan-niles'ın sözleşmesi bitmişti onu da kaptım. yedek kulübesinde oynayabildiği mevkiler nedeniyle tam bir joker. elimi hafifletir diye düşündüm. 3.9 milyona aldığım nartey 35 milyon euro gibi bir bedelle leicester'ın yolunu tuttu.
  • 149
    galatasaray ile olan kariyerimden sıkılıp, serie a ekiplerinden birisi ile kariyer yapmam gerektiğini hissedip parma ile kariyere başladığım oyun olmuştur. ilk sezonda parma'da bir çok kiralık futbolcu vardı. tahminlere göre küme düşmeme mücadelesi verecekti takım fakat ligi 8. bitirdim. önümüz sezon için ise 9 milyon euro transfer bütçesi vermişlerdi. bu rakam çok azdı tabi. genelde ücretsiz oyunculara ve kiralık oyunculara baktım. kadromu olşuşturdum. 2. sezonun bitmesine 10 hafta kala ligde 6.yım. önümüz sezon için büyük bir bütçe gelir mi bilmiyorum ama karınca kararınca kadroyu geliştirmeye devam edeceğim. açıkçası sevdiğim, hoşuma giden bir kariyer oluyor.
  • 150
    (bkz: #2669911)

    parma kariyerim ile 2. sezonumu bitirdim. çok fazla yatırım yapamadığım için kurduğum takım çok parlak olmadı ve ligi 9. bitirdim. transfer dönemi için 17 milyon euro transfer bütçesi verildi. kadromu kurdum. forvet eksiğim vardı, atalanta'da genç bir pivot santrafor aldım. ayrıca juve'den de moise kean'i kiraladım. ayrıca oyunda çok güzel bir detay var. fatih hocamız, canımız ciğerimiz atalanta'nın başında 2 yıldır ve bu sezon sonunda yılın menajeri seçildi. 2 türk italya liginde mücadele ediyoruz.*
App Store'dan indirin Google Play'den alın