• 77
    2018-2019 süper lig sezonu gibi puan bareminin düşük kalacağını düşünüyorum. hiçbir takım ligi sürklase edecek gibi görünmüyor. şampiyonluk puanı ne kadar düşük kalırsa şansımız da o kadar çok artar.

    ligi şampiyon tamamlamak istiyorsak ikinci devre minimum 40 puan toplamamız gerekiyor. bu da demek oluyor ki ikinci devre maksimum 2 mağlubiyet ve 2 beraberlik hakkımız var demek oluyor.
  • 80
    ikinci yarının ilk 8 haftasında sivas ve fb'ye yenilmemek şartıyla minimum 20 puan çıkarmazsak şansımız yok maalesef. arada bela olabilecek konya deplasmanı var, özellikle evimizde saçma sapan puanlar verdik, son dakikalarda puanlar dağıttık. malatya deplasmanı kırılma maçıydı baya, andone kalecinin darbesinde düşse, rakip 10 kişi kalacak ve penaltı atacaktık. ha se'lerle sa'larla olmuyor ama ilk yarının en başarısız hocası maalesef hocamız, başkası olsa şampiyonluğun ş'sini anamayız ama allah kerim fatih terim.
  • 82
    gecen seneki puan durumuna bakarsak cimbom’un kredisini neredeyse tukettigini ve artik puan kaybetme luksunun olmadigini rahatlikla görebiliriz. 2-3 beraberlik ve maksimum 1 yenilgi limiti var gibi duruyor. galatasaray’in bulldozer gibi gecmesi lazim ligin ikinci yarisini, yoksa sampiyonluk suban mumkun görunmuyor. tek umut sivas haric diger adaylarla farkin cok buyuk olmamasi.
  • 83
    mevcut durumda imkansıza yakın bir söylem.

    bunu, 28 aralık 2019 galatasaray antalyaspor maçı'na, diğer tüm maçlarda olduğu gibi, izmir'den kalkıp giden ve her ay minimum iki kere, sırf takımıma destek olmak amacıyla 1000 km yol yapan biri olarak söylüyorum.

    saat 9'da bir otobüs taraftarla yola çıkarsın. araç herhangi birinin ihtiyacı için 40 kere durur. çoğu sadece sigara molasıdır bunun. sigara içmiyorsundur ama herkesin üzerine sinen o sigara kokusunu duymazdan gelmeye çalışırsın. saat 3'te otobüs statta olur. gaza gelip bir üçlü çekersin, kafaları milyon olmuş renkdaşlarınla. sonra açarsın cinemaximum'un sayfasından kendine uygun saatteki filmlere bakar ve uygun avm ararsın. tek başına metroyla cevahir'e gidersin avmlerden nefret etmene rağmen. metrodan tek seferlik bilet almak için 20 lira atarsın makinaya ve eline 15 tane demir bir lira verir makine. koyarsın cebine şıkır şıkır. avm'ye vardığında etrafında çoğu arap milyonlarca insan vardır. yemek katını falan hiç sormayın hele, elinde tabldotlarıyla birilerinin zahmet edip de masadan kalkmasını bekleyen bir sürü insanı gördüğünde şaşırırsın ve yemek yemekten vazgeçersin. sinemada asla izlemeyeceğin bir filme, sırf vakti denk geldiği için girersin. ben mesela bu hafta jumanji'ye girdim 38 lira verip. çok saçma değil mi?

    sonra geri dönersin metro'ya, saat 6.30 olmuştur. yağmur yiye yiye stada girersin erkenden. saat 7'dir ve sadece muslera sahada ısınıyordur. donarsın. kafanı kaldırıp tepeye baktığında çift gözlü ısıtıcıların yalnızca tek gözünün çalıştığını görürsün. büfeden aldığın çay da ısıtmaz içini. 7.40 gibi yanındaki kombine sahipleri gelir ve sorarlar;

    "la bu maçada mı geldin manyak mısın?"

    sene başı 4000 lira verdik. her ay minimum 1000 lira da yola-istanbul'da yemeye içmeye-gezmeye verdik. formamızı ve atkımızı aldık. digitürk'e üye olduk. dergiye abone olduk. arkadaşlara ve akrabalara gsstore'dan hediyeler yağdırdık. şampiyonlar ligi maçlarında sabah 5'te güvenliklerin şaşkın bakışları içinde, üzerinde formayla ofise gelir ve mesai saatine kadar tekli koltukta uyumaya çalıştık. bunları zevk aldığımız için de yaptık eyvallah ama esas amaç takıma destek olmak istememizdi. şükür kendimizce de gerçekleştirdik bunu.

    sonra maçta 5 attık bu kez ve doğu tribünden otobüse kadar dona dona ve ıslana ıslana otobüse gittik. uyumaya çalıştık ama uyuyamadık. eve geldik ve pazar gününü de dinlenerek yedik.

    e bırakın da, lütfen, izin verin, ben "inançsız" olayım. yani ben bunu hak olarak görüyorum kendimde ve yazdıklarınızı da kabul etmiyorum. galatasarayımız bu sene şampiyon olamayacaktır. üzücü müdür? pek tabii üzücüdür. ama bir taraftan da fırsattır. hiçbir takım her sene şampiyon olamaz ve olmamalı da. bu sene devre arasında yapılacak hamlelerle biraz daha heyecanlanırız, o kadar. ne sivas'ı sivasta, ne başakşehir'i, ne fenerbahçe'yi deplasmanda yenebiliriz. şu şartlarda mümkün değil bu.

    kimse kimseyi kandırıp boşa ümitlenmesin. ve özellikle altını tekrar çizmek istiyorum ki, kimse "inançsız" insanları etiketleyip cadı avcılığına başlamasın. evinde başakşehir'e yenilen, 10 kişilik ankaragücü'yle berabere kalan, göztepe gibi bir takıma şut dahi atamayan bir takım birden şahlanıp şampiyon olamaz. olursa ne olur derseniz, tam olarak "mucize" olur. üstümüzdeki 4 takımla oynayacağız ve bence hepsinde, "dediğim mucizeler gerçekleşmezse" sahadan mağlup olarak ayrılacağız.

    diyorlar ki "sol bek saracchi gelirse, eskişehir'den jesse alınırsa, onyekuru bitirilirse, belhanda satılır yerine iyi bir orta saha alınırsa, taylan antalyalı'nın içinden zidane çıkarsa, muslera god mode açarsa, 6 aydır maç yapmayan linnes cafu gibi dönerse, falcao sakatlanmazsa şampiyon oluruz."

    tam olarak ninemin sakalları olsaydı dedem olurdu durumu anlayacağınız. yapılacak şey, bu seneyi unutup, şimdiden geleceğin kadrosu için oyuncularla anlaşmaktır. babel'den, mariano'dan, feghouli'den, selçuk'tan, falcao'dan ve belhanda'dan derhal ama derhal kurtulmamız gerekmektedir.

    tahminim gerçekleşirse ve haklı çıkarsam seneye ancak avrupa'ya gideriz. genç ve dinamik bir kadroyla 20-21 sezonuna başlarsak, avrupa ligi'nde güzel yerlere gelebiliriz. fazlasını ummak hayalciliktir. hele ki mert hakan yandaş gibi vasat türk futbolculara 2 milyon euro'ya yakın yıllık vererek* bu hayallere asla ulaşılamaz. yapılması gereken şey kuzey baltık ülkelerinden ve güney amerika'dan oyuncuları galatasaray'da oynamaya ikna edip makul fiyatlarla transfer etmektir. geleceğe genç ve enternasyonal oyuncularla bakmaktır. umarım bunları gerçekleştirebildiğimiz bir ikinci yarı bizi bekliyor olur.
  • 84
    67 puana ulaşmamız halinde başaracağımız olay.

    sivas hariç herkes aynı başarı yüzdesini gösterirse başak 66 oluyor. sivas'ın da bir 37 daha alması bence imkansız.

    67 şampiyonluk için yetecek. yapmamız gereken 40 puan almak. tıpkı geçen sene gibi.

    8 iç saha maçı 8 galibiyet 24 puan.

    9 deplasman 5 galibiyet 1 beraberlik 3 mağlubiyet 16 puan. bize yetecektir diye düşünüyorum.
  • 85
    normal bir dönemde tarihimizin hatrına çok az inanacağım bu tahmin imparatorun etkisiyle kat kat artmış ve 10 da kapanır 20 de kapanır dedirtmiştir. galatasaray'ın şampiyonluk yolunda her zaman çok büyük efor sarfedip kazanması yani winner karakteri ve hocamızın tutkusunun hiç bitmemesi üstüne son yaşanan olaylarla birlikte daha da şevklenmesi ayrıca bizi de şevke getirmiş inancımızı arttırmıştır. dolayısıyla hoca forma adaleti ve demoklesin kılıcı yeteneklerini kendi standartlarında kullanırsa ve ligi tanıması gerçeğini de göz önünde bulundurursak artık tahmin değil olabilecek en mantıklı söylem olarak karşımızda durmaktadır.
    allah yardımcımız olsun!!!!
    not: imla
  • 89
    ilk yarı bitimi itibarıyla önümüzde 6 takım olması dezavantaj gibi gözükse de öyle bir ligimiz var ki çok değil, 3 galibiyetlik seri yapan takımlar kendini bir anda üste atabilirler.
    şu durumda iken bizim en az 2 kere 4-5 galibiyetlik seri yapmamız, ilaveten de sami yen'de tulum çıkarmamız gerekir ki şampiyonluktan bahsedebilelim.
    (bkz: 2019-2020 futbol sezonu)
  • 90
    geçen sene ikinci yarıya başlarken başakşehir ile puan farkımız yine 6'ydı. o zaman, beşiktaş'ın hakem itelemeleriyle son maçlarda potaya girmesi dışında tek rakip başakşehir'di. ikinci yarıda şampiyonluğu resmi olarak kazandığımız başakşehir maçının sonuna kadar 12 galibiyet, 4 beraberlik aldık, hiç kaybetmedik. lig son maça kalsaydı muhtemelen sivasspor'u da son hafta yenip şampiyon olacaktık ve 13 galibiyet, 4 beraberlikle 43 puanlık bir performans gösterecektik. 43 puanlık performansı bu sezon gösterirsek toplam puanımız 70'i buluyor. 43 puanı alma şeklimiz de önemli ama. 13 galibiyet ve 4 beraberlik şeklinde alırsak iyi. rakiplerimize yenilmediğimiz ve onların da puanını aşağı çektiğimiz anlamına gelir bu. 14 galibiyet, 1 beraberlik, 2 mağlubiyet şeklinde olursa bu kez yenildiğimiz takımların kim olduğu önem arz eder. galatasaray 70 puanı bulacaksa sivasspor'un ikinci yarıda 18 puan kaybı yaşaması gerekiyor. ligin ilk yarısında sivasspor'un kaybettiği puan sayısı ise 14. dolayısıyla sivasspor'un 18 puan kaybetmesi olmayacak bir iş değil, özellikle şampiyonluk stresi de göz önünde bulundurulursa. 70'i bulduğumuz taktirde diğer üstümüzdeki takımları da geçeceğimizi düşünüyorum. allah yardımcımız olsun.
  • 91
    özellikle içerdeki ankaragücü ve konyaspor maçlarında kaybettiğimiz puanlar olmasaydı ikinci yarıda biraz daha kredimiz olabilirdi fakat camianın, takımın özellikle de hocanın inanmasıyla neler olabileceğini herkes biliyodur sanıyorum ki. bence 2 tane gerçek rakibimiz var onlar da başakşehirle fenerbahçe. özellikle fenerin ikinci yarı başlangıcındaki ilk 3 maçı çok kritik. ama her şeyden önce kendimize bakarsak ikinci yarı evimizde puan kaybına hiç tahammülümüz yok deplasmanlarda da formumuzu yükseltip max 3 bilemedin 4 deplasmanda puan kaybı lüksümüz var. özellikle direk rakibimiz olduğunu söylediğim fener ve başakşehirle deplasmanda oynayacağımız maçlar çok çok kritik 2 maçı da mağlubiyet almadan atlatmamız lazım. tabi kimse unutmasın “10 da kapanır 20 de 51 puan var yeter ki biz kazanalım.” *
  • 92
    mayıs ayında bağıracağımız slogan. ben de şampiyonluk için kafa yordum son bi kaç saattir.

    beyler bizi kesin şampiyon yapacak formülü açıklıyorum, yaklaşın.

    okumaya devam edin.

    az kaldı.

    formül: bütün maçları kazanmak. evet doğru en basit yol en doğru olandır bazen. bu da onlardan biri.

    bu kadar düz adam olunmaz diyorsunuz içinizden eminim. ama ben size bütün maçları kazanacak formülü de yazacağım!

    okumaya devam edin.

    bütün maçları kazanmanın tek yolu var; rakipten daha fazla gol atmak! arkadaşlar görüyorsunuz formül çok basit.

    bu olmuyorsa ikinci formül var kesin kazandıracak! o da; rakibin yediğinden daha az sayıda gol yemek!

    şu iki formülden birini bile uygulasak şampiyonluk garanti.

    arkadaşlar gördüğünüz gibi futbol aslında basit bir oyun. daha ne diyeyim! benden bu kadar. gerisi karar vericilere kalmış.
  • 93
    2017-2018 ve 2018-2019 süper lig sezonlarını şampiyonluğumuz ile tamamlamamızın en temel sebebi şampiyonluk da ki rakiplerimize karşı iç sahada oynamamızdı.

    2019-2020 sezonunda ise beşiktaş, trabzonspor hariç bütün takımlara karşı deplasmanda oynayacak olmamız. fenerbahçe, sivasspor, aytemiz alanya ve medipol başakşehir takımları ile yapacağımız bütün maçlar rakip yarı sahada oynanacak. bu konu önemli bir handikabımız.

    eğer şampiyon olmak istiyorsak lige 3' te 3 ile başlamak çok önemli. çünkü 18. hafta beşiktaş ve sivasspor, 19. hafta fenerbahçe - medipol başakşehir ve trabzonspor - yeni malatya, 20. hafta ise trabzonspor- fenerbahçe maçları oynanacak. rakiplerin birbirleri ile oynadığı bu süreci iyi değerlendirmek zorundayız. artık hata yapma lüksümüz kalmadı.

    *)

    unutmadan,

    --- alıntı ---

    yollar buzlu, dikenli, taşlı olsada
    bastığın yer üzüntülerle dolsada
    sel, çığ, ateş önünde her ne olsada
    cimbom gülerek yürür

    haydi haydi haydi cimbom
    haydi haydi haydi cimbom
    haydi haydi haydi cimbom
    cimbom başı dik yürür

    --- alıntı ---
  • 94
    ligin ilk yarısı itibariyle yarışta olan hiçbir takım maçlarına favori olarak çıkmıyor, herkes herkesi yenebilecek durumda ve kopup gidecek bir takım yok gibi duruyor. geçen sene kimyasını bozarak yakalayıp geçtiğimiz başakşehir'in bile içerde dışarda çirkin bir futbolla çoğu maça favori olarak çıktığı güçlü bir oyun ezberi vardı. üstüne hakemler ve belirli dış desteklere rağmen kaybettikleri puanlar ve bize yapılan tüm haksızlıklara rağmen onları nasıl yakalayıp şampiyon olduğumuz ortada. ancak geçen sene beşiktaş'ın yakaladığı suni çıkış dışında başakşehir'den başka rakibimiz yoktu (başka rakibimiz yoktu derken tabi ki saf futbol anlamında. yoksa konya deplasmanımızda ülkenin belki de 50 milyonunun "konyalı" olması başka konu...). böylece yakaladığımız sağlam bir istatistikle şampiyonluğa ulaştık. bu sene şu an itibariyle önümüzdeki hiçbir takımın güçlü bir oyunu yok. bizim de 17'de 14-15 gibi galibiyet sayılarına ihtiyacımız olmadan, belki 11-12 galibiyetle bile liderlik koltuğuna oturabilmemiz muhtemel. tek kritik nokta fenerbahçe, beşiktaş, başakşehir ve trabzonspor maçlarından en az 7 puan çıkarabilmek.

    sivasspor güzel futbol oynuyor ve bu konumda olmayı kesinlikle hakediyor ancak son birkaç haftada bile oluşan baskının oyunlarını olumsuz etkilemeye başladığı ve sonuna kadar götürecek güçlü bir oyunları olmadığı görülebilir. biz şampiyon olamazsak bir anadolu takımı olarak sivasspor'un şampiyon olmasını isteyebiliriz ancak onların da arka arkaya 3-4 maç galip gelememeleri ve bir anda "büyüklerin" arkalarına düşmeleri sürpriz olmaz.

    beşiktaş'ın çıkışının ise tamamen bir balon olduğunu, hepimiz fenerbahçe'ye yönelmişken bu sene hakem "hataları" sayesinde en çok puan kazanan takım olduklarını düşünüyorum. 6 maçlık serilerinde ne yazık ki normal yollardan kazandıkları tek maç bizim maçtı. daha öncesinde başakşehir ve alanya maçlarında kollandılar, kasımpaşa ve gençlerbirliği maçları da malum.

    bu sene saha içinde ve dışında çirkefliği arşa çıkarmış olan, türk futbolunu gittikçe yokuşa sürükleyen fenerbahçe'nin en ciddi rakibimiz olduğunu düşünüyorum. buradaki en önemli durum; ikinci yarının ilk maçları kağıt üstünde bizim için kolay görünürken fb için de en zor maçlar olarak görünüyor ve onların normal şartlarda oradan başarıyla çıkma ihtimali yok. tabi ki bunun federasyon ve hakemlerle de çok çok ilgisi var.

    bize gelince, geçen seneyle karşılaştırdığımızla bu sene arayacağımız çok daha kolay puanlar kaybettiğimiz kesin. defalarca fb'nin önüne geçip psikolojik üstünlüğü alma şansımızı teptik. net 12 puan çıkarmamız gereken ilk yarının son dört maçında 7 puanda kaldık. ikinci yarının başlarında nispeten kolay bir fikstürümüz var. 28 aralık 2019 galatasaray antalyaspor maçındaki havayı ve mücadeleyi devam ettirirsek özellikle sıkıntılı konya deplasmanından 3 puanla dönersek derbiye kayıpsız gidebilir ve hatta puan olarak önde çıkabiliriz. hoca, takım ve taraftar olarak biz üstümüze düşeni yaptıktan sonra fb'yi yarıştan koparmamak için her türlü kötülüğü yapmaya devam ederlerse de o zaman da ilahi adalet devreye girecektir. yeter ki biz kendi içimizde toparlanalım, hocamıza yarım sezonluk kötü futbol yüzünden sırtımızı dönmeyelim, hataları olsa da dönmeyelim, daha fazla yıpratılmasına müsaade etmeyelim. şu konjonktürde onun yıpranması takımın, yönetimin tüm camianın yıpranması demek.

    açıkcası geçen seneki şampiyonluğumuzun bu seneden daha önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. adil savaşmayan ve haftalar öncesinden yüzde 99 buçuk şampiyon ilan edilen bir rakibin adeta içinden geçerek diğer rakiplerimizi psikolojik çöküntüye soktuk. seviye artık galatasaray'ı durdurmak için türk futbolunu katletme noktasına geldi. ancak bu seneki şampiyonluğumuz bitirici darbeyi vuracak, bazı rakiplerin kendi kötülüklerinde boğulmasını sağlayacaktır. umarım.
  • 96
    ilk 17 hafta incelemesi yaparsak ikinci yarı ihtiyacımız olan şey galibiyet serisi. sezonun ilk yarısında arka arkaya üç kere galip gelemedik. en fazla iki kere üstüste galip gelebildik ve bunu da sadece iki defa tekrar ettik. yani hadi çıkıp bu maçı alıyoruz diyemedik bu sezon. en istikrarlı kısmımız ise 25.08.2019 sahamızda konya beraberliği ile başlayan ve 27.10.2019 beşiktaş deplasmanında mağlup olana kadarki bölüm. bu dönemde 27.10.2019 tarihli beşiktaş maçına kadar oynanan 3'ü deplasman (kayseri, malatya, gençlerbirliği) toplam 7 maçta 3 galibiyet 4 beraberlik elde ettik ve yenilmedik.
    bizim için sezonun ilk yarısında en olumsuz çıkarım arena' da kaybettiğimiz puanlar. uzun zaman sonra ilk kez ligde bir takım (başakşehir) bizi arenada yendi.
    sezonun ilk yarısında 9 maçı kendi sahamızda oynadık ve 5 maç kazanabildik. deplasmanda ise oynadığımız 8 maçı 2 kere kazandık.
    ayrıca galip gelirken sadece rize (2-0) ve eksik antalya (5-0) maçlarında birden fazla farkla galip geldik. hücum organizasyonu zaafı ve takım savunması, temposuz oyun gibi sorunlar ilk yarı can sıktı. bu meselelerden ders çıkarılıp her maç final havasında oynanırsa kendi sahamızda en fazla bir beraberlik 7 galibiyet 22 puan deplasmanda 9 maçta ortalama 5g-3b-1m performans tuttursak 18 puan topla hepsini 40 yapar. ve galatasaray' ın 23. şampiyonluğu hayırlı olsun. yani hedef 23 değil hedef 40 olmalı.
  • 97
    olası bir arda turan transferiyle gerçekleşecek olandır.

    saha içi olmasada saha dışı katkısıyla sezonun yıldızı arda olur. abdürrahim albayrak'ın yükünü hafifletir.

    eline böyle bir fırsat geçmiş arda turan tüm networkunu kullanır gerekirse messi'yi devreye sokar ve galatasaray'ı şampiyon yapıp taraftarı ile yeniden bağ kurar.

    şampiyonluk durumunda da arda'ya gösterilen tepki yarı yarıya iner. hatta gösterenlere "kaos çıkarmayın" diye tepki gösterilir.

    edit: güzelce ofsaytlanmışız ama neye tepki onu anlamadım. bu entry "arda turan gelmeli" demek değil ki. teori sadece.
App Store'dan indirin Google Play'den alın